45 dakika tradutor Inglês
1,408 parallel translation
45 dakika kazanırsınız.
THAT'LL BUY YOU 45 MINUTES.
Tamam, ne kadar 45 dakika uygun mu?
OK, what, like, 45 minutes, what?
45 dakika.
- 45 minutes.
45 dakika, evet...
OK? - 45 minutes.
45 dakika içinde zaten ölecekti.
He was gonna die in 45 minutes anyway.
Eğer 45 dakika sonra uyumazsam, hiçbir işe yaramam.
If I don't get my 45 minutes, I can't function.
45 dakika önce tuvalete gittin.
You went to the men's room 45 minutes ago.
45 dakika gitmek, 22 dakika çıkmak için 15 mil yarıçaplı bu alanın herhangi bir yerinde olabilir.
It took him 45 to drop him off. You figure 22 minutes out, same back, gives you a fifteen mile radius where he could be located.
Bak eğer sen kullanırsan 45 dakika içinde oraya varırız ve şu otobüs işkencesine de girmemiş oluruz.
Okay, with the way you drive this thing we could have gotten there in 45 minutes and not had to deal with this whole bus mess.
45 dakika boyunca telefonda bekledi, sen aramadın bile.
He hung on for 45 minutes, but you didn't even call.
Son 45 dakika içerisinde başında bir ağrı olduğunu düşündün, değil mi?
You've thought about getting a headache at some point in the last 45 minutes, haven't you?
Muhtemelen 45 dakika kadar sonra evde olurum.
So I'll be home, I don't know, in probably about 45 minutes or so.
45 dakika oldu hâlâ doktor yok.
45 minutes, and still no doctor?
Bak, Tam 45 dakika durmadan çalıştım, Hiç ara vermeyecekmiyim?
Well, look, I studied for 45 minutes straight, don't I get a break?
Şimdiden 45 dakika oldu.
It's been 45 minutes already.
45 dakika otobüs yolculuğu sonra tüm gün domuz gibi terleyerek banka sandalyesinde oturdum ve paramı geri vermek istemediler.
Forty-five minute bus ride... then I gotta sit on my keister sweating like a pig all day in those felt-covered bank chairs... and nobody wants to give me any money.
Hey, sadece 45 dakika ötedesin.
Hey, you're only 45 minutes away.
- Üzgünüm. 45 dakika beklemeniz gerek.
- I'm sorry. We have a 45-minute wait.
Bu 45 dakika önce söylediğin şeydi.
That's what you told me 45 minutes ago.
Beni 45 dakika boyunca kamarada tuttu.
She took me below deck for 45 minutes.
Kapatmam için bana 45 dakika ver, sonra da dairemde buluşalım.
Give me 45 minutes to close up, then meet me at my apartment.
Eşi yaklaşık 45 dakika önce gelmiş ve onu burada bulmuş.
Wife came home approximately 45 minutes ago, found him here.
Callicoon yolumuzun yaklaşık 45 dakika uzağında.
Callicoon is only about 45 minutes out of our way.
- Uçak, 45 dakika içinde La Guardia'dan kalkacak.
How much time we got? - 45 minutes plane leaves La Guardia.
Drool Gezegeni'nin karanlık tarafından yok edilmesine 45 dakika..
45 minutes till the darkness destroys Planet Drool.
Gelmesine en azından 45 dakika vardır.
She's at least 45 minutes away.
Bu işler için de en fazla 45 dakika gerekiyor.
That's 45 minutes at most.
Havadayım. 45 dakika içinde hedefe ulaşmış olacağım.
I'm in the air. I should reach the target in 45 minutes.
Kalan reaktörlerin erimesi için 45 dakika.
45 minutes to melt down the remaining reactors.
45 dakika önceydi herkes bir ambulans çağırdı.
It was 45 minutes before anyone called an ambulance.
Şimdi şöyle ki 45 dakika daha sürecek.
- Okay, here's what's going on. - Yeah. It's gonna take another 45 minutes.
2 saat sonra Clurman park yerinde yaralandı ve 45 dakika sonra da hepimiz gördük.
2 hours after that, Clurman got hit in his driveway, and 45 minutes later... Well, we all saw that.
Mutlu saatler 45 dakika önce başladı.
Happy hour started 45 minutes ago.
Kahvaltı 45 dakika masada kalınca böyle oluyor.
That's what happens when you leave your breakfast - sitting on the table for 45 minutes.
Herkes öğle yemeğine gittiğinde benim de gitmem lazım mıydı bilmiyordum ve dinlenme odasında 45 dakika oturdum ve sonunda bir kutu şeker yedim.
I didn't even know ifl was supposed to go to lunch when everybody went to lunch... so I just stood in the break room for, like, 45 minutes. And then I ate an Altoid.
Bu çılgın Rock'n Roll partisi ne zaman bitecek? 45 dakika daha var.
So, when does this crazy rock'n'roll party wrap up?
- Hem de 45 dakika içinde?
- In under 45 minutes?
Evet, ama nereye gittiğimizi sormayı 45 dakika önce bıraktım.
Yeah, but I stopped knowing where we were going about 45 minutes ago.
Önümüzdeki 45 dakika toplantıdayım.
I'm in session for the next 45 minutes.
Oraya sadece 45 dakika uzaklıkta.
It's only about 45 minutes away.
Dünyanın 45 dakika içinde sona ereceğine inanan biri için çok sakinsin.
You seem calm for someone who believes the world's going to end in 45 minutes.
Tamam o halde 45 dakika içinde görüşürüz.
Okay, so I'll see you in 45 minutes.
45 dakika daha harikasınız, süperdiniz
More than 45 minutes.
Beni yarın gece 8 : 43 ile 8 : 45 arası burada bulabilirsiniz, fakat söz veriyorum farklı bir iki dakika geçireceksiniz. Söz veriyorum.
You guys can catch me here tomorrow night, performing from 8 : 43 to 8 : 45, but it will be a different two minutes, I promise you.
Yeniden faaliyete geçmek için gerekli zaman : Dört dakika 45 saniye.
[Synth voice] Time required to begin renewed operation... four minutes and 45 seconds.
Neredeler? 45 dakika önce ekrandan kayboldular.
Where are they?
9 dakika 45 saniye.
9 minutes 45 seconds.
Dün gece 8.45'te 20 dakika süren bir yağmura yakalandım.
I got caught in the rain last night. A 20-minute torrential downpour at 8 : 45.
Üç saat olmasına daha kırk beş dakika var.
There's 45 minutes yet till the three hours.
Ama pasta ve punç alırsan, sadece 40 dakika gibi gelir.
Another 45 minutes. But if you get yourself some cake and punch, it'll only seem like 40.
Kırk - kırk beş dakika.
40, 45 minutes.