Abracadabra tradutor Inglês
225 parallel translation
Abra kadabra demezsen böyle olur işte.
That's what comes of not saying Abracadabra.
Abracadabra.
Abracadabra.
Şeyh Abrakadabra.
I'm Sheik Abracadabra.
Abrakadabra!
Abracadabra!
Ayrıca "abrakadabra" bölümümüzün başında Bay Henderson bulunuyor.
Besides, Mr. Henderson's in complete charge of our "abracadabra" department.
Abrakadabra, tabiri caizse...
Abracadabra, to coin a phrase... [Laugh]
Abracadabra...
Abracadabra...
Abracadabra, Harry.
Abracadabra, Harry.
Sihirli sözü söylüyorum, abracadabra. Ve presto, gitmiş.
I say the magic words, Abracadabra, and then presto, its gone.
Şimdi abrakadabra de.
Okay, say abracadabra.
Abrakadabra.
Abracadabra.
Abra kadabra!
Abracadabra!
Abra kadabra.
Abracadabra.
- Abracadabra.
Abracadabra.
Tabii ki, azcık abrakadabra... ve cehennemden gelen şeytani yaratıklar!
Of course, a little abracadabra... and up pops ghastly demons from Hell.
Abracadabra ve duvarlardan geçiyoruz.
Abracadabra... and we pass through walls.
- "Abracadabra." Sihirli kelime budur.
"Abracadabra." That's the magic word.
Dostların yapar mı... Abrakadabra, yırtıIsın...
Can your friends go "Abracadabra, let her rip"
Abrakadabra, anında orada olurum.
And, abracadabra, I'm back there.
- Abrakadabra.
- Abracadabra.
Sihirli kelimeler abra-kadabra, bir çuval patates, dana salamı, kabak ve...
The magic words - abracadabra sack of potatoes corned beef and cabbage.
Abracadabra ve hepsi karışsın!
Abracadabra and all!
Kendi araştırmamı kendim yaparım.
Abracadabra. - I'll do my own research. - Good.
Abrakadabra, işte geldi!
Abracadabra, here he is!
Malı alır almaz veya işler ters giderse "Abracadabra." deyin.
As soon as you got the stuff, or if anything goes wrong, say the phrase, "Abracadabra."
- Abracadabra mı?
Abracadabra?
- Abracadabra!
Abracadabra, yo!
- Oh, abracadabra dostum.
Oh, abracadabra, man.
Abracadabra mı?
Abracadabra?
- Abracadabra kardeşim.
Abracadabra, my brother.
- Abracadabra dostum!
Abracadabra, man!
Abracadabra!
Abracadabra!
Abracadabra, B!
Abracadabra, B!
- Şey, abracadabra.
Well, abracadabra.
Sonunda herkes senin bu abrakadabralarından rahatsız olacak.
Soon everyone will be sick your abracadabra.
Abra Kadabra gibi ama daha iyi.
It's like... like abracadabra, but even better.
Abrakadabra adamım.
Abracadabra, man.
Seçim sırasında elini şapkaya sokacak ve abra-kadabra!
Come the selection, he dips his hand in the hat and abracadabra,
Ama sonra papazlar bir büyü yaptı. Şimdi herhangi bir şey olabilir.
But then those monks pulled an abracadabra, so it could be anything.
Orada da abrakadabra yok.
Well, no abracadabra there.
Köprüyü geçtikten birkaç kilometre sonra... abrakadabra. İspanyol manavının yerini şık butikler alır. Döküntü binalar kırmızı tuğla evlere dönüşür.
Drive just a couple miles over the bridge... and abracadabra, bodegas turn to fine boutiques... tenement buildings turn into brown stones.
- Bütün bunları "abracadabra" ile mi yaptın?
- You did all that with "abracadabra"?
Abrakadabra!
Abracadabra! ...
Bana karışık kafamı temizleyecek abrakadabralar sattı.
I have this cleansing abracadabra to clear my muddled mind.
- Bu abrakadabrayı nasıl yaptı?
- How'd it abracadabra that?
Bana karışık kafamı temizleyecek abraka-dabralar sattı.
She sold me a cleansing abracadabra to clear my muddled mind.
Ve abrakadabra.
And abracadabra.
- Evet, evet. Şimdi... Bir elma alalım, birkaç gül yaprağı vee abrakadabra...
Now... and abracadabra... breathtaking bat?
DENİZDE İSYAN Abrakadabra!
Abracadabra!
Abra kadabraydım!
I was the abracadabra.
Abrakadabra...
Abracadabra.