Absolution tradutor Inglês
304 parallel translation
Günah çıkartmak isteyen bu kişi çarşamba sabahı saat 9'da Mans yolu üzerindeki küçük kilisede olmanız için size yalvarıyor.
A sinner wishing to receive absolution wants to meet you tomorrow at 9 AM in a small chapel on the route to Le Mans.
"Merhametli ve yüce Tanrı'mız... "... günahlarımızı bağışla,... "... tövbelerimizi kabul et.
Hear thee Almighty, most merciful Lord... grant us pardon, absolution and remission of our sins.
Zamanı geldiğinde günahınız bağışlanacak umarım. Başka birinin elinden.
Absolution will come in due time, I hope, and from someone else's hand.
Güç toplamaya çalışıyor gibi görünüyordu ve... çok zayıf bir sesle günah çıkarmak istedi.
He seemed to recover some strength and in an almost inaudible voice asked for absolution.
Evet, Af günü.
Yes, the Absolution
- Af sonrası günah dolu konuşuyorsun!
- You talk of sin after Absolution!
Çark edersen günahlarının af olacağını mı sanıyorsun?
Do you think you'll get absolution if you don't turn yourself in?
Derler ki : "Pantolonun suçu aklanır çabucak."
"Inside the trousers is immediate absolution".
Vaftiz ettim, isim verdim, kutsadım, günah çıkarttırdım, Tanrı'ya yakardım isteklerini kabul ettim. Depoyu doldurdum, yağları ve suları kontrol ettim ve tekrar dua ettim.
I baptise them, christen them, confirm them, hear their confessions, give absolution, last rites, bless their remains, fill the tank, check the oil and water, take off again and pray.
Bağışlanma istemiyorum.
I'm not asking for absolution.
Günahlarınızın bağışlanmasını istemek için mi geldiniz, Yüzbaşı?
You have come to obtain absolution, Captain?
Günah çıkarmamı falan sağlamayacak mısın? Yaptıkların bağışlanmaz.
There is no absolution for what you did.
Ben günah affetmem.
I don't give absolution.
Uzun ambulans yolculuklarında günah çıkarmayı, sonra da hastaneden kendi paramla taksi tutup dönmeyi sevmem.
I don't fancy giving a conditional absolution on a long ride in an ambulance... And having to pay my own way back from the hospital in a taxi.
Günahlarını affetmez sonra.
He may not grant absolution.
Herkesin günahlarını affediyorlar.
They grant everyone absolution.
Bazı günahların affedilmesi için...
There are some things that absolution just...
İntihar etmek üzere olanı birinin günahlarını affedemem. Bu ölümcül bir günahtır.
I cannot give absolution to a man who is about to commit suicide. lt's a mortal sin.
Buraya affedilmeye geldin.
You came for absolution.
Silahlı Kuvvetlerde görev yapan... ve genç hayatlarını... kalıcı barış için yapılan... bu adil ve kutsal savaşta feda eden herkes... tüm günahlarından... arındırılmıştır.
Please, pray for me. To all those in the armed forces who sacrificed their young lives in this just and holy war for everlasting peace, I grant absolution of all their sins.
Ölmek üzere olan yaşlı bir adamın günah çıkarması için.
An old man who's dying needs absolution.
Tanrı'nın huzuruna çıkmadan önce bağışlanmak istiyor musun?
You want absolution before you appear before God?
Sen ve ben gibiler için merhamet yoktur.
Is there no absolution for such as you and I?
- Onu günahlarından arındıracaklar. - Ha?
They'll give her absolution.
Günah çıkarma iyi bir ayindir.
Absolution and a nice mass.
"'Keşke sana gelip günahlarımı itiraf edip bağışlanma dileseydim. "
"'I wish you to confess me and give me absolution "'.
Daha iyi bir insan olacağım. - Tanrının yardımıyla. Tanrı korkusu içinde.
( Ludwig ) O God, I am heartily sorry... ( Priest recites absolution in Latin )
Günahlarımı bağışla.
Give me absolution.
Günahlarını bağışlayamam.
I couldn't give you absolution.
Bağışlaman gerek.
You must give me absolution.
Devam etmem için günahlarımı bağışlaman gerek.
To continue, I need your absolution.
- Çabuk, günahlarını bağışlatayım.
- Quickly, and I will give you absolution.
Bu kurtuluş arayışına hayatlarımızı koyduğumuzdan... Tanrı'dan günahlarımızı bağışlamasını istiyoruz... Ölüm anında... ruhlarımız reddedilmesin diye son kutsal ayinimizi yapıyoruz.
Since we are prepared to lay down our lives in the pursuit of this enterprise, we must seek final absolution from God now, lest we be denied the redemption of the blessed last sacrament at the moment of death.
Sadece arınmak istedim.
I wanted absolution.
Bu pezevengin günahlarını çıkartmakla ne yaptığını sanıyorsun?
What are you doing giving absolution to that mick pimp?
Günah çıkarmak mı istiyorsunuz?
You want absolution?
Bunu da günahının bağışlanması için yapıyorsun.
And now you're looking for absolution.
Tiyatroyu dolduran gerçek bağışlayıcı müziği duydum salonda oturanlara mutlak bir mükemmeli sunuyordu.
I heard the music of true forgiveness filling the theater conferring on all who sat there, perfect absolution.
GÜNAHLARIN BAĞIŞLANMASI
ABSOLUTION
Bağışlanmaya ihtiyacım yok!
I don't need absolution!
Peder Stellini, son takdis ve af çıkarma için.
Father Stellini to administer last rites and offer absolution.
Kefaretin için, çok dua et ve tövbe et ben de seni bağışlayacağım.
For your penance, pray a decade of the rosary now, make an act of contrition now, and I will give you absolution.
- O zaman, bir cinayetin bağışlanmasını kabul etmemin mümkün olmadığını da biliyorsundur.
Then you'll know I cannot grant you absolution for murder!
Bunun affı yok Peder.
No absolution for that, Father.
Otuzda bir af bile işe yaradıysa dünya yakında değişecek demektir.
If one absolution in thirty did its work... the world would soon be converted.
Affedilmeyi hak ediyor musunuz sizce?
Think you deserve absolution?
Tanrım, kalbime kavrayış zerk et ve her gün avare gezenin günahlarını bağışla ki günahkâr ruhum tanısın hakikatini.
Lord, instill understanding in my heart, and give absolution to one wandering all of his days, so that my sinful spirit shall know thy truths.
Ona mutlaklığı sorun.
Then ask your God for absolution
O halde Tanrınızdan bugün sizi affetmesini isteyin.
Then ask your god for absolution
Genel günah çıkarma işlemlerini yaptık.
I've already given you general absolution.
Dr. Quinoness, bu çok uzun zaman önceydi.
HOW DO I FIND ABSOLUTION?