Abuse tradutor Inglês
3,718 parallel translation
Muhtemelen yıllarca fiziksel ve duygusal ya da her iki şekilde, bu ciddi tacize maruz kalmış.
It most likely came about due to years of serious abuse, either emotional, physical, or both.
Belki de zanlı, Tanrı'nın onun değişmesi gerektiğiyle ilgili kitaptan alıntı yapanların tacizine uğradı.
Maybe the unsub suffered abuse at the hands of someone citing God's will that he should change.
Bir çocuğu taciz etme konusundaki tanıklıkta onların sözüne karşı sizin sözünüz bir şey ifade etmezdi.
Your word against theirs wouldn't hold up in court, not with a child testifying to your abuse.
Tabii aileler de tacize dâhil olduysa o başka.
Unless, of course, the abuse damned the parents as well.
Sistemin arkasına sığınarak kanunları hiçe sayanların sistemi kötüye kullanmasına ve tahrif etmesine izin vermemeliyiz.
And not accept abuse and manipulation of it by others who have broken the law but who hide behind it.
Haberin olsun diye söylüyorum, hepsi kontrol için çok uğraştırdı beni.
And just so you know, they all gave me dog's abuse for checking.
Yanımdaki insan cinsel taciz davasının kurbanı.
Your father doesn't think you're entitled to any privacy. Hey, the person I am with is a victim in a sexual abuse trial.
Madde bağımlılık problemi var.
He's got a substance abuse problem.
- O kadar çileye rağmen - hala güzel saçlı bir başım var!
All the abuse I've taken and I've got a beautiful head of hair!
Bizlere zorbalık yapmak değil.
Not abuse those by bashing up citizens
Taciz.
Abuse.
Bu yüzden bu ülkenin misafirperverliğini suistimal etmek isteyen sizin durumunuzdaki diğerlerine caydırıcı etki yapması için sert bir hüküm vermeyi gerekli buluyorum.
I find it incumbent on me to pass a severe sentence so that it may act as a deterrent to others in your position, tempted to abuse this country's hospitality.
Kurban uğradığı tacizi kaldıramadığından çok fazla öfke biriktirmiş.
The victim could harbor a great deal of anger if he didn't deal with his own abuse.
Kendi mağduriyetiyle gereğince baş edemediği gerçeğinden dolayı madde kullanımının bir çeşit üstesinden gelme mekanizması olduğu söylenir.
This says that the substance abuse is a coping mechanism, from the fact that he never adequately dealt with his own victimization.
Cinsel taciz kurbanlarının bazıları ailesine söyler bazılarıysa bir şekilde dışa vurur.
Some victims of sexual abuse tell their parents and others act out.
Bana kötü davransan bile, seveceğim seni!
Even if you abuse me, I would love it!
Tüten bir tabanca ile gelmeleri gerekirken, birazcık insan hakları ihlali buldular
They were supposed to come back with a smoking gun, and all they found was a little human rights abuse.
Sıradan aşırı güç kullanımı mevzuları.
It's just your garden variety abuse of power.
Çocuk istismarı.
Child abuse.
Yalan bilgiler sunulan bir psikolojik istismar şekli kurbanın kafasını karıştırmak amacıyla ya da onu belirli bir amaç için yönlendirmekte kullanılır.
A form of psychological abuse in which false information is presented with the intention of disorienting a victim... and / or steering them on a certain course of action.
Bu suistimal yıllarca fark edilmedi ve bugüne kadar da böyle devam etti.
Now this abuse went on undetected for years and continues till this very day.
Haklarında bir sürü aile içi şiddet şikayeti var.
There were dozens of domestic-abuse calls.
Ettin mi peki Danny'yi istismar ettin mi?
And did you..... abuse Danny?
Cinsel istismar ve tecavüz çok gerçek tehditler.
It certainly seems that sexual abuse and rape are very real threats.
Kendini hor görme bölümünden başlamayayım bile. Cidden.
And don't get me started on the self-abuse chapter.
Caitlyn'nin sosyal hizmet uzmanı suistimalden ve şiddetten bahsetti.
Caityln's social worker had mentioned abuse and violence.
Herhangi bir cinsel taciz?
Any sexual abuse of any kind?
Görmezden gelmeleri için rüşvet almış olmalılar. Garcia, hiç, uyuşturucu suçu geçmişi olan bagaj görevlisi var mı?
Garcia, do any of the baggage handlers show a history of drug abuse?
Resmen hastane kaynaklarını kötüye kullanıp vaktimi boşa harcamış oldum.
It was an abuse of hospital resources, a waste of my time.
Bir insanın, geçmişinde uyuşturucu kullanmış olması onu suçlu yapmaz.
Just because someone has a history of drug abuse doesn't make them a criminal.
Cinsel istismar.
Abuse.
Sakın pis pis konuşma!
Don't you abuse me!
Bir dahaki sefere seni aşağıya atarım!
I'll throw you down if you abuse me again!
İngilizce bize küfür mü etti yoksa?
Did he just abuse us in English?
Victoria, 16 yaşında genç bir kızdın üvey babanın korkunç muamelesinin kurbanıydın.
Victoria, you were a sixteen-year-old girl, the victim of horrible abuse by your stepfather.
- Dedektiflerden bir tanesinin çocuğa fiziksel zarar verdiğine ya da olmasına izin verdiğine dair birtakım deliller ortaya çıktı.
There was evidence to suggest that one of the lead detectives on the case had engaged in, or allowed to occur, some physical abuse of the suspect.
Bir de insanlar neden çılgın bilim insanlarının asistanlarına kötü davrandığını merak eder.
And people wonder why mad scientists abuse their assistants. Sit down, Lewicki.
Karınızın aşırı alkol veya uyuşturucu kullanımı geçmişi var mı?
Does your wife have any history of drug or alcohol abuse?
Dörtte biri, sürekli kötü muamele görüyor.
'One quarter experience regular abuse.'
Bana taciz etmek zorunda değildin. Sarhoştum.
You had no right to abuse me just'cause I was drunk.
Seni taciz etmedim.
I didn't abuse you.
Çünkü ne mutlu ki bu ülkede ve bu şehirde tecavüzcüler, sübyancılar çocuklara kötü davrananlar, çocuklara karşı suç işleyenler...
Because, happily, in this country, in this city, rapists, people who beat up old folks, mistreat children, abuse children...
Adam tehlikeli ama kızı taciz edeceğine dair bir belirti görmedim.
He's dangerous, but I haven't seen any indication that he's going to abuse her.
Aşk ve taciz, birbirlerini dışlayan şeyler değildir, inan bana.
Well, love and abuse aren't mutually exclusive. Believe me.
Max cinsel istismar izleri bulmuş mu peki?
All right, Max say there were any signs of sexual abuse?
Fidye istenmemiş, istismar belirtisi yok çocuk ticareti de olamaz çünkü adadan hiç ayrılmamış.
There's no ransom demands, there's no signs of abuse, and we know she wasn't trafficked because she never left the Island.
Gücünü kötüye kullanman.
Your abuse of power.
Sağlığa zararlı koşullar, hasta istismarı.
Unsanitary conditions, patient abuse.
İstismar...
Abuse...
Açlıktan ölüyordu ve taciz belirtileri gösteriyordu.
He was starving and showed signs of abuse.
Nolan'ı bu şekilde kullanmana izin vermeyeceğim.
I will not let you abuse Nolan like this.