Ade tradutor Inglês
570 parallel translation
Bu akşam kocaman bir parti yapıp kocaman bir limon..... ata içeriz.
We'll have a nice quiet party tonight and a big batch of lemon ade.
- Papaya - ata.
- Papaya-ade.
MEXICO CITY - 1940 1 MAYIS
CID ADE OF MEXICO, 1940 LABOR DAY
Ade Due Damballa.
Ade due damballa.
Ade Due DambaIIa.
Ade due damballa.
"Ade due" "Damballa!"
Ade due damballa!
"Ade due Dammballa."
Ade due dammballa.
"'kurbanın ateş topuna döndüğünü if ade etmişlerdir.
"... have described the prisoner catching fire...
Bana sordunuz ben de size söyledim. Karım için ta başından beri herşey açık ve nettir, ben evde asla bir iş yapmamışımdır.
ade everything clear to my wife right from the beginning and I've never done a thing at home.
Adriana, annesinde kalacak dedin.
You said Ade went to stay at her mother's.
Gümrüksüz alışveriş mağazasında Ade için alışveriş yapıyor.
He's in the duty free buying a gift for Ade.
Payımı elmas yüzüğe yatırdım.
I laid out my take on the diamond for Ade.
Ade?
Ade?
Evet. 20 yıl kadar önce kaçak olarak avlanmış.
But poaching? Ade Jessel.
- Sen mi attın? - Hayır.
Was that you, Ade?
Ade Jessel, bir aptal.
Why on earth would I want to steal tools from him?
Ade. gibi bir kız. Gerçek bir kadın.
A girl like Ade, that's a woman.
Seni özleyeceğim Ade.
I'm gonna miss you, Ade.
Anneannen, deden, Chris ve Ade.
Nana, Grandpa, Chris and Ade.
- Lütfen, sanki bu Tony'le Ade'e dayanarak yapılmadı.
What? Like that wasn't based on Tony and Ade?
Ade'den daha sonra haber aldın mı?
- Have you heard from Ade lately?
Ade'in öldüğüne ikna etmiş kendisini.
She's convinced herself that Ade is dead.
- Ade sana sevgilerini söyledi.
- Ade sends her love.
Bugünlerde akıl almaz şeyler yapabiliyorlar, Ade.
They can do incredible things these days, Ade.
- Ne oldu? - Seni yarın ararım, Ade.
I'll call you tomorrow.
- Konuşmamız gerek, Ade.
- We need to talk, Ade.
Sana bir çıkış yolu öneriyorlar, Ade.
We're offering you a way out.
- Norman, bu telefona bakmalıyım.
- Ade, I got a boliage at 11.
- On birde bir balyajım var, Ade. - Beni takip mi ediyorsunuz?
- Are you following me?
Ade.
Ade?
Sen nasılsın, Ade?
How are you doing, Ade?
Bunun ne Ade ne de başkasıyla bir alakası yok.
And this is nothing about Ade or anybody else.
- Olmaz, bu kutsal bir tören, Ade.
- No, it's a sacrament, Ade.
Ona bayılacaksın, Ade.
You'll love that, Ade.
Bunu aç, Ade.
Here, open this one, Ade.
Sana bok gibi bir sınıf verdim ve sen bombok bir hâle getirmişsin.
I gave you a class of crap, and you managed to make crap-ade.
Ade due Damballa...
" Aguei Due Dambala.
Ade.
Ade.
Gidip kendimi yatağa atarım. Ade bana Spaghetti hazırlar.
I'm gonna hit the fucking rack, have Ade cook me up a nice carbonara.
Merhaba ben Ade.
Hi, it's Ade.
Hala geç sayılmaz Ade.
It's not too late to have a future, Ade.
Böyle konuşmamıştık, Ade.
That's not what we said, Ade.
Diğerlerinin ne olduğunu bilmiyorsun Ade,
You don't know what it's like out there, Ade.
Beyaz şarap Ade için.
We got a white wine for Ade.
Ade, iyi misin?
Ade, you okay?
1-900-555 J ADE'i arayin.
Call 1-900-555 J ADE.
Ben Mumbai'deki Taj Mahal hotelini yapmadım yanındaki camlı binayı yaptım.
I didn't build the Taj Mahal hotel in Mumbai but next to it is a building with a glass fa ¢ ade.
- Ade Jessel.
Perhaps even a couple of murders.
Bizim de aradığımız şey böyle bir şey değil mi?
Ade Jessel is a fool.
- Seni yarın ararım, Ade.
- I'll call you tomorrow.
Ade due Damballa. Değişim!
Switch!