English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Inglês / [ A ] / Ahead

Ahead tradutor Inglês

48,069 parallel translation
Bu yavru sifakanın önünde zor bir hayat var.
This baby sifaka has a hard life ahead of it.
Böyle devam et ve İç Güvenlik sınavından kal.
Go ahead and fail your Homeland exam.
Bak ne diyeceğim Gergin Genco, Tim'le ikiniz ağaç aramaya gidin güzel bir tane bulduğunuzda dönersiniz, biz de Ralph'la bir şeyler atıştıralım.
Ah-ah-ah. I'll tell you what, Nervous Nelly, why don't you and Tim go ahead, and when you find a good tree, you come back here, and Ralph and I'll have a snack.
Önceden arayıp, hepsi de Şef'in tadımlık menüsünde istediklerini söylediler.
They called ahead, they said they all wanted the chef's tasting menu.
Söyleyecek bir şeylerin varsa, durma söyle.
If there's something you need to say, go ahead and say it.
Önünde bir bulut gördüğünde, klasını konuşturma vaktidir
When you see a cloud ahead, it's time to show your class
Şansını dene ve öne atıl
You grab your chance and plunge ahead
İlerleyemiyorum
I can't get ahead
Devam et, sert çocuk, anlat hadi.
Go ahead, tough guy, tell us.
Sol taraf müsait, ama bence galiba orada birileri var.
Okay, we're clear to the left, but there's a patrol up ahead, I think.
Ben de benzer teknoloji üzerinde çalışıyorum ve Hydrus laboratuvarının benden ileride olmasının tek sebebi bir laboratuarda 14 ineğin 7 / 24 böbrek üzerinde çalışması.
I've been working on similar tech, and the only reason Hydrus Labs is ahead of me is because they have 14 geeks in a lab working on kidneys 24 / 7.
Başlat bakalım.
All right, go ahead.
Hadi bakalım.
Go ahead.
Sen git önden.
You go on ahead.
Emile, önceden mekanı araştırmış. Tek tek güvenlik aşamlarını açıkladı.
Emile had done all the recon ahead of time, so he explained each layer of security we had to get through.
- Dur, ileride.
- Wait, up ahead.
- İleriden sağa dön.
'Kay, turn right up ahead.
Bir adım önündeyim.
Did it. Way ahead of you.
Sürekli bir adım önümüzde.
He's always one step ahead.
Devam et baba.
Go ahead, dad.
Beni hapse atmak istiyorsanız, durmayın.
You want to throw me in jail, go ahead.
Başla hadi.
Go ahead.
Gel önüme geç.
Come on, here. You come on ahead of me.
- Hayır, hayır, gel önüme geç.
- No, no, come on ahead of me.
- Tamam, devam et.
Okay, go ahead.
- Peki, devam et.
Okay, go ahead.
Bana söylediklerini ona söyle.
Go ahead. Tell her what you told me.
Gidip senin için bir tane yazayım.
I'm gonna go ahead go and write it down for you.
Devam et, onlara kendin sormak isteyebilirsin.
You might want to go ahead and ask them yourself.
Annesi, yavruyu başarıyla büyüttü ama onun için yaşam zorlu olacak ve neredeyse her zaman yalnız yaşayacak.
Her mother has succeeded in raising her, but life ahead will be challenging, and she will spend nearly all of it alone.
İleride, lider dişi bekliyor.
Up ahead, the lead female waits.
Çekirgeler her zaman bir adım önde.
The locusts always seem one step ahead.
Her neyse, belki de ileride daha büyük fırsatlar vardır.
Never mind, perhaps there are bigger opportunities ahead.
- Ou! - Hadi söyle, Winston.
- Go ahead, Winston.
İyi, önümden gidip güvercinleri kaçırabilirsin.
You can walk ahead of me and scare off the pigeons.
- Senden önce düşündüm onu.
Way ahead of you.
Söyle, dinliyorum.
Go ahead. I'm listening.
Bana doğru koştun.. ... ve düştün. Bacağın çok kötü sıyrıldı.
You ran ahead of me... and you went down... and you scraped your knee really bad.
Lütfen işinize bakın.
So, please, go ahead.
Aceleci davranmak istemiyorum ama birkaç hafta sonra bir konser var.
Uh, not to get ahead of ourselves, but there's a concert coming up in a couple of weeks,
Tamam, o zaman belki de beş yıllık planını düşünmekten vazgeçip bir adım ilerisini düşünmeye başlamalısın.
Okay. Well... maybe you need to stop thinking about the big five-year plan and just start thinking one step ahead.
Sizden çok öndeyim.
Way ahead of ya.
Belki bu defa bu orospu çocuklarını yakalamayı başarırız.
Maybe we can get ahead of these sons of bitches this time.
Ayrıca bir uzaylı olarak beni devre dışı bırakmak istiyorsan hiç durma.
And if you wanna out me as an alien guy, go ahead.
Kılıç, hızla boğazını keserken sakin bir şekilde ileriye bakması gerekiyordu.
He had to stare calmly ahead as the blade was plunged into his throat.
Harika hayaller kurdum!
I had the best dreams with this gig ahead of us.
Yakında iniş yapacağız. Bu yüzden perdeni açıyorum.
We'll be landing shortly sol'll go ahead and open your blinds.
Devam et, Anghela!
go ahead, Anghela!
Gülümse, gülümse.
Smile, smile. Look ahead.
Önüne bak. Önüne bakarak karşıya geç.
You have to look ahead and walk across.
Önüne bak.
Look ahead.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]