Alternative tradutor Inglês
2,786 parallel translation
Başka bir alternatif var.
There's no alternative.
Alternatif enerji kaynakları.
Alternative energy sources.
ne anlamda Henry bu anormali nereye taşıyabiliriz alternatifler neler... sıcaklık kontrollü konteyner.
What Henry means is that we were transporting the abnormal in an alternative... Temperature-controlled container.
Ben burada daha iyi bir alternatif öneriyorum.
I'm here to offer a better alternative.
Diğer seçenek ne?
What's the alternative?
Bir şekilde Tanrı'nın işini üstlenmiş demek?
Hmm, that is a somewhat alternative method of applying God's teachings.
Başka bir alternatif önerin var mı?
Can you suggest an alternative?
Rolling Stone ve Spare Rib gibi dergiler, dönemin köklü gazetelerine.. .. alternatif bir ses olarak ortaya çıktılar.
Publications like Rolling Stone and Spare Rib were created to feed the need for alternative narratives from the established newspapers of the day.
Bu hepiniz harika ve farklı kişilersiniz sizinle olduğumda kendimi biraz Nicola Roberts gibi hissediyorum.
It's just... well, you're all so cool and alternative, and when I'm with you I feel like a bit like... Nicola Roberts. She's the plain one in Girls Aloud.
Peki ama alternatif neydi ki?
Yeah, but what was the alternative?
Türümüz uzun dönemde yaşamını devam ettirmeyi amaçlıyorsa bunun başka mantıklı bir alternatifi yok.
There is simply no logical alternative if our goal as a species is survival in the long run.
İyi ki apaçık bir alternatif var : Mevcut besin maddesi ve su kullanımını % 75 oranında azaltacak olan topraksız - su bazlı tarım - ve hava bazlı tarım yöntemleri mevcut.
Fortunately, there is a glaring alternative - the soilless mediums of hydroponics and aeroponics which also reduce nutrient and water requirements by up to 75 % of our current usage.
Tabii, elbette bu yüzden seninle bir içki içmek daha güvenli bir alternatif olur, değil mi?
Yeah, sure, which is why having a drink with you is a much safer alternative, don't you think?
Daha çok kendimiz düşünmeyi tercih ederiz.
We like to think of ourselves as more alternative.
Evi kaybettiğimi bilmiyor.
Well, I know it's a lot of money, but the alternative is jail time.
Alternatifinden daha iyi.
Better than the alternative.
Bunun alternatifi nedir?
And what's the alternative?
Sırf alternatif liseye gidiyor diye Amber'ı küçümsemene izin vermeyeceğim!
I will not allow you to look down on Amber just'cause she goes to an alternative high school!
Ya da tasarruf edeceğin başka bir alternatif sunayım :
Or- - or cost-saving alternative :
Alternatifin kazançlı olacağını vurgulayacaktır.
It'll highlight that the alternative is avail.
Ve ortadaki konu nükleer felaket olunca ona güvenmekten başka seçeneğimiz yok.
And when the alternative is a nuclear disaster, we really have no choice but to trust her.
Ama baktık ki, başka şans yok...
But then there was no alternative.
Peki başka ne şık var?
Well, what's the alternative?
- Diğer olasılıktan iyidir.
- Well, it's better than the alternative.
Diğer alternatifleri düşündüğümüzde ki bunu yapmak sinirlerimi bozuyor, bir gece de 5.000 dolar o kadar da pahalı değil.
Five thousand dollars a night is not very expensive when you think about the alternative, which is me having a nervous breakdown.
Araştırmalarını daha uygun alternatif yakıt kaynaklarına yönlendiriyorsun.
You make research into alternative fuel sources more viable.
Peki, tamam, başka alternatif, peki ya şuradaki Kenny G?
Okay. Well, as an alternative, what about Kenny G over there?
Demek, geçici konut mantıklı seçenek olsa gerek o zaman.
So, temporary housing would be the logical alternative, then.
İkinci alternatifiniz, tetiği çekerim.
Well, the alternative is I pull the trigger.
Sen şimdi desen ki bunun başka bir yolu yok. Ama var.
You'll probably say there's no alternative, but there is.
Halkın gerçekten şunu anlamaya ihtiyacı var ; alternatif mucizevi yakıtların, biyodizelin, ethanolün, nükleer veya güneş enerjisinin, trans yağın... tüm bunların mutlu, işleyen bir toplumda yaşamamızla bir alakası yok Bizler, kolay erişilebilir enerji kaynaklarının hepsini tüketmiş bulunuyoruz :
- The public really needs to understand that no combination of alternative miracle fuels, or biodiesel, or ethanol, or nuclear, or sun, or solar, or used french fry potato oil, no combination of these things is going to allow us to keep a happy, motoring society going.
Senin alternatifin nedir?
Your alternative?
Görünüşe göre alternatif ödeme şekillerine de açıklarmış.
Well, it looks like they were open to alternative methods of payment.
Alternatif öğretme yöntemlerini araştırmak için elimden geleni yaptım, ama yapabileceğim şeyler sınırlı.
You know, I've done my best to research alternative teaching methods, but there's only so much I can do.
Şu ana dek Sparksların hesaplarının dondurulduğunu anlamıştır, o yüzden paranın kalanı için alternatif yollar deneyecektir.
By now he realizes the Sparks'accounts are frozen, so he'll be seeking alternative ways to get the rest of the money he needs.
Bu Mercedes de alternatifimiz. Çift turbolu V12 S65.
And this Mercedes is the alternative - the twin turbo-charged V12 S65.
Hayır. Alternatif bir düzenleme yaptım.
No, I've made an alternative arrangement.
Vardığımızda, alternatif düzenleme bizi bekliyordu.
And when we arrived the alternative arrangement was waiting for us.
Hayır durun, daha kötüsü, alternatif paralel evren.
Oh, no, wait, worse, an alternative alternate universe.
Bilim, dini yadsımaz sadece daha basit bir alternatif sunar.
Science does not deny religion, just offers a simpler alternative.
Hiç tedavinin olmamasından yeğdir.
Less so than the alternative- - no treatment.
Bazı alternatif fikirlerimiz var.
We've got some alternative ideas.
- Alternatif önerin nedir? - Adalet mi istiyorsun?
- What's the alternative?
Sayın meclis üyesinden bu konuya yönelik herhangi bir alternatif öneri henüz duyamadık.
We see no concrete, viable alternative offered from the councilman.
Bana başka bir yol göster.
Show me an alternative.
Elbette, Sayın Hâkim, sadece Martin Joyce'un intihar etmesinin başka sebepleri olabileceğini kanıtlamaya çalışıyorum.
I'm just trying to establish that there could've been alternative causes for Martin Joyce's suicide.
Buraya koyuyorum, çünkü bu...
We don't always agree on alternative therapies.
Gore kazanmış gibi.
it's like Portland's almost an alternative universe. It's like Gore won.
Başka seçenek var mı?
What's the alternative?
- Alternatif ne o zaman?
- What's the alternative, then?
- Alternatif?
- The alternative?