English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Inglês / [ A ] / Alıyorum

Alıyorum tradutor Inglês

21,399 parallel translation
Ben de aynı tepkileri alıyorum.
I'm getting the same reaction.
♪ South Park'a doğru yol alıyorum, bakalım rahatlayabilecek miyim? ♪
♪ Heading on up to South Park, gonna see if I can't unwind ♪
Kuruldaki yerinden alıyorum seni. Yerine Jared'ı koyuyorum.
I'm replacing you on the board, and I'm giving your seat to Jared.
Pied Piper'la ilgili ciddi bir çirkinlik dedikodusu alıyorum.
Listen, I'm hearing a rumor about some serious ugliness going on at Pied Piper.
Buradan itibaren ben alıyorum.
Thank you. I'll take it from here.
Bütün sorumluluğu alıyorum.
I take full responsibility.
Sonunda, rol için ücret alıyorum.
Say you're me. Finally, I'm paid to act.
Mum ve tahta cilası kokusu alıyorum.
I smell candles and-and pew polish.
Kilisede hip hop dersi alıyorum.
I'm taking a hip-hop class at my church.
Bazen ben bile alıyorum.
Heck, I take them in myself sometimes.
Sorumluluğu alıyorum, alıyorum.
I take responsibility. I do.
Her türlü istediğimi alıyorum.
Either way, I'm getting my jolts.
Bu tek kişilik bir görev ve bunu ben üstüme alıyorum.
This is a solo mission, and I'm taking it.
Buz gibi suyla duş alıyorum.
I'm showering with freezing cold water.
Haftaya maaş mı alıyorum?
I get a paycheck next week? Wait, for how much?
Daha fazla maaş alıyorum diye böyle söylemeni istemiyorum.
Well... I don't want you saying this just cos I get more wages.
Ama yetkiyi abinden alıyorum.
Then I'll get authority from your brother.
Yetkiyi kardeşinden alıyorum.
I'll get authority from your brother.
Bu arada bunu alıyorum
By the way, I'm taking this.
Tamam peki, ben diğer odaya gideceğim buranın dışında herhangi bir yere Fakat şimdi de bitki yağı kokusu alıyorum
Okay, well, I'm gonna go in the other room, anywhere but here... which now smells like patchouli and pierogis.
Pekala, o 40 doları geri alıyorum
Well, I'm getting that $ 40 back.
Ne kadar ölüm tehdidi alıyorum biliyor musunuz?
You know how many death threats I get?
Ben hâlâ pul alıyorum.
Um, what's up? I'm still getting stamps.
Kap kek kokusu alıyorum.
I smell cupcakes.
Hâlâ biraz bira kokusu alıyorum.
Mmm, still smell a hint of beer.
Şiirle nefes alıyorum.
I breathe poetry.
Ben de alıyorum.
I smell it too.
Bunu iltifat olarak alıyorum.
I take that as a high compliment.
Et kokusu alıyorum!
I smell meat!
Kendimin ve kardeşlerimin geleceğini güvenceye alıyorum.
I'm securing me and my brothers'future.
Dr. Rorish, sizinkini yukarı alıyorum.
Dr. Rorish, I'm taking yours upstairs.
Şey, klonopin alıyorum.
Well, I take klonopin.
- İstediğiniz üzere tomografiye alıyorum.
I'm taking him to get the CTA you ordered. I...
Saçım için de Rogaine alıyorum.
I also take Rogaine for my hair.
Geri alıyorum onu.
I take that back.
Harika. Alıyorum.
And you found remains for each of the Australians?
# Kokusunu alıyorum bozuk bir şeyin #
♪ take a whiff of that putrescence ♪
Etil alkol kokusu alıyorum.
That ethanol scent!
Bu hastayı ben alıyorum.
I'll take that patient.
Ben ise sol tarafı alıyorum.
I'll take the left side
Teşhis için kan alıyorum.
We are drawing blood right now.
Ben 12 yaşımdayım. Bizi ve yeğenlerini gençken Jaqueira lunaparka götürdüğünü hatırlıyorum. Dondurma alırdın ve sonra da sinemaya giderdik.
I'm twelve, and I remember you taking us, your great-nieces and nephews, still young, to the Jaqueira amusement park to have ice cream at the FriSabor, and to the São Luiz cinema.
Hatta birkaç günlüğüne alıyorum.
Take the next couple days off.
Önümüzdeki hafta Ralph'la kampa gitmeye can atıyorum hem ona başarı madalyaları için alıştırma da yaptıracağım... -... ama şu düğüm atma olayını yapmam.
I'm happy to go with Ralph to his campout next week and I will help him practice for his merit badges, but I draw the line at knot-tying.
- Alışacağımı hiç sanmıyorum.
- Don't think I'll ever get used to it.
- Aynen, alıyorum.
Aye, I do.
Neden sen alıyorsun da ben almıyorum?
Why do you get one, and I don't?
Senin yerini alınca çok mutlu olacak çok insan tanıyorum. Sizi hayal kırıklığına uğratmayacağız, efendim.
I know a number of people who would be only too happy to take your place.
Mike Leighton'ın işe alınmasını onayladım. Kendisi eskiden saygı duyulan bir stajyerdi ve babası da kurul üyelerimizden biri. Çünkü sanıyorum ki o...
I approved the hiring of Mike Leighton, a highly regarded former resident and son of one of our board members because I assumed that he would be...
- Bir şey lazım olduğunda gidip alıyorum.
I go in and get what I need.
Bütün bir hayatımı unutmak isteyebileceğimi sanmıyorum bir anda elimden alınmış olsa bile.
I don't think I'd want to forget my whole life, even if it was taken away in an instant.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]