Ameliyat tradutor Inglês
16,305 parallel translation
Bu ameliyatı olmalıyım.
I must have corrective surgery.
Peki bu ameliyatın Boston'da mı olması gerekiyor?
And this "corrective surgery," must it really be Boston?
Ameliyatıma giren cerrah her şeyin yolunda olduğunu söyledi.
The surgeon who operated on me told me yesterday that all was well.
Dikkatli ol Anthony. Ameliyat sonrasında bu kadar heyecanlanmak faydalı değildir.
Be careful, Anthony, too much excitement is not good for one so soon after an operation.
Bu yüzden ameliyat edemiyoruz.
We can't operate on it.
Ameliyat edilemiyor.
It's inoperable.
Ameliyat nasıl gidiyor?
How's the surgery going?
Ameliyatın iyi geçtiğini duydum.
I hear it went well.
Ameliyatını ben yaptım.
I performed your surgery.
Evlilik bir bypass ameliyatı değil.
You know, marriage is not a triple bypass.
Risa, ameliyat çağrısı yap, lütfen.
Risa, page surgery, please.
Soluk borusu ameliyatına hazırlanması gerekiyor.
He needs a proper tracheotomy.
Oyuncaklarını ameliyat eden bir çizgi film karakteri.
She's a cartoon character that operates on her toys.
Ameliyat edilmesi gerek, Neal.
She needs a surgeon, Neal.
Yapmak istesem bile bana bir ameliyat ekibi lâzım.
Even if I wanted to, I'd need a team of surgeons supporting me.
Eğer kurallara bakacak olursak, ameliyat da yapılamaz.
If we're going by the rules, it's not approved for an O.R., either.
Ayrıca artık ameliyat yapmıyorum.
And now, I don't do surgeries anymore.
Ameliyat yeri revir bölgesinin alanı mı olacak?
Is the area of interest Medi Cube's field hospital?
Karın ameliyatı yapacağız.
- I'm going to do an open abdominal surgery.
Onu ameliyat etmenize izin veremem.
I can't let you operate on him.
Şimdi ameliyat etmezsem... 20 dakika içinde...
If I don't operate now... not even 20 minutes.
Şimdi ameliyat etmezsem 20 dakika içinde ölecek!
He will die if I don't operate in 20 minutes.
Başkan Mubarat'ı sadece Arap doktorlar ameliyat edebilir.
Only Arab doctors can operate on President Mubarak.
Başkan ölürse sorumluluğu hastasını ameliyat etmeyen doktora yükleriz.
So if the patient dies, we can give the responsibility to the doctor for not operating as her personal mistake.
Ameliyatım var da.
I have an operation to do.
Uzmanlıktaki ameliyat sınavında üç kez kalmıştı.
She failed three times on her specialist surgeon exam.
- Bu Profesör Park'ın ameliyatı...
This is Professor Park's operation...
Ameliyatı ben yapıyorum. Ben halledeceğim.
I'm the operating surgeon.
Ameliyat iyi geçti mi?
Did the surgery go well?
Ameliyat önlüğümün cebindeymiş.
I found it! It was in the pocket of the operating gown.
Ameliyat önlüğü içinde aşırı seksiyim.
I'm so sexy when I'm in surgical garb.
Raporunda ameliyat geçirdiğine dair bir kayıt yoktu.
There was no operation record on his chart.
Bu yüzden ameliyat çok tehlikeli.
That's why this operation is dangerous.
Doktor sadece ameliyat edilmesi gereken bir hastayı ameliyat ediyor.
The doctor is just operating on a patient... who needs a surgery.
Önceden karın ameliyatı olmuş.
He has a history of GB surgery.
Ameliyatın başarılı geçtiğini söylemek için hastanın uyanması gerek.
Well, the patient still needs to wake up... to call a surgery the success.
Karın ameliyatı iyi geçmiş.
The hemoperitoneum operation went well.
Annesini ameliyat ettiğim zamandı.
When I operated on her mum.
Ameliyat başarılı geçti ve memnun görünüyorlardı.
The surgery... was a success and they seemed pleased.
Bir süre önce Arap Birliklerinden VIP ameliyatıyla ilgili resmi olmayan bir rica geldi.
Just a while ago, we have received an informal request... regarding the VIP operation from the Arab League.
Kısacası ameliyat hiç olmamış gibi davranılsın istiyorlar.
In short, they request that the operation didn't even exist.
Ameliyatı yapma konusunda ısrarcı olan sizdiniz.
You're the one who persisted on doing your surgery.
İnsanları ve eşyaları ameliyat ederim.
I fix people and things.
Artık ameliyat yapmıyorum.
I don't operate any more.
Az önce ameliyat olan hastaya ait.
It belongs to the patient who just went through surgery.
- Efendim? - Başarılarınızı duydum. VIP hastanın ameliyatından bahsediyorum.
- I heard of your accomplishment... regarding the VIP operation.
Dünya tarihini değiştiren bir ameliyat, deprem ve şimdi de salgın mı?
First it's an unprecedented surgery, then the earthquake and now, after that and that, it's contagious diseases.
Ameliyat ne olacak?
What about the operation?
Ya ameliyat masasında kalırsam?
What if... I die in the operating room?
Ameliyatı... Senin yönetmeni istiyorum.
I want you... to conduct the operation.
Ameliyat sırasında hastanın içine falan düşürmüş olmayayım?
You are so pathetic, Lee Chi Hun. Did I drop it inside the patient's body during the surgery?