Annesi tradutor Inglês
19,665 parallel translation
Van'ın annesi Kara Nguyen'i gördüm.
Van's mother. Kara Nguyen.
Çocuğunun annesi bu tarafta.. .. hayallerinin kadını şu tarafta..
Mother of your child over here, woman of your dreams over here.
Annesi kendini kaybetti.
And his mother, why, she's beside herself right now.
Annesi ve benim için.
For his mother.
Ne annesi ne de babası varmış.
He didn't have a mommy or daddy...
Annesi de dansçıydı, kız resmen dansçı olmak için doğmuştu.
And her mother was a dancer. She was literally born to be a dancer.
- Yani Tony ve annesi...
- Just Tony and his mom.
Evet ama onlar yaşlı adamın kızın annesi ile ilgilendiğini sandılar.
Yeah, but they assumed that the old guy was interested in the mom.
Eğer onun yargılayıcı annesi olmasaydı şimdiye evlenmiş olurlardı.
They'd already be married if it wasn't for his judgmental mother.
- Onun annesi bir aptaldı.
- Her mom's an... idiot.
Ta ki annesi sana bağırıp itaatsizlikten cezalandırılmam konusunda ısrar edene kadar tabii.
Until his mother yelled at you, and insisted I be punished for insubordination.
Aziz Meryem, Tanrı'nın annesi, biz günahkarlar için şimdi ve ölüm saatimizde dua eyle. Amin.
Holy Mary, mother of God, pray for us sinners, now and in the hour, of our death, Amen.
Aziz Meryem, Mesih'in annesi.
Holly Mary, mother of god.
Dayakçı annesi olan bir bebeğim.
I'm a baby with an abusive mommy.
- Çocuğun annesi şikâyetçi olmayacaktı.
The mother wouldn't press charges.
Keely'nin şansına, onu vaktinde kurtarabildik ama annesi o kadar şanslı değildi.
Fortunately for Keely here, we were able to save her in time, but her momma wasn't as lucky.
Chloe benim kızımın annesi seni gerizekalı.
Chloe is the mother of my child, you imbecile.
Paola Cortez'in annesi bu gece kızının katilinin yakalandığını bildiği için biraz daha rahat uyuyacak.
The mother... of Paola Cortez can rest a little easier tonight, knowing that her daughter's killer is behind bars.
Çocuklarımın annesi olur sanıyordum.
I thought she was gonna be the mother of my children.
Şuradaki çocuklarının annesi olmak istiyor.
Well, she wants to be the mother of your children.
Çünkü bu yaşta bir kızın annesi gibi görünmüyorsun.
'Cause you certainly don't look old enough to have a daughter this age.
Bilirsiniz, annesi, dayısı, teyzesi. Yani pek sağlam sayılmazdı.
You know, with his mother, uncle, aunt, so it was kind of squishy around the edges.
Rusty'nin annesi az önce Hollywood Birimi tarafından tutuklanmış.
Rusty's mother's just been arrested by Hollywood.
- Onları hep annesi yaptı, ben değil.
- His mom did all that, not me.
Nick'in annesi misin?
¿ Eres la madre de Nick?
Annesi Yahudi, babası yarı Yahudi.
Jewish mother, half-Jewish father.
Chazz'in annesi aslında boşanmış ailelerin çocuklarının şanslı olduğunu söylüyor.
Chazz's mom says children of divorce are actually lucky.
- Kevin'ın annesi 3 yaşındaki bir çocuğa olabilecek en kötü şekilde davranıyordu.
Kevin's mother had rather malevolent ways of punishing a three-year-old.
Jesse'nin annesi Zerelda'nın çiftliğine.
Whicher finally lands a lead... the location of the farmhouse belonging to Jesse's mother, Zerelda.
Jesse'nin annesi Zerelda James açık sözlü, dominant bir kadındı.
Jesse's mother, Zerelda James, was outspoken, dominating.
Fakat bir yıl sonra annesi öldü. Billy yabancı topraklarda tek başına kaldı.
But within a year of arriving, she dies... and Billy is all alone in an unknown land.
Annesi olan tek Meksikalı sen misin?
_
- Annesi onu da dönüştürdü mü?
- Did the mother turn him as well?
- Annesi ile beraber şehirden ayrıldı.
- She left town with her mother.
Bunu görünce annesi ne düşünecek?
- What's his mom gon'think when she see that?
Annesi gördü.
His mother saw.
Haziran'dan beri 12. idari bölgede terör estiren katilin beşinci kurbanı polis tarafından ismi belirlenen dört küçük çocuk annesi Georgette Lecoin.
The fifth victim of the killer who has been terrorising the 12th arrondisement since June, has been named by the police as Georgette Lecoin, a mother of four young children.
Annesi ev hanımı.
Mother a stay at home mom.
Uyuşturucu tacirinin bebeğinin annesi mi olacaksın?
You gonna be a dealer's baby mama?
Annesi korktuğu zaman Afrikalının yanına gelirmiş.
Said the African used to come to her when she was scared.
Annesi ve Anatole bir miras konusunda birbirlerine düştüler.
His mother and Anatole had fallen out. Over an inheritance.
Annesi kadar üzgün olamazsın.
Not as sorry as her mom.
Öğrenci evlerinin annesi gibisin.
You're like the house mom of a frat.
Annesi de.
Her mom too.
- Elbette annesi biliyor ve böyle söylüyor.
Her mother knows for sure, and that's what she says.
Malik'in annesi oğlunun kim olduğunu bilmiyor.
Malik's mother doesn't know who her son really was.
Annesi yalancı olan bir oğlu.
A son whose mother is a liar.
Çocuğun annesi de babası da geliyor, o yüzden sen de burada olmak zorundasın.
And both parents are coming, so you have to be here.
Annesi zenci, babası beyazmış ama hiç tanışmadık.
Black mother and white father, but I've never met him.
Daha dün akşam yemeğe "tran" seksüel bir çifti... En çetin cevizse küçük Patricia Tran'in annesi çıktı.
We actually had a couple trans over for dinner last ni- - the hardest nut to crack has been little Patricia tran's mother.
Peter'ın biyolojik annesi.
Peter's biological mother.