Anılar tradutor Inglês
14,777 parallel translation
Biri anılarının geri getirilmesini isterse iblisi çağırmak için beş köşeli ters yıldızı çizmesi gerekir.
If a person wants their memories returned, they must draw the pentagram to summon the demon.
Ve bir yerden sonra Clary'nin anılarına karşılık sizden ödeme isteyecek.
And at some point, he will ask for payment in exchange for Clary's memories.
Clary, iblisi öldürürsen anıların sonsuza kadar kaybolur!
Clary, if you kill the demon, your memories will be lost forever!
Evet ama o iblisi öldürerek anılarımı sonsuza kadar kaybetmiş oldum.
Yeah, but in killing that demon, I lost my memories forever.
Ben... sanırım bir iblisi öldürdüm ve bütün anılarımı sonsuza dek kaybettim.
I... I kind of killed a demon and lost all my memories forever. So...
Bazen çizim yeteneğim, anılarım...
Sometimes I feel like my art, my memories...
Bir Şeytan Çıkarıcının Anıları
DIARY OF AN EXORCIST
Onu bırakmak kötü anıları getiriyor.
Leaving him brings up bad memories.
Yine de kötü anılarımın olduğu bir tanıdığa güvenmem daha iyi, söyle.
It's easier to trust an acquaintance than a stranger. Tell me.
Anılarından birçoğu fazla derine girmiş.
Many of your memories were rooted deep.
Nötrino'lar bu içsel beni bulur ve yok eder.. .. yani onun bütün bilgilerini ve anılarını çalar.
The Neutrinos track down and remove this inner self, stealing all of his knowledge and memories.
Hayır, Mikey'in anılarındasınız. Tam olarak doğru olmayabilir.. .. çünkü, biliyorsunuz ki, Mikey bu.
You're in Mikey's memories, which may not be totally accurate, because, you know, he's Mikey.
Bir bakıma gerçek Splinter'la konuşuyor, en azından anılarınızdakiyle.
- In a way, he is talking to the real Splinter, at least your memories of him.
Anılarımızı çalan olmadı. Bir kaza idi.
No one stole our memories.
Senin yazdığın ve anılarımızı silen program bu.
That's the program you wrote that wiped all our memories.
Ben seni içtikten sonra ve solucanlar yolunu buldukları zaman Efendi senin anılarına sahip olacak.
After I drink you and the worms have had their way, the Master will have your memories.
Bir gün, anılarını kağıda yazacaksın ve her sayfanın başında bir kadının ismi yazıyor olacak.
One day, you will write your memoirs and there will be a woman's name on every page.
Light'ın çocukluk anılarının başladığı yer.
The place of his childhood memories.
Bu Anılar mı
This is the memories
Hangisi daha endişe verici bilemiyorum eski hapishane anıların mı, yoksa iç çamaşırların hakkındaki batıl inancın mı?
Now I don't know what's more concerning, your post-prison hangups or the fact that you're superstitious about undies.
Hatırlayamadığım anılar hatta günler var.
There are memories... there are days that I just can't access.
Çok güzel anılarım var o evde.
It's got so many good memories.
Benim kötü anılarım.
My bad memories.
Bu anıların seni üzmesine daha ne kadar izin vereceksin?
How long will you let these memories depress you?
-... insanlar anıları silebilir.
- people can get amnesia.
- Her yerde kötü anılar.
- Reminders everywhere.
Ayrıca Bay Rory'nin dediği gibi Avcıların bizi burada bulması an meselesi.
Besides, as Mr. Rory says, it's only a matter of time before the Hunters find us here.
Savaş anılarımızı sonra paylaşırız.
We can share war stories later.
Yazılanlara bakılırsa Sharon Beck, tüm uyuşturucu testlerini geçmiş gözetim memuruyla tek bir randevuyu bile kaçırmamış tüm Adsız Alkolikler toplantılarına katılmış.
They say Sharon Beck has passed all of her drug tests, hasn't missed an appointment with her probation officer, has all of her A.A. logs checked.
Blood'ların hangi üyesi tanınmış bir muhbiri misafir odasında ağırlıyor?
Amy! Who in the Bloods puts up an established snitch in their guest room?
Aferin size ve bu yuvarlak ev.. .. kundakçıların yüzüne tekme atıyor!
Well you, and this round house kick to an arsonists'face!
Seni güvenli bir yere götürmeliyiz.. Nötrino'lar gelmeden önce. Bu sadece bir anı, Raph.
We gotta get you some place safe before the Neutrinos roll up--huh?
- Bir saat önce aldılar onu. - Nasıl?
She was taken away an hour ago.
Custer'ın görevi batıdaki kızılderili saldırılarına son vermekti. Fakat savaş devam ediyordu.
Custer's mission was to put an end to Indian attacks in the West, but the fighting persists.
Kızılderili yerleşim alanına gitmeyi reddettikten sonra Lakota Siyu lideri Çılgın At savaşçılarını Birleşik Devletler ordusuyla aylarca sürecek savaşa hazırlıyordu.
After refusing to report to an Indian reservation, Lakota Sioux leader Crazy Horse has been preparing his warriors to fight the United States Army for months and he's just gotten word from his scouts that American forces are on their way.
Demiryolu şirketleri Missouri valisiyle görüştüler Jesse'nin yaptıklarına bir son vermek için onu yakalayana 5,000 dolar ödül vereceklerini açıkladılar.
The railroad companies reach out to the governor of Missouri to put an end to Jesse's spree, offering a $ 5,000 reward for his capture.
Bu oradaki herkes, için geçerli, Hatta gardiyanların bazıları bile.
Well, that's an accurate description of just about everyone in the place, including some of the guards.
Bünyesinde simsarlar, kalpazanlar ve insan kaçakçıları barındıran geniş bir piyasa.
It's actually an elaborate market that involves brokers, forgers, and human trafficking of live donors.
Sanırım bir organ simsarı tutukladılar.
I think they arrested an organ broker.
Mısırlıların Kadim'i sandukaya hapsettiğini mi düşünüyorsun?
You really think the Egyptians trapped an Ancient inside this sarcophagus?
Çetemi götürdüğüm yönle ilgili sıkıntılarının olduğunu anlıyorum.
- I understand you have an issue about the direction I'm taking my organization.
Kullanıcılarımızın bilgisini temel alırsak IQ'su 150den fazla olanların yüzde seksen üçü bir tedavi şekli kullanıyormuş.
Based on data from our users, 83 % of those with an IQ higher than 150 use some form of medication.
İngilizlerin saldırılarının karşısında İskoçya'nın İspanya'nın sağlayacağı güçlü bir ittifaka ihtiyacı var.
In the face of English aggression, Scotland needs the strength an alliance with Spain can provide.
Elektromanyetik patlama ile engelliyor olmalılar.
My radio's dead. They must have blasted the place with an EMP.
Bir açıklamaya ihtiyacım var. Yoksa birileri sıkıntılarımı karşılayacak.
I need an explanation, or someone's gonna pay me for my trouble.
Saygılarımızla efendim, ulaşacak bir temel nokta var.
All respect, sir, we've got an extraction point to get to.
Adli tıpçılar şu an o beşlik banknotu inceliyor.
We ran forensics on that? 5 note.
Belge 20, Adli Finansçılar Birimi tarafından hazırlanmış bir raporun fotokopisidir.
Document 20 is a photocopy of an original report made by the financial forensics unit.
Kaybolduklarında antik denizciler yollarını bulabilmek için yıldızları kullandılar ama sizin için onlar bir engel çünkü Koşulları değiştirirler ve böylece büyünüze karşı dururlar.
When they were lost, ancient sailors used the stars to find their way, but, for you, they're an obstacle because they change Circumstances so they can really bone your casting.
Eski yıkık dökük binalar gitti, ve burada mimari bir mucize yaptılar.
An old ramshackle Craftsman would come down, and, in its place, they'd put up an architectural marvel.
Senin iş yaptığın şu herifler şu an çok öfkeli olmalılar. Uyuşturucun tekrar sokaklarda satılmaya başladı ya hani.
You know, the people that you work for, they gotta be mighty pissed that your drugs are out on the street right now.