Autolycus tradutor Inglês
110 parallel translation
Oh, Evet evet kesinlikle. Ama, o zaman sen neden buradasın?
I'm Autolycus, the king's advisor, and protector of the princess.
- Bana bundan daha iyisini söylemelisin. - İşte, burada!
Autolycus.
Hayır, aptallık etmiyorsunuz.
Why did I let Autolycus talk me into this?
Bunun arkasında senin olduğunu bilmem gerekirdi.
[Knocking ] [ Cupcake] Autolycus, it's me.
Adım Autolycus.
Autolycus is my name.
- Adı Autolycus.
- His name was Autolycus.
Ve Autolycus'un dediğine göre, adalete teslim olacağına ölmeyi yeğlermiş.
And Autolycus has said that he'd rather die than be brought to justice.
- Autolycus, değil mi?
- Autolycus, right?
Tabii bu yine de arkadaşının Autolycus'u yakalaması için yeteri kadar zaman kazandırmıyor.
Of course..., that still doesn't give your friend much time to catch Autolycus.
Autolycus'u kastediyorsun.
Do you mean Autolycus?
Koş, Autolycus!
- Go, Autolycus! Go!
Haşmetlim, Autolycus'a merhaba deyin.
! Your Highness..., say hello to Autolycus.
Autolycus!
Autolycus!
Autolycus, düşündüğünüz kadar kötü biri değildi.
Autolycus... wasn't as bad as he... wanted you to believe.
Ve Autolycus'un cenazesi için ülkede tören yapmaya hazırlanın.
And prepare Autolycus'body for a state funeral!
- Kendi işine bak, Autolycus.
Mind your own business, Autolycus.
Ben Autolycus'ım... Hırsızların Kralı.
I am Autolycus, the king of thieves.
Gabrielle... Autolycus... gerçeklerden korkmayın, onunla yüzleşin.
Gabrielle, Autolycus, don't fear the truth, face it.
Autolycus, bunun üstüne gitmek zorundasın.
Autolycus, you have to go through with this.
Autolycus, masum bir insan ölecek.
Autolycus, an innocent person is going to die.
Ne beni bir aptal havasına koyar biliyor musun, Autolycus?
You know what puts me in a foul mood, Autolycus?
Autolycus, Kleopatra şimdi seni görecek.
Autolycus, Cleopatra will see you now.
Hala sağlam mısın, Autolycus?
Are you firm yet, Autolycus?
Çok şükür sensin.
Autolycus. Thank goodness it's you.
Oh, ve sen mükemmelsin, Autolycus?
Oh, and you're perfect, Autolycus.
Hayır, iyi bir kalbin var, Autolycus.
No, you've got a good heart, Autolycus.
Autolycus, sen de Jett'i buluyorsun.
Autolycus, you find Jet.
Autolycus'a bir veya iki şey öğretti.
Taught Autolycus a thing or two.
! - Autolycus, sakinleş.
- Autolycus, settle down.
- Autolycus, dinle beni.
- Autolycus, listen to me.
- Autolycus?
Autolycus?
Açıklamayı deneme, Autolycus.
Don't try and explain, Autolycus.
- Bunu senin yapacağını asla düşünmezdim, Autolycus.
I never thought you would do it, Autolycus.
- Autolycus... neler oluyor?
Autolycus, what is going on?
- Autolycus, senin üzerinden konuşacağım.
Autolycus, I'm going to speak through you.
Autolycus... ellerini popomdan çek.
- Autolycus. - Hah? Get your hand off my butt.
Çaldığın hançer, Autolycus.
The dagger you stole, Autolycus.
Autolycus.
Autolycus...
- Autolycus, bizi bu hapishaneden çıkartabilir misin?
Autolycus, can you get us out of this jail?
- Autolycus- olmanın nasıl birşey olduğu deneyimini yaşamana izin verdim.
I let you experience what it's like to be Autolycus.
Bütün böbürlenmene ve gösterişine rağmen, Autolycus, sen iyi bir insansın.
Despite all your bluster and bravado, Autolycus...,... you're a nice person.
Autolycus.
Autolycus?
- Autolycus.
Autolycus...
Autolycus hayvan değil!
Autolycus is not an animal!
Autolycus mu?
Autolycus?
Yüce Ares...
Did, uh, Autolycus ever mention his... hobby?
- Autolycus mu?
- Autolycus?
- Bu civardaki herkes Autolycus'u tanır.
- Everybody around here knows Autolycus.
- Autolycus!
Autolycus!
Autolycus, iyi misin?
Autolycus, you all right?
- Autolycus?
Autolycus...