Available tradutor Inglês
7,930 parallel translation
Elimizdeki tüm kaynakları kullanmadan bu programın idam emrini imzalamak istemiyorum.
I don't want to sign its death warrant until we have exhausted every resource available to us first.
Müsait olan kaç yatak var?
How many beds do we have available?
Şu an cevap veremiyorum, lütfen mesaj bırakın.
I'm not available at the moment but please leave a message.
Şu an cevap veremiyorum, mesaj bırakın lütfen.
I'm not available at the moment but pleave a message.
219 un yakınındaki yüksek tepeye boştaki raçlar lazım.
I have available cars near 219 to transfer to Highland.
Bu mevki ne zaman musait olur?
When's the position available?
- Boş odanız var mı?
- Do you have rooms available?
Bu gece için odanız var mı?
Do you have rooms available for one night?
O sinyali kesemezsek, müsait olan bütün ajanlar koşa koşa buraya gelir.
If we don't cut that beacon, it'll bring every available agent racing here.
Sen müsait değildin ve Bayan Bolton'un hizmeti anında uygundu.
You were incapacitated and Mrs Bolton's services were immediately available.
Benim yüzüm de son zamanlarda bir hayli müsait gözükmeye başlamıştı ve meşhur olma işinde de kimse elime su dökemiyordu.
My face had recently become available... and I was always good at being famous.
Pekala, uygun bir oda var, transfer etmek için beklemeliyiz.
All right, there's a room available, we just need to wait for him to transfer in.
Korkarım şu anda sizinle görüşemem.
I'm afraid I'm not available to speak to you at the moment.
Boş odanız var mı?
Do you have anything available?
Yaşadığın onca şeyden sonra... bir boşanma, babanın ölümü, annenle olan travmatik görüşmen... Jane'e istediklerini vermek için duygusal olarak hazır olmayabilirsin.
After everything you've been through... a divorce, the death of your father, the traumatic meeting with your mother... you might not be emotionally available to give Jane what she needs.
Ve şu anda duygusal olarak uygun olmayabilirsiniz.
And you might not be emotionally available right now.
Bu gece tek bir uygun sefer bile yok mu?
There is not one available flight tonight?
Jane doğuma girdi, ama bu gece uçaklarda yer yok, yani ben sabah ilk uçakla gidiyorum.
Jane's in labor, but there were no available flights tonight, so I'm leaving first thing in the morning.
Kullanabileceği atmosferik elektron olmazsa havayı kontrol etmesinin mümkünatı da olmayacak.
If there's no atmospheric electrons available to him, there's no way for him to control the weather.
Cumartesilerimi boş bırakıyorum ki pazar bulmacası internette çıkınca erkenden çözebileyim.
I try to keep my Saturdays ftee so I can get a jump on the Sunday crossword as soon as it becomes available online.
Bütün birimler, ateş etme vakasına yönelsin.
Copy. All available units responding to a shooting.
Onlar sadece yüksek lisans öğrencileri için.
Well, those are only available to students in our graduate program.
Anladım ama Bu satış fiyatı halka uygun olan satış fiyatı ve Ben halk değilim.
Well, I understand that the sale price is not available to the public but I'm not the public.
O her mevcut birim var.
Got every available unit on it.
- Unutmayalım ki Stroh artık vekaleten avukat ve kendi kendini savunması, Devlet'in mevcut tüm tanıklarla görüşmesine izin vermek zorunda olması demektir.
Let's remember that Stroh is now pro-per, and defending himself means the State must allow him to interview all witnesses when available.
Müdür müsait mi?
Is the Warden available?
Eğer uygun birisi var mı diye bakmaya gelmiştim.
Came here to see if, anybody's available.
Sufentanil sadece hastanelerde bulunuyor yani ahlâken yozlaşmış bir doktor tanıdığın yoksa...
Sufentanil is only available in hospitals, so unless you know any morally compromised doctors...
Kitty'i deneyin gerçekleştirildiği ofise bakması için gönderdim. Benimle iletişime geçmek isterse diye de müsait olmalıyım.
I sent Kitty to look through the office space where the trial was conducted, and I need to be available should she wish to get in touch.
Yapabileceğim şey, uygun her kaynağımızın bölge üzerinde çalışmasını sağlamak.
What I can do is make sure we have every available resource working on a location.
Müsaitse tabii ki.
If he's available.
Seni veya Sergeant Gormley'i bu işin parçası yapmamı ister misin?
Do you want me to make you or Sergeant Gormley available?
Bu şeyi kontrol altına aldığımızda daha fazla asker uygun durumda olacak.
Once we get control of this thing, - more troops will be available.
Sınav sonuçlarına dayanmayan pek çok yardımlar var.
There are plenty of grants available that aren't based on test scores.
- Wolfsschanze6 alabiliyoruz.
Wolfsschanze 6 is available.
" Mr. Callem, Gordon Mosley ilgili tüm bilgiler burada.
" Mr. Callem, here's all the information available on Gordon Mosley.
Gelecekte, bizimle ilgili herşey bir tuş mesafesi yakınlıkta olacak.
In the future, everything about us Will be available with the touch of a button - -
Eve bakacak devriye var mı?
Patrol available to check his house?
Bay YouTube bizimle görüşebilecek durumda mı?
So, is Mr. YouTube available to see us right now?
Şu an ilerisi elimizdeki tek yön.
Well, forward is the only direction available at the moment.
Acaba burada, hoşlanmaya başladığı birini ölüme götürecek komployu başlatan ama bunu isteyerek yapmayan birine akıl verecek birileri var mı?
Is there anyone available to counsel a person who might, through no fault of her own, be feeling guilty about a fatal plot she's put into motion which could lead to the demise of someone she's grown a little fond of?
Kendinin ya da sevdiği birinin organa ihtiyacı olabilir, ama organların azlığı nedeniyle soruna el atmıştır.
He may need an organ for himself or a loved one, but because of the scarcity of available organs, he could be taking matters into his own hands.
Ama daima yeni bir karaciğerin uygun olma ihtimali var.
But there's always hope that another liver will come available.
Buraya gelirken yolda birisinin tüm uygun kaynakların doğu cephesine gönderileceğini söylediğini duydum.
On the way here I heard someone say that all available resources will now be deployed on the eastern front.
- Yarın kendini iyi hissettiğin sürece...
So as long as you make yourself available tomorrow, - if need be...
Başka bir teşkilatta çalışıyorum ama ihtiyaç olduğunda polise yardım ediyorum.
I'm currently in the employ of another department, but I make myself available to the police when needed.
Ama diğer hepsi uygun.
But every other one is available.
Müsait odamız yok.
Nothing available.
Mümkün olan herkesin gemiden çıkıp oraya gitmesini istiyorum.
I want all available assets off the ship and headed back.
Üzgünüm. Bay Lawrence, Ama Sekreter Frommer şu anda müsait değil.
I'm sorry, Mr. Lawrence, but Secretary Frommer is not available.
Eğer hâlâ mümkünse, buradan kurtarılmamın ayarlanmasını istiyorum.
I'm gonna need an extraction if it's still available.