Awesome tradutor Inglês
18,055 parallel translation
Harika.
Awesome!
Bu inanılmazdı!
Hey, we saw you leaving the cop shop driving like a maniac so... That was awesome!
- Bu korkunç ama bir o kadar da harika.
That is horrible, and also awesome.
Kanka, çok iyi lan!
Dude, that's so awesome!
Harika olacak, bütün kardeşlerle beraber ormanda tüm gece Counter Strike oynayacağız.
This is gonna be so awesome, just hanging with the bros, playing "Counterstrike" all night alone in the woods.
Harika olacak.
Gonna be so awesome.
Dostum, bu harika!
Dude, this is awesome!
Biliyorum.Gerek yok çünkü harikasın.
I know. You don't have to because you're awesome.
Harika!
It's awesome.
Harikasın!
You're doing awesome!
Belki de teknolojimi harika yapmak için çok meşgulümdür ondan vasat değildir.
Okay, maybe I'm too busy making the tech awesome, because it's not mediocre.
Ama bu... Bu harika.
Oh, but this, this is awesome.
- Harika ya.
- Awesome.
- Evet, mükemmel bir his.
Yeah. Oh, man, it's awesome.
Buglarla dolu. Cidden mi? Tüm gün test ettim ve oldukça harika.
Cause I've been test driving it all day, and it's pretty fucking awesome.
- Harika.
Awesome.
- Müthiş o zaman.
- That's awesome. That...
Betanın harika olduğunu duyduğunu söylüyor.
He says, I heard the beta's awesome.
Harikayız!
We're awesome.
"Dünyayı değiştiren mükemmel sıkıştırma şirketi sayesinde doldurulacak daha fazla alan var."
Because'awesome world-changing compression company would take up too much space. "
- Tanrım, harika.
Oh, my God. That's awesome.
Ve sonra bana bunun ne kadar harika bir şaka olduğunu ve sana "Ghostbusters" ın boktan olduğunu e-posta atsam da aslında yüz yüzeyken birkaç kere filmin komik olduğunu söylediğim bir e-posta atman gerekiyor.
And then I need you to e-mail me saying what an awesome prank that was e-mailing you "Ghostbusters" sucked balls when actually I told you it was really funny several times in person.
- Harika.
- That's awesome.
Araştırmanız için muhteşem bir sunu hazırlamışsınız.
Uh, your research pitch sounds awesome.
Köstebek * filmindeki o harika Güney Bostonlılar benim halkım!
All those awesome Southies in The Departed, those are my people.
Ama bu mükemmeldi.
But, um, this has been awesome.
Harikaydı.
Oh, it was awesome.
Harika. Hiç bunlardan birine binmemiştim.
Awesome, I've never been in one of these.
Hayır, o gerçekten harika.
No, she's... she's pretty awesome.
- Aslında bu harika olurdu.
That would be awesome actually.
Küçük bir parti veriyoruz.
This is awesome! And we'll have ourselves a little party, you dig?
Harika bi'şey ya.
It's awesome.
Muhteşem bir şey görmek ister misin?
Want to see something awesome?
Muhteşem değil mi? - Vay be.
Awesome, right?
- Bence çok hoş görünüyorsun.
I actually think you look pretty awesome.
- Harika.
- Awesome.
Harika görünüyor.
Looks awesome.
Harika.
Awesome.
Harika ötesi!
Awesome!
Birisiyle tanışmış olman güzel.
Huh. That's awesome you met someone.
- Mükemmel. Tamam.
Awesome.
Bu harika.
It's awesome.
Hayır, hâlâ kendimim.
I'm still me. Awesome.
Çok harika olabilirdi, sadece uygulamamız veya arabamız yoktu.
It would've been awesome, except we didn't have an app... or a car.
Peki, Elaine birazdan gelir. Siz de bu arada en harika tavrınızı takının.
Well, Elaine will be out in a minute, so in the meantime, just be your awesome self.
Oyun fuarının harika hediye çantaları var
Game Con has awesome swag bags.
Benim muhteşem hikayemle sana ilham olduğum için çok gururluyum.
I'm so glad I inspired you with my awesome story.
Muhteşem.
Awesome.
- Harika.
Awesome!
Gece okulu bir harika.
Night school is awesome...
Harikaydı.
It was awesome, right?