Ayak izleri tradutor Inglês
744 parallel translation
Bakın. Buranın arkasında bir mağara ve ayak izleri var.
There's a hole back here and footprints.
Ayak izleri.
Footprints. Footprints.
Ayak izleri. Haydi!
Come on!
Katil bu taraftan giremezdi dışarıda da ayak izleri yok.
The murderer couldn't get in from this side and there are no footprints on the outside.
- Ayak izleri mi?
- Footprints?
Hayır, yara izi, odamdaki ayak izleri!
No, but the scar, the footprints in my room!
Bu ayak izleri aynı ağır adam tarafından ya da çok ağır bir yük taşıyan bir adam tarafından bırakıldı.
These footprints were made either by a very heavy man or a man carrying a very heavy burden.
Ağır yük Phillip Musgrave " in cesetiydi ve buradaki ayak izleri Alfred Brunton tarafından yapıldı.
The burden was Phillip Musgrave's body and these here footprints were made by Alfred Brunton.
O zaman belki sen bize açıklayabilirsin neden bu ayak izleri boş bir duvara kadar gidiyor ve asla geri dönmüyor.
Then perhaps you can explain to us why these footprints lead up to a blank wall and never return.
- Yumuşak zemin üzerinde arabadan uzaklaşıp sonra yine arabaya dönen ayak izleri vardı.
Deep prints when he was going into the wood, carrying something heavy.
Bak Watson, ayak izleri!
Look Watson footprints!
Ayak izleri tamamen kayboluyor. Dikkat et, Watson!
Footprints disappear all together.
Ayak izleri silinemez.
" you cannot wipe out the foot-track,
Zamanın sosyal ayak izleri.
The social footsteps of time.
Ayak izleri bittiğinin yerde, gizledikleri bir başka arabaya geçmişler.
Footprints end over there, where they had another car stashed.
Çamurdaki taze ayak izleri, Tavlanın çıkışını işaret ediyordu 8 - 10 tane atın ayak izleri.
Shoes fresh in the clay, leading out of the corral tracks for eight or ten horses.
Bunlar ayak izleri.
Those are footprints.
Tekrar yola koyulduğumuzda ayak izleri görmüştük. Az önce birilerinin oradan geçtiğini anlamıştık.
And when we started on our way again, we saw footprints, and we knew that someone had walked by quite closely.
Ayak izleri de nereden çıktı?
What made you think of the footprints?
Bu ayak izleri fiziksel olarak bize çok benzeyen birine ait.
These footprints were made by a being physically very much like us.
Ayak izleri nerede?
Where's the footprints?
Arka avluda ayak izleri gördüm.
Found his tracks in the backyard.
Ayak izleri hala taze.
Well, trail's still pretty fresh.
- Ayak izleri.
- Footprints.
Günlükleri tahrif eden, sahte ayak izleri yapan ve sırra kadem basan birisi.
Someone who falsifies diaries, makes false footprints and disappears into thin air.
Çünkü ayak izleri sadece çizmesinin ucuna aitti.
I could tell that because the footmarks showed only the toes of his boots.
Arıların uçuşu, kuşların cıvıldaması, Hayvanların ayak izleri, sesler, kokular hepsi onun için adeta hayatın kitabıydı.
Flight of the bees, songs of birds, animals tracks, smells, sounds all these were signs which he reads like a book of life.
Bir gün plajda ayak izleri bulundu.
One day his footprints were found on the beach.
Ayak izleri gördüm, Morey.
Over. I saw boot prints, Morey.
Evin arkasındaki ayak izleri bana ait ama kapıdaki lastik izleri değil.
The footprints behind the house are mine, but not the tire tracks by the gate.
Orada onun ayak izleri!
There are his footprints!
Ayak izleri bahçeye doğru gidiyor.
The footprints lead toward the garden.
O kayboldu ve odasında ayak izleri vardı, bunun gibi iz bırakmış!
She's disappeared, and in her room there were footprints just like the ones you're leaving!
Ayak izleri gizli geçite gidiyor.
The footprints lead from the secret passage.
Tekrar ayak izleri.
The footprints again.
Buradaki kumda Susan'ın ayak izleri var.
There are Susan's footprints in the sand here.
Ayak izleri kirletir.
You'll track dirt in.
Ayak izleri oradan başlıyor.
The footprints start over there.
- Denize doğru giden kocaman ayak izleri.
- Big feet, leading out of the sea. Turtles?
Yanımda bir erkeğin ayak izleri olsa da.
Even with the footprints of a man beside me.
Yanında hep bir erkeğin ayak izleri olmalı, Laura.
You should always have a man's footprints beside you, Laura.
Orada bazı ayak izleri var. Hepsi develerin etrafında!
There's some footprints leading through there to a patch of ground that's all been churned up by camels.
Ayak izleri var ama onlar bir şey göstermiyor.
There's footprints, but they don't lead anywhere.
Tek ayak izleri bizimkiler.
The only footprints are ours.
Ayak izleri bulduk amaama bir işaret bulamadık.
We've found footprints but no trace of them.
Kızın ayak izleri.
A girl's footprints.
Ayak izleri.
Footprints.
Bugün kontrol ettiğimde, küçük ayak izleri buldum.
Last evening I dusted the floor of the ruin with sand, as usual. And when I examined it today, I found small footprints in it.
Ayak izleri nasıl, Tom?
How'bout the footprints, Tom?
Deneyimli bir kulak için Çavuş karakteristik ritimli ayak sesi parmak izleri gibi teşhis edilebilirdir.
To the trained ear Sergeant footsteps of catlaectic rhythm are as identifiable as fingerprints.
Ayak bileğimde diş izleri kaldı.
I still have a mark on my ankle, like teeth.