Azizim tradutor Inglês
271 parallel translation
"Evet, evet azizim, " kıdem tazminatını da unut o zaman, ha? "
"Yes, yes my dear, except for the elimination commision, eh?"
Nasılsınız azizim?
How are you, old chap?
Azizim Guidon nasıl?
How is dear, dear Guidon?
Ah, azizim, düğünüm berbat oldu.
Oh, dear, my wedding is all spoiled.
Doğrusu azizim, siz de genç bir kız ruhu var.
You have the instincts of a shop girl.
Yanılıyorsunuz azizim Gurkakoff.
You're wrong, my dear Gurkakoff.
- Azizim.
- My dear.
- Tamam, azizim.
- Go ahead, my dear chap.
Ah azizim, şimdi duvarımda kurşun delikleri var.
Oh dear, so now it's bullet holes in me plaster.
Azizim Leyden, kurşunu sıkan Dimitrios'un kendisi olmuyor.
My dear leyden, dimitrios would have nothing to do with the actual shooting.
Evet, azizim Bay Leyden, Dimitrios.
Leyden, dimitrios. You've come from the levant.
Azizim Bulic, az önce 20,000 dinar kazandığınızı unutuyorsun. Bu daha işin başlangıcı!
Well, my dear bulic, you forget you've just earned 20,000 dinar, and that's only the beginning.
Azizim Bulic, bir veya iki yüz Dinar kaybetsen ne olur?
Oh, my dear bulic, suppose you lose a few hundred dinar.
Azizim Leyden, sizi gördüğüme ne kadar sevindim, anlatamam.
Leyden, i cannot tell you how pleased i am to see you. Welcome to paris.
Azizim Blore, okuma bilmiyor musunuz?
My dear Blore, can't you read?
Azizim doktor, bu bir şey demek değildir.
My dear doctor, that proves less than nothing.
Azizim Blore, kanımca hiç şansınız yok.
My dear Blore, in my opinion you haven't a chance.
Azizim doktor, bir hata yaptık.
My dear, Doctor, we've made a mistake.
Güzel azizim!
My beautiful saint!
Azizim, bana refakat etmeniz, benim seçimim değildi.
My good man, it is not by my choice that you keep me company.
Azizim Holland, aklını kullansana...
- Oh, my dear Holland, Do use your intelligence ;
Azizim, korkarım ki öyle.
My dear chap, I'm afraid we are having it.
110 gulden azizim.
Uh, 110 guilder, my dear. [Nervous Chuckle]
Bir düşün azizim... Polis tarafından... Sophie'nin dans kursundanmış gibi görünmek için kiralanmıştılar.
Imagine, my dear - They were hired by the police... to pose as members of Sophie's dancing academy.
Hâlâ fiyatını tartışabiliriz, öyle mi azizim?
Still, we can always discuss price, can't we, my dear?
Savaş öncesi Varşova bu işin merkeziydi azizim.
Warsaw was the center of that, my dear, before the last war.
Olmuş şeylerden bahsediyorum azizim, bir tanesi savaş sırasında bulundu.
Well, it just happened, my dear, that one of them turned up here during the war.
Azizim, yemin ederim ki... ne baronesin nerede olduğunu... ne de şu an ne hâlde olduğunu biliyorum.
My dear, I swear to you on my heart... I haven't the remotest idea where the baroness is... or what happened to her.
Azizim Kont Batthyani,
My dear Count Batthyani,
Azizim Kont Zettor, İtalyanlar Macarlara benzemez.
My dear Count Zettor, the Italians are no Hungarians.
- Oturunuz azizim.
Sit down, dear sir.
Açıkçası, azizim Tavernier, beni sık sık bekletiyorsunuz.
Honestly, my dear Tavernier, you often keep me waiting.
Takdire şayan birisiniz, azizim Tavernier.
You're quite a fellow, my dear Tavernier.
Azizim Bay Tavernier, misafirimsiniz.
My dear Mr. Tavernier, you are my guest.
Görüyorsunuz ya, azizim Tavernier savaş sadece korkunç değil, vakit kaybıdır üstelik.
You see, my dear Mr. Tavernier,... war is not only horrible... it's a complete waste of time.
Azizim Bay Tavernier - ki isminiz Tavernier değil ve hiç askerlik yapmadınız - lütfen hastalanmayın.
My dear Mr. Tavernier... whose name is not Tavernier,... and who's never been in the army... Please don't get sick.
Buna güvenmeyin azizim.
Don't count on it, dear.
Acelesi yok azizim.
Well, my dear, there's no hurry.
Azizim Dave, önce sana büyülü bir martini doldurayım.
Dear Dave, first let me mix you a martini that's pure magic.
Düzeyimi kalmış artık azizim!
He's beyond all limits!
Azizim Charlie sadece onunla konuşmak istiyoruz.
Let's try something else. Look, we only want to talk to him.
Kendisi burada, azizim, ilgisi yok.
His presence here, old man, has no connection.
- Ya siz, azizim?
- And you, Reverend?
Hiç bir sorun yok, azizim Philippe.
Nothing will go wrong, my dear Philippe.
Benim iki favori azizim.
My two favorite saints.
Tam bir azizim.
I have none. I'm a bloody saint.
Ne o azizim?
So what, my dear?
Azizim Dr. Hathaway, size çok hak veriyorum.
Dear Dr. Hathaway, you have my profound sympathy.
Sevgili azizim, muhtemelen onlarla oyun oynadı.
My dear sir, he probably played with them.
Oturun Bay Muckle, lütfen, azizim.
It's all right.
Azizim Leyden, Bulic vatanına ihanet etmişti.
My dear leyden, bulic was a traitor.