Açma tradutor Inglês
3,719 parallel translation
- Açma.
Don't.
- Açma.
You don't.
- James hakkındaki şüphelerini ona açma.
Don't raise your suspicions about James with him.
Gidince, arkamdan kapıyı kilitle ve kimseye açma.
When I leave, lock the door behind me and don't open it for anyone.
Ağzını bile açma.
- Uh-uh, not one word.
Bakmak için can attığını biliyorum, ama gözlerini açma.
Know you're tempted, but don't peek.
Yani sen bahçedeki her yılan için bacaklarını açacaksın ama benim kıymetli çiçeğim için açma zahmetinde bile bulunmayacak mısın?
So you'll just spread your legs for every snake in the garden, but you won't even consider my precious flower?
Kendi restoranımı açma şansı yakaladım Agnes.
You're not staying? I can't.
Açma şunu.
Do not answer that.
Tom'la aşkımız arttıkça bunu anne babalarımıza açma isteğimiz de o kadar artıyordu.
- The more tom and I fell in love, The more we wanted to tell our parents about it.
Bir de 80'lerde kumarhane açma haklarını elde etmenin önemini.
And not a whole hell of a lot else until the casino racket in the mid'80s.
Bir telefon açma şansı oldu mu?
Did he have an opportunity to make a phone call?
Lafını bile açma kurnaz.
Not to mention sneaky.
Geçen seferki gibi, sakın o koca ağzını açma.
Don't open your big mouth, like last time.
Sakın açma!
Do not open it!
Açma kapıyı.
Don't open the door.
" Arkadaş ol, arkadaş ol, asla arayı açma.
'Make friends make friends, never ever break friends.
Tamam. Manuel bir açma şekli var mı?
Okay. ls there a manual release?
- Açma.
- Don't answer it.
- Açma işte.
- Don't answer it.
Açma.
Mm-mmm. Don't answer it.
Hiçbir surette ne yapıyorsan yap ama telefonu açma.
But under no circumstances, whatever you do, don't answer the phone.
Kasayı ister aç, ister açma.
Open the safe or not.
Hayır, hayır, açma onu!
Don't! Don't ever open it!
Gözlerini açma, dostum, dünyaya gelme!
Don't be born, man, don't be born!
Sakın açma!
Don't open it.
Konusunu bile açma.
Why would you even bring that up?
Frank.. kaç kez söyliycem bu camı açma, hasta olacaksın
Oh, Frank, how many times have I told you? Close this window. You're gonna catch a cold.
O konuyu tekrar açma, Bunny.
Don't bring that up again, Bunny.
Yeter ki ağzını açma!
So you just keep your mouth shut!
Joni, çok parlak açma.
Joni, not too bright.
Arayı açma olur mu? .
And don't be a stranger.
Açma!
Oh... leave it!
Açma!
Leave it.
Sakın açma.
Keep'em closed.
Yabancılardan gelen bağlantıları asla açma.
Don't open up attachments from strangers.. ever.
Scott, Kapıyı sakın açma.
Scott, don't open that door.
Binanın çevresinde sıra yoksa, açma.
Well, if there ain't a line around the block, don't.
Laurel, bu konuyu açma.
Laurel, don't go there.
Pompa enayi açma.
Turning pump sucker on.
NATO soruşturma açma gereği duymadı.
NATO wasted no time issuing a report.
Christine'in Las Vegas'ta yeni bir restoran açma isteği ve Sadat'ın buna sermaye sağlayacağı hakkında.
About Christine wanting to open up a new restaurant in Las Vegas, and Sadat was going to invest.
Bana burada bir restoran açma isteği hakkında hiçbir şey söylemedi zaten elindekiyle zor uğraşıyordu.
She never said anything about wanting to open a restaurant out here- - she's got her hands full with the one she has now.
Bu düsünceleri aklindan sil ve bir daha bu konuyu açma.
Rid yourself of them. And break no more upon subject.
- Fikrini degistirmek istiyorsan agzini açma daha iyi.
I would break words. They will fall upon hardest stone, if they seek to alter mind.
Bu suçlamada bulunarak müşterilerinizi kasten dava açma suçlaması ile karşı karşıya bıraktınız.
By filing this action, you have opened your clients up to a charge of malicious litigation.
Her telefonun modeline ve eşsiz IMEI numarasına göre evrensel açma kodu var.
All phones have a universal unlock code based on their model and the unique IMEI number.
Kaybol git ve üzülmeme yol açma.
You keep this up and you're liable to upset me.
Aldığın şüpheli hiçbir paketi açma.
Don't open any suspicious packages you may receive.
Açma konuyu şimdi.
Hey, don't bring that up.
- Dexter, açma.
Dexter, don't.