English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Inglês / [ B ] / Backgammon

Backgammon tradutor Inglês

184 parallel translation
- Patron, tavla getir.
- Boss, a backgammon board.
Jerry ve ben tavla oynuyorduk.
Jerry and I were playing backgammon
Kadınlar mutfakta mız mız eder sonra uyanırız ve bir el tavla atarız seninle.
The women will... from the kitchen. And then we'll wake and play a little backgammon.
- Daha önce backgammon oynamış...
- I played backgammon...
- Backgammon değil, tavla.
- Not backgammon, tavli.
Backgammon.
Backgammon.
- Tavlada bizim için fazla iyisiniz.
- You're too good for us at backgammon.
Tavlada Asya'nın yarısını arkadaşımıza borçlandık.
We owe half of Asia to our friend at backgammon.
Karavanınız üzerine tavla oynuyorlar.
They're playing backgammon for your caravan. - What!
Sen vermeseydin bile, yaşlı adam onu tavlada kazanırdı.
If you hadn't, the old man would have won it at backgammon.
İnsanlar yemek salonunda tanışır, veya tavla oynar, gezmeye gider.
People meet in the dining room or play backgammon or...
Tavla.
Backgammon.
Tavla oynadım, Scrabble bile oynadım şu çocuklarla...
I played backgammon. I played Scrabble with the goddamn kids.
Ne kadar da babasına benziyor, değil mi?
They're playing backgammon. - I think you're new? - Yes.
Tavla oynar mısın, Gillian? Tabi.
Do you play backgammon, Gillian?
- Tavla oynamak ister misin?
Do you want to play some backgammon?
Sörf yapmaktan, tavladan, ağlamaktan korkmayan erkeklerden hoşlanıyorum.
I enjoy surfing, backgammon and men who aren't afraid to cry.
- Akşam otelin gazinosunda tavla oynar.
- He plays backgammon at the hotel.
- Satranç ya da tavla gibi?
- Iike checkers and backgammon?
Belki bir ara onunla kola içmeye gelirsiniz. - Ne zaman isterseniz.
Perhaps you could come over for a Coke and backgammon some time.
Bu akşam işten sonra tavla oynamaya gideceğim.
I'm gonna be home late. It's my backgammon night.
- Bu akşam tavla oynamaya mı?
- Is tonight backgammon?
- Bu akşam tavla oynuyor.
'He's playing backgammon tonight.
Yarın akşam Doug'un tavla akşamı.
Well, tomorrow evening is Doug's backgammon night, so...
Tavla akşamın için hazırlanman gerekmiyor mu?
Gosh. Shouldn't you be getting ready for your backgammon game?
Tavla oynadık. Hem de çıplak.
We played backgammon nude.
- Mankenlerle çıplak tavla oynadın!
- Nude backgammon with swimsuit models!
Sayın İspanya Sefiri, hoşunuza gidecek bir haber... vermek için bir tavla partisini yarıda kestim.
Mr. Ambassador of Spain. I left my backgammon to give you some delightful news.
Tavla oynar mısınız, babacığım?
Will you play at backgammon, Father? Well...
Wittgenstein'ın tavlada nasıl oyun bitirdiğini tartışıyorduk.
We were discussing Wittgenstein over a game of backgammon.
Tavla oynadıktan hemen sonra.
Right after we played backgammon.
- Tavla mı oynadık?
- We played backgammon?
Tavla oynadık ve üç kez yendim.
We played backgammon, and I won three times.
Tavla oynadık.
We played backgammon.
Tabiatı seyretmek, hiçbir şey yapmamaktan ya da tavla oynamaktan iyidir.
Observing nature is better than playing backgammon. Or doing nothing.
- Bana plastik bir tavla takımı verdi!
- Gave me a plastic backgammon set!
Bunun yerine seninle ve Busmalis'le tavla mı oynayayım?
Instead I should be playing backgammon with you and Busmalis?
Ben sonra ona "Tavla oynayalım" dedim.
Then I said to her, "Let's play backgammon." Yes.
Hayır, işin en sinir yanı tavlada kaybettim.
Call you later. No, the biggest drag was I lost at backgammon!
Her kadın Haut-Brion, özel peynir ve tavla meraklısı o sahte çenebazın peşine düşmez.
Not every woman falls for that phoney social rap, you know, with the Haut - Brion and special cheeses and backgammon trophy.
Godel Viyana Ünivesitesi'nde matematik okuyordu ama zamanının çoğunu, tavla ve bilardo oyunları arasında gerçek entellektüel heyecanın yer aldığı ve dönemin internet chat odaları da sayılabilecek kafelerde geçiriyordu.
Godel studied mathematics at Vienna University but he spent most of his time in the cafes, the internet chat rooms of their time, where amongst games of backgammon and billiards, the real intellectual excitement was taking place.
Tavla dünyadaki en eski oyundur.
Backgammon is the oldest game in the world.
Bir tavla takımı ve... çapraz bulmaca kitabı aldım.
I got us a travel backgammon set... and a crossword puzzle book.
Ben tavla sevmem.
I don't like backgammon.
Bart, Bayan Krabappel ile tavla atmaya gidiyoruz.
Bart, me and Mrs. Krabappel, we're going to go play some "backgammon"
Tavla oynamak ister misin?
Wanna play backgammon?
Ama seyyar tavlamı getirdim.
But I did bring my travel backgammon.
Selami'yi çağırıver, kap tavlayı alıvereyim şu Paşalının ifadesini.
Call Selami for a game of backgammon. I'll show him how to olay properly.
- Görünüşe göre tavla da var.
Backgammon, obviously. No.
Hayır. Tavla berbat.
Backgammon sucks.
Tavlanın tek güzel bölümünü aldım ; "avla."
I took the only good part of backgammon, the "gammon,"

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]