Backs tradutor Inglês
2,698 parallel translation
Komünist Çin ve Sovyetler Birliği Kuzey'i desteklerken Birleşik Devletler Güney'i destekledi.
Communist China and the Soviet Union support the North, while the United States backs the South.
- Selam. Dün gece için teşekkürler, ya da her ne yaptıysan...
Two people had just been let go due to cut backs.
Ona şimdi sırtımızı dönemeyiz.
We cannot turn our backs on him now.
Bu da o lanet yılana sırtımızı dönmek zorunda kalırız demek.
Which means we have to get that damn serpent off our backs.
Amerikalılar yıllardır bunu yapmamız için bizi destekliyor.
Something the Americans have been on our backs about for years.
Sırtınızı ve kalçaları fırçalayalım.
Time to scrub some backs and clean some cracks.
Frank aracı oyuğun kıyısına bıraktı. Kılavuz hattı takip edebilelim diye.
So, Frank backs the truck up, to the edge of it, so we can tie off the guideline.
Geldiğimizden beri dibimizden özellikle de babanın dibinden ayrılmıyorsun.
You have been on our backs, especially your dad's... ever since we got here!
Arkanıza dikkat edin.
Watch your backs.
Evet, Collinsler'in namı yok olup kendileri sefalete sürüklenirken benimse sevilip zenginleşmem de zevkliydi tabii.
And yes, it was fun being adored as the Collins name crumbled... growing wealthy on the backs of their despair.
Koltuklarınızın dik pozisyonda olduğundan ve servis tepsilerinizin kapalı olduğundan emin olun.
Ensure that your seat-backs are in the upright position, that your armrests are down and that your tray-tables are folded away.
Tüm gücünüzle çocuklar!
Put your backs into it!
Birbirimizin arkasını kollarız.
We watch each other's backs.
Kim her gün sırtımızı çiğniyor ise.
Who are breakin'our backs every day
Her çete üyesinin sırtımızı döndüğümüz anda bizi vurmak istediği zamanları?
When every gangbanger wanted to plant one as soon as our backs were turned?
Ne zaman onları düşünsem sırt üstü yatmış, elleri ceplerinde dünyaya geldiklerini, gidene kadar da hiç istiflerini bozmadan aynı duruşu koruduklarını hayal ederdim.
I am indebted for a belief I religiously entertained that they had all been born on their backs with their hands in their trousers pockets, and had never taken them out in this state of existence.
Aslında onları, elleri ceplerinde sırt üstü yatmış bir şekilde dünyaya geldiklerini düşünürdüm.
I actually used to think they'd been born like that, on their backs with their hands in their trouser pockets.
Canınızı dişinize takın!
Put your backs into it!
Bütün durum çok tehlikeliydi. Bütün o kap tutucular, ve ileri geri gidip gelen koltuklar. İleri geri gidiyorlar ve kötü bir mekan.
Well, the whole situation was just dangerous, with those cup holders, and seat backs going forth, and back and forth and the cramped space, the concrete floor, those people everywhere.
Zenci Eşitliğine Hayır Kölelik Karşıtları Kahrolsun
Our nation was built on the backs of slaves.
Yakıldığın zaman sana sırt çevirdiklerini biliyorum ; ama...
I know they turned their backs on you when you got burned, but...
Birbirinizin arkasını kollamalısınız.
You got to have each other's backs.
Biz birbirimizin arkasını kollarız.
We have each other's backs.
İkiniz de kiliseye sırtınızı döndünüz.
You have both turned your backs on the Chantry!
Sen ve kardeşini doyurabilmek için giydirebilmek için çok çalıştığımdan.
From working hard to put food in you and your brother's stomachs and every stitch of clothes on y'alls'backs.
Arkamızdan iş çeviriyorsun, şerefsiz!
Sneaking around behind our backs, you bastard!
Bir bıçak alıp insanların sırtını kesiyorsun.
You take a knife and you cut into people's backs.
Eskimiş takvim yapraklarının ve evrakların arkalarına yazıyorum.
I write on the backs of old calendars and on faded stationery.
- Beyler, arkanızı kollayın.
- Gentlemen, watch your backs.
Kız, söylediği her şeyi doğruladı.
Everything he said, she backs it up.
Üzgünüm... Ama şimdi bana sırtınızı dönmeyin.
I'm sorry... but don't turn your backs on me now.
Arkamızdan iş çevirerek okul birliğini bozuyorsunuz.
Sneaking behind our backs, non-union school.
Bu Hamish MacDonald'ın ensemizden düşmesini istiyorum.
I want this Hamish MacDonald off our backs.
Bunun içine kaptırmış!
PUT YOUR BACKS INTO IT!
Bekle, "iki popolo canavar" için yepyeni bir devam dizisi çekiyoruz tatlım.
Wait, we're puttin'a whole new spin on "The beast with two backs", baby.
- "İki popolu canavar"...
"The beast with two backs"...
Senle ben, birbirimizi daha sonra sırtımızdan bıçaklarız, tamam mı?
And then you and I can stab each other in the backs later. Okay?
Arkanızı sağlama alın!
Backs firm!
Sonra seni de çağırırız, tamam mı? - Stuart!
We'll bring you in for call backs, OK?
Kadın geri kaçıyor, korkuyor.
She backs away, petrified.
Ailelerimiz bize sırt çevirdi.
Our families turned their backs on us.
Bu Yukarı Doğu Yakası'nın sana sırtını dönüp seni soğuğa itmesinin verdiği his.
That's the Upper East Side turning their backs on you and tossing you out into the cold.
S., bize böyle sırt çevirdiğine inanamıyorum.
S., I can't believe you'd go behind our backs like this.
Arka cebimde avuç dolusu yeşillik var.
I got a fistful of green backs in my pocket.
Ve her seferinde tabiki burdan çok.. daha ileri gidecekti ve birbirlerinin sırtlarını traş ediyorlardı yarışma için ve bu bana..
And he lived with two really... very out men who, one time I came over there, and they were shaving each other's backs for a drag contest and I thought...
Kim üzgün bir palyaçoya arkasını dönebilir ki?
Who can turn their backs on a sad clown?
Ve de biz Rosie Larsen cinayetini çözene dek polisi, onu ve Carlson'ı ensemizden çekin.
Then you're gonna get them and him band Carlson off our backs until we solve Rosie Larsen's murder.
Arkadaşlarının arkasından yazmak zorunda kalmayacağın her şey bana uygundur.
I vote for anything you don't have to write behind your friends'backs.
-... birine sırt çevirmezler, öcünü almalıyız.
they're not gonna turn their backs on one of their own... we need payback. - An eye for an eye.
Geri çekilin.
- Watch your backs.
Milletin arkasından iş çevirmeyi bıraktığını söyledin sanıyordum.
I thought you said you were done going behind people's backs.