Balki tradutor Inglês
196 parallel translation
Elektrikli sandalyeye otursa, balki daha iyi durumda olurdu.
Maybe he'd been better off if he got the chair.
Balki sahneye bile çıkabilirim.
Maybe I can even get a job in a sideshow.
Balki birkaç dakikalığına kente indi.
Maybe just went uptown for a couple of minutes.
Balki 200, belki de hatta 300 dolar.
Maybe it will be $ 200 even, or $ 300.
Balki tekrar sigaraya başlamalıyım.
Maybe I ought to take up smoking again.
- Hayır, Balki, hayır.
- No, Balki, no.
Balki, bu sadece bir ehliyet.
Balki, it's only a driver's license.
Twinkacetti, Balki de ehliyet alabilir.
Twinkacetti, Balki could get a driver's license.
Balki'le dalga geçiyorsun.
- You're teasing Balki.
Balki, bunun iyi bir fikir olduğunu sanmıyorum.
Uh, Balki, I don't think that's a good idea.
Balki, bir adamın arabası yalnızca bir parça makina değildir.
Well, Balki, a man's car is not just a piece of machinery.
Tamam, Balki, eğer bunu ciddiye almayacaksan sana öğretmemin bir anlamı yok.
okay, Balki, if you're not gonna take this seriously, there's no point in teaching you.
Balki, ne oldu?
SUSAN : Balki, what happened?
Balki...
Balki....
Balki.
Balki.
Balki, üzgünüm.
Balki, I'm sorry.
Balki Bartokomous.
Balki Bartokomous.
Bir yanlış, Balki, bu müthiş.
one wrong, Balki, that's great.
Hayır, Balki.
No, Balki.
Balki, boşver.
Balki, let it go.
Balki, bu insanlara karşı kibar olmalısın.
Balki, you've gotta be nice to these people.
Balki burada mı?
is Balki here?
Balki, hayattasın.
Balki, you're alive.
Balki, başardın. Seninle gurur duyuyorum.
- Balki, you did it. I'm proud of you.
- Balki.
- Balki.
Haklısın Balki.
Well, Balki, you're right.
Balki, neden içimde, burada pek de hazzetmeyeceğim şeyler olduğuna dair bir his var?
Balki, why do I get the feeling there's more going on here than I'm aware of?
O ara Balki ile ben küçük Frankie'ye bakarız.
And Balki and I will take care of little Frankie.
- Balki'ye gerekli talimatları verdim.
- I left complete instructions with Balki.
Balki, bu birlikte vermemiz gereken önemli bir karar.
Balki, this is a decisión we both should have made.
Annene söz veren Balki'ydi. Bununla uğraşacak olan da o.
Balki's the one who made a promise to your mother and he's the one who's going to have to keep it.
Balki, onlar hazır bez.
Balki, those are disposable diapers.
Balki bebek altını doldurunca, onları atarsın.
Balki, after the baby goes boom-boom, you're supposed to throw them away.
Şimdi, Balki, küçük Frankie'nin gazını almak istediğinde, omzuna bir havlu koymalısın zira, gömleğine kusabilir.
Now, Balki, when you burp little Frankie later you'll want to put a towel on your shoulder so he doesn't dittle on your shirt.
Pekala, Balki. Şimdi beni dikkatle dinle.
All right, now, Balki, listen very carefully.
- Balki, lütfen.
- Balki, please.
Balki, yardım etmemi istiyor musun yoksa istemiyor musun?
Balki, do you want my help or not?
- Balki, sadece...
- Balki, just...
- Balki, Balki, izle ve öğren.
- Balki, Balki, watch and learn.
Balki, uyan.
Balki, wake up.
Balki, en basit çözümü görmezden geliyoruz..
Balki, we've overlooked the simplest solution of all.
Balki amca doğru bildi, değil mi?
Is Uncle Balki right?
Balki'nin söylemeye çalıştığı şu ki, Frankie ile o kadar eğlenceli zaman geçirdik ki, gitmesini hiç istemiyoruz.
What Balki is trying to say is that we were having so much fun with Frankie that we hate to see him go.
Balki, yapma şunu.
Balki, don't do that.
- Balki, seyret ve öğren.
- Balki, watch and learn.
- Balki, seyret ve öğren.
Balki, watch and learn.
Hayır, hayır, Balki.
No, no, Balki.
Balki, Balki, hayır, hayır, hayır.
Balki, Balki, no, no, no.
Balki, hayır, hayır sağol.
Balki, no, no. Thank you.
Bu Balki Bartokomous.
This is Balki Bartokomous.
Balki bir mevduat hesabı açtırmak istiyor.
Balki would like to open a checking account.