English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Inglês / [ B ] / Balı

Balı tradutor Inglês

40,882 parallel translation
Balım? - İşte al.
Hon?
Burada avlanıp balık tutuyorsunuz, değil mi? – Evet.
You hunt and fish here, right?
Kendi bölgemde balık, fok balığı, narval ve kutup ayısı avlıyorum. – Bu kutup ayısından mı?
In my territory I hunt fish, seal, narwhal, and polar bear.
İçeri yüzebilmek için buzların açılmasını bekliyorlar. Böylece pisi balığı yakalayabilecekler.
Yeah, they are waiting for the ice to open up, to swim in, so they can catch the flounder.
Balıkla dolu kıyı ekosistemlerini mahvederek, yarım milyar yıllık evrimi tersine çevirdik.
We've taken these coastal ecosystems that used to be dominated by incredibly abundant fish, and we've knocked the whole system down reversing half a billion years of evolution.
Ömründe yiyebileceğin en iyi balık ve kızartmayı yapıyorlar.
They got the best fish and chips you ever had in your life.
Balık ve kızartma diyorum ben.
It's fish and chips.
Duygusuz olmak istemem ama sizce bize balık ve kızartma verir mı?
I don't want to be insensitive- - do you think she'll have, uh, fish and chips?
Füme balık ve simit ve balık ve simit
♪ Lox and bagels and bagels and lox ♪
"füme balığı" nı "erkekler" le
What if we change "lox" to "boys"
Sonunda acil durumlar için sakladığımız ton balığını yiyebileceğiz.
We finally get to eat the emergency tuna fish.
Millet, işte somon balığınızı getirdim.
Guys, I have your salmon right here.
Süs balığı gibi açıkta taşımak mı zorundasın?
You've got to carry it around like a goldfish?
Zaten yakında okyanusun dibinde balık yemi olacağız.
We're just gonna end up fish food on the ocean floor soon, anyway.
İşte günün balığı.
Here's your fish of the day.
Bu balığın son günü pazartesiydi.
That day is last Monday.
Beleş yemek istiyorsan, bir dahaki sefere günün balığını sipariş et.
Next time you want a free meal, order the fish of the day.
Tavuk ve balık alacağım.
I'll have the chicken and the fish.
Nehre set çektik ama şüpheli balık avına devam edecek.
We dammed the river, but the unsub won't stop fishing.
Bize gelip balık yemek ister misin?
Hey. You want to come over, have some barbecued halibut?
Bütün gün araba satmaktan hoşlanıyor gibi yapıyorum sonra da zevkle dekore edilmiş eve gidip mangalda balık sever gibi yapıyorum.
I pretend all day long to like selling cars, then go to my tastefully decorated home and pretend to like barbecuing fish.
Ve ben de balığa gidiyorum.
And I'm going fishing.
Ama balık çok mücadeleciydi.
But you know what, that fish was a real fighter.
Oltayı çekip durdum, sonra da balığı sudan çıkarıp kayığın içine çekebildim.
I yanked and yanked, and then pulled that fish out of the water and brought it onto the boat.
Bir gün beni de balığa götürür müsün?
Will you take me fishing someday?
Eminim ki çu güçlü kollarınla yakalayamayacağın balık yoktur..
I bet with those strong arms you'd be really good at it, too.
Balık tutardık, yemeğimizi yakalardık.
We'd fish, catch our dinner.
Bunun yerine tavuk, balık ve hindi gibi daha çok beyaz et tüketmeye başlarlar.
they begin consuming more white meats and fish.
İnsanlar kırmızı eti bırakıp kümes hayvanları ve balık yerlerse daha sağlıklı olacaklarını sanıyorlar.
People think that they're going to be healthy by giving up red meat eating poultry and fish.
Kümes hayvanları ve balık eti nedir?
poultry and fish?
Yani balık daha sağlıklı değildir. Hatta birçok durumda, tavuk ve domuzdan daha yağlıdır.
in many cases than chicken and pork.
Ama balıkla ilgili başka sorunlar da vardır.
too.
Yani cıva da dahil olmak üzere okyanustaki tüm kirleticiler, ton balığı gibi yemeyi çok sevdiğimiz balıklarda toplanır. ÜÇ KONSERVE TON BALIĞI MARKASINDA CIVA YOĞUNLUĞU DEĞERLENDİRMESİ
And so you concentrate all the pollutants in the ocean in fish like tuna that are some of the favorite that we like to eat.
Balık ve tavuk yiyorsanız daha fazla yiyebileceğinizi düşünerek kendinizi kandırmayın.
Don't kid yourself in thinking that if you're eating fish and chicken you can eat more of it.
Yani balık serbest değildir.
So fish doesn't get a free pass.
Kardiyologlar birçok kişiye balık yemelerini ya da balık yağı içmelerini söylerler.
A lot of people are being told to eat fish or to take fish oil.
Yani HDL kolesterolünü artırmak için balık yemek ya da balık yağı kapsülü almak yanlıştır.
So that's the wrong reason to eat fish is to increase your HDL cholesterol.
Balık yağı kapsüllerinin güya sağlığa çok faydalı olduğunu duymayan var mıdır?
Who hasn't heard about fish oil capsules? And their supposedly great health benefits.
Sağlığımızı korumak için bu yağa ne kadar ihtiyacımız olduğunu ve balık yemeden bunun nasıl elde edileceğini öğrenmek istiyordum.
I was curious to find out how much of these fats and how would someone get them if they didn't eat fish.
Belki de omega-3 yağ asidi hapı, yani balık yağı hapı alarak ve balık yemeyi teşvik ederek omega-3 açığını kapatmalı, bu oranı toplum olarak alışkın olduğumuz düzeye geri döndürmeliyiz. "
Maybe what we ought to do is take fish oil pills and encourage fish eating to get that omega 3 back up to that ratio that we have been accustomed to as a population.
Öte yandan insanlara omega-3 hapı satmak ve balık yedirmek çok para kazandırıyor.
There's a lot of money in selling people omega 3 pills and getting them to eat fish.
Başlarda yararlı olabileceğine dair kanıtlar vardı ancak artık balık yağının işe yaramadığına dair kanıtlar ağır basıyor. Yani balık yağı satarak insanları kandıran milyar dolarlık bir endüstri var.
there was data suggesting but now the preponderance of evidence is that so there's this billion dollar industry that's basically selling people fish oil as snake oil.
Bazen balık da tüketiyorlar, bazen biraz tavuk, yumurta, vesaire.
sometimes some fish and so forth.
Bu çevresel sorunları, özellikle de küresel ısınmayı tetikleyen dördüncü büyük etkense beslenme şeklimiz, et, süt ürünleri, yumurta ve balık tüketmemiz ve bunun giderek artması.
of all of these particularly global warming is our consumption and that keeps going up.
Hayvan yetiştirmek, balık yemek ve ayrıca süt ürünleri üretmek, iklim değişikliği üzerinde en büyük katkıya sahip faktörlerdendir.
Raising livestock and eating fish and also producing dairy is one of the largest contributing factors to climate change.
- ARABANIZ ÇEKİLİR - Ayrıca bal gibi de benzinin varmış.
And you got plenty of gas.
Ama bu uskumru balığı şunu düşünürse...
Yeah.
Kuzey Amerika'nın Bal Arısı olmadığın sürece her şey kontrolüm altında. Neler oluyor, Earl? Kız gitti mi?
Earl, what happened out there?
Durun, Amerikan Bal Arılarının biraz sevgiye ihtiyacı olduğunu görmüyor musunuz?
No, you see, the American honey bee needs a little sympathy...
Cabe beni bir bıraksın, bal porsuğu gibi tepeleyeceğim seni.
Once Cabe lets me go, I am on you like a honey badger.
Balık daha sağlıklı değildir.
So fish is really not healthier.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]