English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Inglês / [ B ] / Barbara

Barbara tradutor Inglês

5,075 parallel translation
Eskiden Canon'da Barbara Crump için çalışıyordum fakat işten ayrılmak durumunda kaldım.
I-I used to work for Barbara Crump over on Canon, but I had to quit.
Dr. Pierce, bunlar Gerry ve Barbara Bruckner.
Dr. Pierce, this is Gerry and Barbara Bruckner.
Barbara değil o kadın.
That's not Barbara.
Barbara.
Uh... uh... Barbara.
Barbara kitabı Preston'a verdi. Preston da kitabı gerçekten çaldı.
That Barbara did give Weyland's book to Preston, and maybe he did plagiarize it.
Barbara'ya gidip, kendini aklamak istediğini söyledi.
He goes to Barbara, says he wants to come clean.
Bu Barbara'yı ifşa edip, hem Barbara'nın hem de kendi kariyerini bitirebilirdi. - Onu susturması gerekliydi.
That would expose her, maybe even end her career and his, so she has to silence him!
Duygusal bağlantısı sıkı olan birisiyle, Barbara veya kocası.
Someone she has an emotional connection to, Barbara or her husband.
Barbara'dan kontrol etmesini isteyeceğim.
I'll talk to Barbara about the issue.
Barbara nasıl seni bu işe karıştırdı?
How did Barbara ever talk you into this?
Ama Barbara'yı çok severim.
But I loved Barbara.
Failin ne anlama geldiğini biliyorum Barbara.
I know what perp means, Barbara.
Barbara, tek bildiğimiz Batman'in de Pyg ve Toad ile beraber çalışıyor olabileceği.
Barbara, for all we know, Batman could've been working with Pyg and Toad. I've told you before.
Barbara, tatlım, hiç iyi bir zaman değil.
Barbara, sweetheart, now is not good.
Ee, Barbara, Bu yakınlarda yüklü bir Hydrocodone reçetesi yaptıdın mı. Evet.
So, Barbara, you recently filled a big prescription for Hydrocodone.
Peki onu vurduktan sonra neden Polisi aramadın, Barbara?
So why didn't you just call the police after the shooting, Barbara?
Ben Barbara Lincoln.
This is Barbara Lincoln.
Barbara, arkadan çık.
Barbara, salt behind.
Geçen haftaki parti ve Barbara konusunda aklınıza bir şey gelirse beyefendi.
If you recall anything about last week's party and about... Barbara.
Barbara!
Barbara.
Evet adı buydu, Barbara.
Yes, that's her name.
Ben Barbara'nın annesiyim.
I'm Barbara's mother.
Barbara'nın profesörüymüşsünüz.
You're Barbara's tutor.
Barbara'yla sadece birkaç ay beraber olabildim.
I've only known Barbara a few months.
Ve Barbara'yla her zaman anlaşamazdık.
It's not always easy with Barbara.
Ancak Barbara konusunda bunu kabul edemiyorum.
But I can't accept that in relation to Barbara.
Barbara'nın kaybolmasından bizi sorumlu tutabilir bir skandal olursa, bütün emeğimiz boşa gider.
She could well blame us for Barbara's disappearance, kick up a scandal and sink our standing.
Barbara bunu engelliyormuş.
I think Barbara prevented that.
Barbara'yı konuşmak dışında.
Just to talk about Barbara.
Barbara konusunda yeni haber var mı?
Any news of Barbara?
- Bu Barbara'nın üvey annesi.
- This is Barbara's stepmother.
Barbara'ya ait.
It was Barbara's.
Neredesin Barbara?
Where are you, Barbara?
Barbara.
Barbara...
Barbara ile aranda bir şey mi vardı?
Was there something between Barbara and you?
Zavallı Barbara.
Poor Barbara...
Biliyor musun? Barbara'yla aranızda bir şey olduysa beni rahatsız etmez.
I wouldn't mind if there had been something between Barbara and you.
Barbara'yı duydun mu?
Heard about Barbara?
İtiraf etmemiş ama eskiden Barbara'yla çıkıyormuş.
The boy hasn't confessed but he used to date Barbara.
Barbara'yla aranızda bir şey olduysa beni rahatsız etmez.
I wouldn't mind if there had been something between Barbara and you.
Timbuktu casusu gerçek ve Barbara'nın babası.
The Timbuktu spy is real and he's Barbara's father.
Anna da gerçek, Barbara'nın üvey annesi.
Anna is real too and she's Barbara's stepmother.
Anna'ya iki saat süre verildi, Barbara'nın cesedini bulması için.
Anna was given two hours to discover where Barbara's body could be found.
Fitz ve ben el ele tutuşacağız, Oprah yada Barbara Walters da görüneceğiz.
Fitz and I hold hands and smile at Oprah or Barbara Walters. We do what we always do...
Barbara Fishman'ın komşusunun yeğeni o filmi izlemiş.
Barbara Fishman's neighbor's nephew saw that movie.
- ama Santa Barbara'ya gitmek istemiyorum. - Gitmek zorundasın.
- but I don't want to go to Santa Barbara.
Birimizin bunlardan uzaklaşması lazım, Santa Barbara'ya doğru.
One of us has to get away, to Santa Barbara.
Niye sürekli Santa Barbara konusunu açıyorsun?
Why do you keep pushing Santa Barbara?
Bu yüzden beni Santa Barbara'ya gönderdin.
This is why you sent me to Santa Barbara.
Hayır, seni Santa Barbara'ya gönderirken böyle bir şey olacağından haberim yoktu.
No, no. When I sent you to Santa Barbara, I had no idea that this was going to happen.
Santa Barbara'nın üzerinde küçük bir balıkçı kasabası.
A little fishing village above Santa Barbara.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]