Barber tradutor Inglês
1,410 parallel translation
Tüm birimler, hedef berber dükkanına giriyor.
All units, target entering the barber-shop.
Ekiptekilerin dikkatine, hedef berber dükkanının çıkışındaki sokakta görüldü.
- I can't- - - Units in pursuit, target seen exiting rear of barber-shop in alley.
- İmzala şurasını.
- I'm a barber.
Mesleğin nedir?
What's your trade? - I'm a cook, barber, tailor.
Harry Barber.
Harry Barber.
- Buradayım, Barber.
- Right here, Barber.
Bay Barber, mahkumiyet kararınız, federal bir hakim tarafından hükümsüz kıIındı.
Mr. Barber, your conviction has been overturned by a federal judge.
Aman Tanrım! Harry Barber. Bu ne sürpriz.
Oh, my goodness, Harry Barber, as I live and breathe.
Bu şehirde zorluk çekeceksin.
It'll be tough for you in this town, Mr. Barber.
Sen hurda metallerin için endişelen. Harry Barber için ben endişelenirim.
You worry about your scrap metal, I'll worry about Harry Barber.
Adım Harry Barber.
My name's Harry Barber.
Peki, Bay Barber...
So, Mr. Barber...
Girişkenliğinden etkilendim, Bay Barber.
I like your initiative, Mr. Barber.
Duydukların doğru.
Your facts seem to check out, Mr. Barber.
İyi akşamlar, Bay Barber.
Good evening, Mr. Barber.
Aferin, Bay Barber.
Bravo, Mr. Barber.
Evli misiniz, Bay Barber?
Are you married, Mr. Barber?
- Risk alabilen birisiniz değil mi, Bay Barber?
- You do take risks don't you, Mr. Barber?
Tüm bu heyecanın arasında, işi kabul edip etmediğine dair cevabını duymadım.
In all this excitement Mr. Barber, I don't remember hearing whether you were in or out.
- Merhaba, Bay Barber.
- Hi, Mr. Barber.
Harry Barber gerçek ismin mi? Yoksa bunu uydurdun mu?
So, is Harry Barber your real name or did you make it up?
Sadece bir Harry Barber'a benzemiyorsun.
It's just that you don't look like a Harry Barber.
Bir Harry Barber neye benzer?
What's a Harry Barber supposed to look like?
Tanıştığım ilk Harry Barber'sın.
I never met one before.
Fazla ciddisiniz, Bay Barber.
You're way too serious, Harry Barber.
Saçlarınız dökülüyor, Bay Barber.
You're losing your hair, Mr. Barber.
Merhaba, Bay Barber.
Hello, Mr. Barber.
Söyle bakalım, Harry Barber. Atacağın adımlar belli midir?
Well, Harry Barber, are you predictable?
Harry Barber. Bence adımların hiç de tahmin edilebilir değil.
You know, Harry Barber you don't look predictable.
- Bay Barber? - Evet.
Mr. Barber?
Harry Barber, Bölge Savcısı Miles Meadows.
Harry Barber, District Attorney Miles Meadows. Boss...
Bu Harry Barber, patron.
This is Harry Barber.
NasıIsın, Barber?
How are you, Barber?
Sen misin, Harry Barber?
Is that you, Harry Barber?
Sorun nedir, Bay Barber?
What seems to be the problem, Mr. Barber?
Söylediklerimi geri alıyorum Harry Barber.
I take it back, Harry Barber.
- Bu işin içinde siz de var mısınız, Bay Barber?
- Are you involved in this?
Adım Harry Barber. SavcıIık bürosunun basın danışmanıyım.
My name's Harry Barber.
John Renick her an Harry Barber ismini ortaya çıkarabilir.
It'll be John Renick. It's a matter of time before he comes up with the name Harry Barber.
Harry Barber'dan bir mesajım var.
I've got a message from Harry Barber.
Harry Barber kim?
Who's Harry Barber?
Tüm bu heyecanın arasında, işi kabul edip etmediğine dair cevabını duymadım.
In all of this excitement, Mr. Barber I don't remember hearing whether you were in or out.
Boşa nefes tüketme, Barber.
Sticks and stones, Barber.
East Beach'te canlı yayındayız ve Harry Barber burada.
We're live at East Beach, and this is Harry Barber...
Devam et, Bay Barber.
Continue, Mr. Barber.
Her ne kadar burası idam cezasının uygulandığı bir eyalet olsa da, kızımı öldürdüğün için ölmeni izleyecek kadar uzun yaşayamayacağım.
Although this is a death penalty state, Mr. Barber I won't live long enough to see you die for the murder of my daughter.
Şu haline bir bak, Barber. O kadar fakirsin ki, cebindeki nakit paranın bile değeri yok.
Listen, Barber, a guy's so broke his fucking cash bounces.
- Harry Barber asla böyle bir şey yapmaz.
- Not Harry Barber. He's Mr. Clean.
Biliyor musun, tüm dünya Harry Barber'larla dolu.
You know the world's full of Harry Barbers.
Başardın, Barber.
You did it, Barber.
Max, berber olmaktan memnunum. Ve bunda iyiyim de.
Max, I like being a barber.