English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Inglês / [ B ] / Başı belada

Başı belada tradutor Inglês

5,605 parallel translation
Gerçekten başı belada, tamam mı!
He's in trouble, all right.
Yasalarla başı belada olan sensin. Burada bir çözüm arıyoruz!
You're the one in trouble with the law, we're looking for solutions here!
Eğer Bill Anderson içerdeyse ve yalan söylüyorsanız ikinizin de başı belada demektir.
If Bill Anderson's inside, and you're not telling the truth, you're both in a bit of trouble.
Başı belada mı?
Is he in trouble?
- Tamam, ama birlikte değillerse Cat'in başı belada demektir ve onu bulabilecek tek kişi de Vincent.
But if they didn't, that means that Cat is in trouble and the only person that can find her is Vincent.
Val'un başı belada.
Val's in fucking trouble.
Başı belada.
She is in danger.
Başı belada bir kadın yok!
No damsels in distress!
- bu yüzden başın sürekli belada!
- That's why you get in so much trouble.
Bence başın belada.
I think you're in trouble.
Başım ne kadar belada?
How much trouble am I in?
Sadece başım belada olduğunda mı arayayım?
So I should only call you if I get in trouble?
Başınız büyük belada ve yapacağınız en doğru şey bana doğruyu söylemek olacak.
You are in a shit storm of trouble here. The best thing you can do for yourself is to tell me the truth.
Birilerinin başı çok fena belada. Kim bu?
I'm telling you, someone got their ass chopped up.
Keşke olsaydı ama şimdi bile işimin başında olmadığım için başım belada olabilir.
Ooh. I wish, but I'm already in hot water for taking time away from work.
Sadece başımız belaya girdiğinde ya da başımızın belada olduğunu söylemek için gelecekten sen aradığın zaman çalacağını söylemiştin.
You said that phone only rings if we're in trouble or if it's you calling from the future to tell us we're in trouble.
Başın belada.
You're in trouble.
Lütfen, başı gerçekten belada olabilir.
Please, he-he can be in real danger.
Bu işin arkasındakini bulamazsan,.. ... hepimizin başı büyük belada.
You realize if you don't find out who's behind this, we could all be in deep trouble.
Senin gibi paniklememem, başımın belada olmadığı anlamına gelmiyor.
Just because I don't share your panic doesn't mean I don't grasp the stakes.
Donanma sözleşmesini geri almalıyım yoksa başım belada.
I have to get the navy contract back or I'm in trouble.
Başın cidden belada, Sarah.
You are in serious trouble, Sarah.
Binbaşım, başım çok büyük belada.
I am in big trouble, Major.
- Sanırım başım belada.
- I think I'm in trouble.
Başının ne kadar belada olduğunu anladığında bunlar sana çok hafif gelecek.
This will be a whole lot easier for you when you realize how much trouble you're in.
Charlie başım büyük belada.
Charlie, I am in big trouble.
Başın mı belada?
You're in big trouble?
- Başım yeterince belada zaten.
I'm in enough trouble as it is.
- Başın mı belada?
- Are you... you're in trouble.
Batman'in başı belada.
Batman's in trouble.
Lanet olsun, kaçtın mı? Başının ne kadar belada olduğunu biliyor musun?
Holy shit, you escaped?
Başım zaten belada. Bir kanun kaçağına aşğım.
I'm already in trouble- - I'm in love with a fugitive.
Kızın başı belada sanmıştım.
I thought she was in trouble.
Baskıyla başının belada olduğunu biliyorsun.
You know he has trouble with... pressure.
Başının belada olmasının nedeni,... gençken yanlış insanlarla karşılaşmasıydı.
His trouble was, he fell in with the wrong crowd when he was a boy.
- Başı bu sefer belada.
- He's in over his head this time.
Silahı ilk sen çektin, senin de başın belada.
You pulled the gun first. You're no better than him.
Genç sincabın başı hala belada.
The young chipmunk is still held up.
Sanırsam başı şu an belada.
I think... I think she's in a tough situation.
Başın belada, duydunmu beni?
This is fucked up, do you hear me?
Adamım, şuan ne kadar başımın belada olduğunu bilmiyorsun, adamım.
Man, you have no idea how much I'm screwed right now, man.
Çünkü başın zaten belada.
You're already in trouble.
Al. - Başın belada Catherine.
- You're in trouble, Catherine.
Başım mı belada?
What's wrong?
- Başım belada.
I'm in some trouble here.
Sanırsam başı şu an belada.
Uh... it's, uh... Molly. I-I...
Başın büyük belada.
You're in a lot of trouble.
- Başımız belada.
They are in trouble.
- Vic'in başı gerçekten belada.
- Vic is in real trouble.
Ajanının başı fena halde belada.
Your agent is in some serious trouble.
- Başım belada, Nelson.
I'm in trouble, nelson.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]