Beetle tradutor Inglês
897 parallel translation
Para torbalarının üzerine çöreklenmiş hamam böceği.
Black beetle squatting up there on her money bags.
Hamam böceği gibi çirkin bir şeyi ortadan kaldırmak günah değildir.
It's no sin to destroy an ugly thing like a... black beetle. You wanted to help others.
Hey, böcek pisliği.
Hey, beetle puss.
Jokey çok küstahtı.
He's a beetle. The jockey was a very insulting fellow.
Hey, bu böcek de kim?
Hey, who's the beetle?
O böceğin dediklerini dinleyince başımıza bir şey geleceğini sanırsın.
To hear that beetle talk... you'd think somethin'was gonna happen to us.
O böceği çağır.
Call that beetle.
Birazdan ayağımı kaldırıp seni ezeceğim... böcek, haşere, solucan olan seni!
In a moment I shall lift my foot and crush you... insect, beetle, worm that you are!
Gidip o hamamböceğine bir nutuk çekeyim.
Maybe I better go down and give that beetle-nose a little pep talk.
O zaman sana onun bir kınkanatlı olduğunu söylemeyeceğim.
Then I won't tell you it's a beetle.
Kınkanatlı mı?
A beetle?
- Bir tane daha kınkanatlı mı?
- Another beetle?
Beni, bir çocuğun son böceğini alacak kızlardan biri mi sanıyorsun?
Do you think I'm the kind of girl that would take a boy's last beetle?
Durun bakalım. İkiniz beni iğnedeki bir böcek gibi hissetmeme yol açıyorsunuz.
Oh, stop now - you two make me feel like a beetle on a pin!
Yarasa fır dönmeye başlamadan dehlizinde, gübre böceği, Kara Hekate'nin emrine uyup, sağır sesiyle, uyku serpmeden karanlığa, yaman bir iş görülecek dünyada.
ere the bat hath flown his cloister'd flight, ere to black Hecate's summons the shard-borne beetle with his drowsy hums hath rung night's yawning peal, there shall be done a deed of dreadful note.
Senin kadar büyük ve bir tazı kadar da şişman.
As big as you and as fast as a beetle.
Böcek için beni çığlık atmaya zorlayacaksınız!
You'll force me to scream for the beetle!
Böcek demek, madam!
The beetle, madam, ha!
Böcek için bir incir.
A fig for the beetle.
Böcek dikeni ile gül dikeni arası birşey.
Something between a beetle's back and a rose thorn.
Kutunun içinde mavi böcek ve beyaz böcek var.
Inside box, blue beetle and white beetle.
Beyaz böcek kadın, mavi böcek erkek demek.
White beetle, woman ; blue beetle, man.
Mavi böceği hatırlıyor musun?
Remember the blue beetle?
Özellikle de Beetle'ın batmasından sonra.
Especially with the Beetle being gone. We can't -
Bizi çok fazla yağmur, çok az yağmur mantar, böcek hatta Bayan O'Leary'nin hasta ineği için bile suçladılar.
They've blamed us for too little rain, too much rain, the blight, the beetle, even Mrs. O'Leary's ailing cow.
Erkek arı, antenini dişi arıya sürter.
The boy beetle rubs his antenna against the girl beetle.
Ya dişi arı ne yapar?
And what does the girl beetle do?
Bu uçan bokböceği bizden ne istiyor?
What does this flying scarab beetle want from us?
Böcek gibi bir adam olan Don Calogero'yi karısını herkesten uzak tuttuğu için suçlayamazsın.
You can't blame Don Calogero, who's a beetle of a man, for wanting to keep her away from others.
Böcek gibi bir adam olan Don Calogero'yi karısını herkesten uzak tuttuğu için suçlayamazsın. "
You can't blame Don Calogero, who's a beetle of a man, for wanting to keep her away from others. "
"Böceğin uzun bacakları ve karıncanın harika vücudu"
"The long legs of the beetle and the wonderful body of the ant."
Böcek kadar aklın yok mu senin?
Well, you ain't got the sense God gave a beetle.
Testere böceği?
The saw-beetle?
Kabarcık böceği.
The blister-beetle.
Bir çeşit kaplan böceği.
A kind of tiger-beetle.
O yalın bir beatie... kes şunu.
She is a lean beetle... Hey, moetie that.
Kahpe döIü, kalın katalı, kepçe kulaklı dangalak!
A whoreson, beetle-headed, flap-ear'd knave!
Bir böcek diğerine demiş ki, "Banyo teknesi de ne?"
So one beetle says to the other, "What's a bathtub?"
Ve diğer böcek "Nereden bileyim, katolik değilim ki" demiş.
And the one beetle says "To hell do I know, I'm not a catholic!"
Böcek.
A beetle.
İşte benim yerime utanacak olan çatık kaşlı surat.
Here are the beetle brows shall blush for me.
Beetle, sen 3 W nerede biliyor musun?
Beetle, you know where the 3 W's is?
Böceğin çıkarttığı o sesi hiç bilmiyormusun?
Don't you even know the sound of Beetle slopping in the saddle?
Bir böcek, tamam.
It's Beetle, all right.
Böcek yine ses çıkartıyor.
Beetle, saddle up again.
Beetle, o tüneli gözle.
Beetle, watch that tunnel.
Köye geri dönüyorsun, kara böcek!
You're going back to the village, black beetle.
Yarasa karanlıklar içinde uçmadan kara böcek, Hecate'nin çağrısıyla uyku veren kanat sesiyle uyku çanlarını çalmadan korkunç bir iş yapılmış olacak.
Ere the bat hath flown his cloistered flight ere to black Hecate's summons the shard-borne beetle with his drowsy hums hath rung night's yawning peal there shall be done a deed of dreadful note.
Benim altın böceğim kim olacak?
Who will be my golden beetle?
Küçük yaşlı böcek daire şeklinde, hep aynı yöne gidiyor, ta ki sonunda çiviye toslayana kadar, zavallı yaşlı şey.
The little old beetle goes round and round, always the same way, you see, till he ends up right up tight to the nail, poor old thing.
- Niye şimdi geliyor?
The beetle frustration. Causes the homicidal impulse.