Bekliyoruz tradutor Inglês
7,092 parallel translation
Hmm, biz de bebek bekliyoruz!
Um, we're having a baby, too!
Size kesinlikle ödeme yapacağız, gelecek hafta için bir havale bekliyoruz.
Well, we're gonna pay you for sure, we're waiting for a bank transfer next week...
Paraya ihtiyacınız olduğunu biliyorum, ama biz de bekliyoruz.
I know you need the money, but we're also waiting.
Hedefin doğrulanmasını bekliyoruz.
Waiting to confirm target.
Emrinizi bekliyoruz Başkan Kane.
On your command, Chancellor Kane.
Ama neyi bekliyoruz.
But what are we waiting for?
Şu an cephe gerisinde bekliyoruz. Ancak keşif birliği Almanlara takviye kuvvetler geldiğini bildiriyor. Demek ki yoğun bir gün olacak.
We're at stand down now, but reconnaissance reckons the Germans have got a load of reinforcements in, so it looks like it's going to be a busy day.
- Hâlâ bağlantı kurmasını bekliyoruz.
Still waiting for her to make contact. Sir?
Bekliyoruz çürümüş ağaçları kesmeyi.
# Waiting # To cut out the deadwood
Bekliyoruz kenti temizlemeyi.
# Waiting # To clean up the city
Bekliyoruz solucanları takip etmeyi.
# Waiting # To follow the worms
Bekliyoruz siyah gömleği giymeyi.
# Waiting # To put on a black shin'
Bekliyoruz güçsüzleri ayrık otu gibi temizlemeyi.
# Waiting # To weed out the weaklings
Bekliyoruz cam çerçevelerini indirip, kapılarını tekmelemeyi.
# Waiting # To smash in their windows and kick in their doors
Bekliyoruz nihai çözüm için, soyumuzu kuvvetlendirmeyi.
# Waiting # For the final solution to strengthen the strain
Bekliyoruz sularını açıp, ocaklarını ateşe vermeyi.
# Waiting # To turn on the showers And fire the ovens
Bekliyoruz ibneleri, zencileri, kızılları ve Yahudileri...
# Waiting # For the queens and the coons and the reds and the Jews
İsimleri teyit etmek için hapishane beyannamesini bekliyoruz.
We're waiting for the prison manifest to confirm names.
Şu anda polisin ne yapacağını bekliyoruz.
We now await the L.A.P.D.'s move.
Evlenmek için neden bir ay bekliyoruz?
Hey, why are we even waiting a month to get married?
Hâlâ haber bekliyoruz.
Still waiting to hear something.
Hayır, hâlâ bekliyoruz.
No, we're still waiting.
Yaşlı bir kadın gibi neyi bekliyoruz?
What are you waiting here like an old lady?
Halâ arkadaşlarımızı bekliyoruz.
- interests in... - Uh, still waiting for our friends.
Emily'le misafir bekliyoruz.
Emily and I are having a visit.
Yarını bekliyoruz.
And tomorrow's a big day.
Bekliyoruz o zaman.
That's... We'll wait, then.
Bir saattir bekliyoruz.
You know, we've been waiting here an hour.
Bilmiyoruz, hâlâ araç kaydına ait bir e-posta bekliyoruz.
Don't know, still waiting on an e-mail back with the vehicle registration.
- O halde neden burada bekliyoruz?
Then why are we standing here?
Komutanım, kaç saattir burada bekliyoruz.
Commander, we've waited a long time.
Ve her cinayette aldığı dirilme hissi ile zanlının daha çok cesaretlenmesini ve daha tehlikeli olmasını bekliyoruz. Teşekkürler.
And with this sense of resurrection she experiences with each of the kills, we expect her to become more emboldened and more dangerous.
Seninle görüşmeyi sabırsızlıkla bekliyoruz.
We're very eager to meet you.
Kimi bekliyoruz?
Who we waiting for?
45 dakikadır masa bekliyoruz.
We've been waiting for a table for 45 minutes.
İddianameyi bekliyoruz.
We expect an indictment any day.
Bayan Brown, sizi bekliyoruz.
Mrs. Brown, we're ready for you.
Sizi sabırla bekliyoruz Dedektif.
We shall patiently await your arrival, Detective.
Diğer ayakkabıyı bekliyoruz.
- Kept waiting for that other shoe.
Şimdi eşleşme var diyen gong sesini bekliyoruz.
Now we wait for the ding that says we have a match.
Evet, sabırsızlıkla bekliyoruz.
Yeah, we can't wait.
Bekliyoruz?
We?
O zaman daha neyi bekliyoruz?
Well, what are we waiting for then?
Posta biftek bir kutu bekliyoruz.
Expect a box of steaks in the mail.
Sadece yetkili imzasını bekliyoruz.
- Just waiting for the director's signature.
Niye salıya kadar bekliyoruz ki?
Hey, why wait till Tuesday?
pardon fırsat bulunca size bakacam memur bey aa, doktor, yalnız biz 2 saatten fazladır bekliyoruz.
Excuse me. I'll get to you when I can, Officer. Uh, Doc, we've been waiting here for over two hours.
Robert Burnett'le görüşmek için bekliyoruz. Ve o da CEO.
We're seeking an audience with Robert Burnett, and he's the CEO.
Zaman adli sonuçlar bekliyoruz?
When are you expecting the forensic results?
Bekliyoruz.
Waiting.
Yine Bay Mackey'i bekliyoruz.
We're just waiting on Mr. Mackey... again.