Bernadette tradutor Inglês
802 parallel translation
Bernadette bizim, pek çok gizli ve karanlık hayalimize öncülük etmişti.
Bernadette led us to discover many of our darkly hidden dreams
Bernadette'ye aşık olmak için çok küçük olduğumuzu anlayınca, ondan nefret etmeye ve ona eziyet etmeye karar verdik.
Too young to love Bernadette we decided to hate and torment her
Tenis sevgisi, mini etek veya Bernadette'nin bacakları?
Love of the game, the short skirt or Bernadette's bare legs?
Bir gözümüz halâ Bernadette'de ; onu flörte ve hazza götüren bisikletindeydi.
We kept an eye on Bernadette on her bike flying off to her dates and pleasures
Bernadette'yi çıplak farzet!
You held Bernadette naked!
Bir zarfa koyup, Bernadette Jouve'nin adresine yolladık.
We sent it in an envelope to Bernadette Jouve's address
Bernadette'nin nişanlısının, o yaz, bir dağ tırmanışında öldüğünü öğrendik.
We learned Bernadette's fiancé had died that summer in a mountain-climbing accident
Bernadette bizi farketmeden yanımızdan geçip gitti.
Bernadette passed us, not seeing us
Henrietta de la Croix Rahibe Marie Bernadette olarak tanınacak.
Henrietta de la Croix will be known as Sister Marie Bernadette.
Elizabeth, Bernadette!
Elizabeth, Bernadette!
- Bernadette, dışarı çıkın!
- Bernadette, out.
Bernadette!
Bernadette!
- Nesi var? Bernadette!
- What's wrong with him?
Bernadette! ...
Oh, Bernadette!
Teşekkür ederim, Bernadette.
Of course. Thank you, Bernadette.
Sevgili Baron, Bernadette giderken çantaları karıştırmış.
Dear baron, when she left, Bernadette took the wrong suitcase.
Baron'un şoförü, içinde mücevher olan çantayı bana getirecek.
I'll give him Bernadette's suitcase. In a moment the driver will bring the one with the jewels.
Baron, Bayan Bernadette'in çantasını almamı istedi.
He requested Miss Bernadette's suitcase.
Bernadette'in sutyeniydi!
Bernadette's bra!
Diyorum ki, Bernadette çantanı getirdi!
- Shut up! Bernadette returned your suitcase.
Bernadette orada mı acaba?
Baron? Is Bernadette there?
Eğer, yine Bernadette'in çantasıysa, hiç bir sey söylemeyin.
If it's still Bernadette's, say nothing.
Siz Bernadette Paccard ile karıştırdınız beni.
You're thinking of Bernadette Paccard.
Neden size vereceğim adreslere gidip bu iki davayı araştırmıyor sunuz? Kaba olmak istemiyorum ama bu ikizın ölümüyle küçük bir servet kaybetmiş olmalısınız.
Miss Bernadette Rupeau aka Doris and Huguette Dalfet aka Mona, their business nicknames, are dead.
Cha Cha derler bana, benden iyi dans eden yoktur.
They call me Cha Cha, cos I'm the best dancer at St Bernadette's.
Bernadette, sana bir şey söyleyeceğim.
Bernadette, let me tell you...
- Adım Bernadette değil.
Happy! My name's not Bernadette.
- Yüzüne bakınca adın Bernadette olmalı diye düşündüm.
With your face, your name should be Bernadette.
- Bernadette gibi görünüyorsun.
You look like a Bernadette.
Tamam, o zaman benim adım Bernadette.
Okay, so my name's Bernadette.
Adım Martha ama onu boş ver. Bernadette'le devam edelim.
Actually, it's reality Martha but that's just as dumb.
Ben senin adını bilmiyorum ve bilmek de istemiyorum.
Let's go with Bernadette. I don't know your name and I don't want to.
Bana bir örnek ver, Bernadette surat.
Take me for example, Bernadette-face.
İşte o zaman Bernadette'i güzel bir isim olarak görebilirsin.
... and you might find that Bernadette is a pretty name. Yes, it's possible.
- Bernadette, uyuyor musun?
Bernadette, are you asleep?
- Bernadette...
Bernadette...
Bernadette, elma konyağı getir.
Bernadette, the calvados.
- Oh, Bernadette.
Oh, Bernadette.
- Korkma Bernadette, acıtmayacağım.
Don't worry. I'll be very gentle.
Böyle bir şey ilk defa başıma geliyor, Bernadette.
That has never happened before.
Bernadette, çok önemli bir sorun var.
Bernadette, we have an urgent problem.
- Bernadette. - Ne var? Üç ay içinde, 3000 adet CX22 üretmem gerek.
- But I have to produce 3000 CX22s in 3 months.
Bernadette, aşkım, canım.
Bernadette, my love, my dear.
Bernadette, sevgilim.
My darling.
- Bernadette, beni böyle bırakamazsın.
Bernadette, you're not going to leave me here.
- Bernadette!
- Bernadette!
- Bernadette!
Bernadette!
Bernadette, hemen telefon açıp talimat vereceğim.
I'll make a phone call and give them orders.
Oscar!
- Bernadette!
Kazanan yine ben oldum! Ona Bernadette'in çantasını vereceğim.
He's good, but I'm better!
- Bernadette, hizmetçinizdi.
- The maid?