Bilemeyeceğim tradutor Inglês
602 parallel translation
Onu kaybedersem asla nasıl bir şey olduğunu bilemeyeceğim, değil mi?
If I lose this baby... I probably will never know what that kind of love feels like, will I?
Kaç gün yol kat ettik hiç bilemeyeceğim. Humma yüzünden kendimde değildim.
How many days we traveled I shall never know.
Bazılarını hiç bilemeyeceğim.
Some things I'll never know.
Artık hiç bilemeyeceğim.
I'll never know now.
Sebebi neymiş bilemeyeceğim.
What caused it to fail, I cannot say.
- Ne olduğunu bilemeyeceğim, hanımefendi.
- I can't guess what it is, ma'am. It's a great cake.
Bilemeyeceğim.
I wouldn't know.
O veletlerin bir sonraki niyetlerinin ne olduğunu asla bilemeyeceğim.
I shall never know what they'll be up to next.
Ve benden vazgeçtiğinde, ne yapacağımı bilemeyeceğim.
And if you ever stop wanting me, I don't know what I'll do.
- Bilemeyeceğim efendim.
- I don't know, ma'am.
Belki de haklısın, daha önce bilemeyeceğim bir şeyi... artık biliyorum.
Maybe you're right, because I know something now... something I couldn't have known before.
O iri oduncunun böyle bir şansı nasıl yakaladığını hiç bilemeyeceğim.
I'll never know how that big lumberjack ever ran into such a wonderful streak of luck.
Burada yeni olmam neyin ne olduğunu bilemeyeceğim anlamına gelmez.
Just'cause I'm new here doesn't mean that I don't know what's what.
ve kapı kolu dönüyor, ve kapı açılmağa başlıyor ve... asla ne olduğunu bilemeyeceğim, çünkü tam o sırada uyanıyorum. çığlık atarak uyanıyorum. Şey, derler ki rüyalar doğru çıkmaz.
I'd never know what it is, because that's when I always wake up.
Onu da bilemeyeceğim.
I don't know that either.
Bu doğru olsaydı, sayısını bilemeyeceğim kez ölmüş olurdum.
If that were true, I'd have died I don't know how many times.
Asla ismini bilemeyeceğim.
I'll never know your name.
Bilemeyeceğim.
I can't tell.
Buraların yabancısıyım o bakımdan bilemeyeceğim.
I'm afraid I'm not familiar enough with the neighborhood to tell you.
" Niye böyle heyecanlandım bilemeyeceğim hiç *
" I'll never know what made it so exciting
Saatin ne zaman 8.00 olduğunu yine bilemeyeceğim.
I still won't know when it's eight o'clock.
Bilemeyeceğim yani.
Well, I really wouldn't know.
Korkarım daha fazla bilemeyeceğim.
Mm-mm And... Ah, that's about as far as I go I'm afraid.
Yıllar önce neden evlenmedi, hiç bilemeyeceğim.
Why she didn't marry years ago, I'll never know.
Neden her cumartesi aynı muhabbeti yaptığımızı asla bilemeyeceğim.
Why we have this same conversation every Saturday, I'll never know.
Bilemeyeceğim efendim.
I couldn't say, sir.
Bilemeyeceğim.
Can't say, really.
Benim bile bilemeyeceğim biri tarafından.
Somebody I don't even know.
Ama artık asla bilemeyeceğim.
Now I shall never find out.
Tabii hiçbir zaman bilemeyeceğim.
Of course, I'll never know.
Ve Blofeld kancasını ona nasıl takmış olabilir. Asla bilemeyeceğim!
And how in the hell Blofeld got his hooks in him, I will never know!
Ama kartal ve küreydi bilemeyeceğim
But his was an eagle and the globe Then I have no idea
Bilemeyeceğim........ Bilemezsin...
You know who will know who you are.
Her neyse, gerçeği asla bilemeyeceğim.
Anyway, I'll never know the truth.
Sanırım hiçbir zaman kesin bilemeyeceğim.
Guess there's no way I'll ever know for sure.
Bilemeyeceğim.
I'm not sure.
- Öldürdüm mü bilemeyeceğim Haven.
I don't know about killin''em.
Hiç bilemeyeceğim galiba Victor!
I never know, Victor.
Bilemeyeceğim... 2.000?
I don't know... 2.000?
Ne olduğunuzu bilemeyeceğim, ama FBI bilir.
I don't know what you are, but the FBI will know.
Şey Asla gerçekten bilemeyeceğim, Richard.
Well I'll never really know, Richard.
Eğer şimdi gidersem seninle nasıl olurdu hiç bilemeyeceğim.
If I left now I'd never know what it would have been like with you.
- O kadarını bilemeyeceğim.
- I don't know about that.
- Bilemeyeceğim.
- I don't feel that well.
- Onu bilemeyeceğim.
I don't know about that.
Bilemeyeceğim, bayım.
I wouldn't know that, sir.
Dünya çapını bilemeyeceğim.
Well, I don't know about around the world.
( Çavuş Dedektif Sonny Crockett ) Tabii ki, bunun dışında başka tarafını bilemeyeceğim.
Mmm. Of course, I don't know any others.
- Bilemeyeceğim.
- Couldn't say.
- Bilemeyeceğim.
I wouldn't know.
Evet de desen, hayır da desen, bilemeyeceğim.
Whether you say aye or no, I shall never know.
bilemem 161
bilemezsin 104
bilemedin 19
bilemedim 29
bilemiyorum ki 20
bilemiyorum 2041
bilemeyiz 20
bilemezsiniz 26
bilemezsin 104
bilemedin 19
bilemedim 29
bilemiyorum ki 20
bilemiyorum 2041
bilemeyiz 20
bilemezsiniz 26