Bir çocuk gibi tradutor Inglês
2,444 parallel translation
Tohumlarını, elinde bezelye dolu bir tabak olan yeni yürümeye başlamış bir çocuk gibi her yöne saçar.
Flinging them in all directions like a toddler with a plate of peas.
Jules kendini tehdit altında hissediyor çünkü sen 23 yaşındasın,... ama tatlım, sen ise küçük bir çocuk gibi davranıyorsun.
Jules is threatened by you because you're 23, but, honey, you're acting like a little kid.
Evden her çıkışımızda çişim olup olmadığını sormasaydın bir çocuk gibi davranmazdım belki de.
Well, maybe I wouldn't act like such a kid if you didn't ask me if I needed to pee every time we leave the house.
Uslu bir çocuk gibi. Öyle mi?
Every day, like a good child.
O zaman küçük bir çocuk gibi davranma!
Then don't behave like a little kid!
Evet. Bazen minik bir çocuk gibi olabiliyor.
Oh, yeah, he's such a little boy sometimes.
Tıpkı harika bir şekerleme bulmuş ve heyecandan nefesi kesilmiş bir çocuk gibi demiştin.
That he was like a... An excited kid with a special dessert, Barely able to breathe?
6. sınıfta okul takımında futbol oynamasına rağmen yine de normal bir çocuk gibi hissetmesi için çabaladım.
And even though he was playing varsity football In the sixth grade, I wanted him to feel like he was still a normal kid.
Tıpkı bir çocuk gibi kaybolmuşa benziyor.
He looks lost. Like a kid.
Bu olayı örtbas etmek isteyen güce kıyasla devlet korkmuş bir çocuk gibi.
The government are scared little children compared to the forces that want this kept a secret.
İyi bir çocuk gibi duruyor.
He seems like a nice boy.
Nanami hep bir çocuk gibi ışık saçardı.
Nanami always shined even as a child.
Sonrasında Darwin'in kelimeleriyle "Maymun kendini yere attı ve küçük bir çocuk gibi ağlamaya başladı."
And in Darwin's words, "The ape threw herself on her back and cried precisely like a little child."
İyi bir çocuk gibi gözüküyor.
Well, he seems like a... Nice boy.
O akvaryumun önüne oturup geri zekâlı bir çocuk gibi sırıtırdı.
He'd sit in front of that tank and just smile like some retarded kid.
Bir çocuk gibi konuşmuyorsun!
That sort of talk from a child!
Kendimi sürekli yanlış kararlar veren bir çocuk gibi hissediyorum.
I feel like the poster child for poor judgment.
İlk kez normal ailesiyle normal bir tatile çıkan normal bir çocuk gibi hissettim.
For the first time, I just felt like this normal kid with her normal parents on this normal family vacation.
Tıpkı normal bir çocuk gibi.
Like a normal little boy.
Savurgan bir çocuk gibi.
Just like the prodigal son.
Savurgan bir çocuk gibi, evet.
Like the prodigal son, yeah.
Sorun şu ki, şeker dükkânına burnunu dayan bir çocuk gibi gidip içeriye bakamazsın.
The problem is, you can't just walk up And press your nose against it like a kid in a candy store.
Ve nihayet normal bir çocuk gibi hissediyordum.
And finally feeling Like a normal kid.
Ama beni işe alabileceğini söylediğinde, bunu yapmak yerine paranoyak bir çocuk gibi davranmayı seçtin.
And instead of hiring me when he said you could, you chose to act like a paranoid, scared little kid.
Ama sizinleyken kendimi öğretmeni tarafından aşağılanan bir çocuk gibi hissediyorum.
But when I'm with you, I feel like a kid getting scorned by a teacher.
Küçük bir çocuk gibi yüzü parlayıverdi.
His whole face lit up like a little boy's.
O koca bir çocuk gibi, bu harika!
I mean, he's like a little kid ; it's wonderful.
Ufak bir çocuk gibi başparmağını emer.
Sucking her thumb like a little girl.
Gördüğün gibi yanımda bir çocuk var.
As it happens, I am here with a child.
Şunu sormak zorundayım : Bunun gibi bir eser yazmaktan, reklam müziği ve çocuk şarkıları bestelemeye nasıl düştün?
How'd you go from writing something like that to jingles and kid music?
Zehir gibi bir çocuk.
Hell of a kid. Ha, ha.
Gayet maço tasarladım, aynen ordudan bir adamın çocuk yuvasında dağıttığı el ilanları gibi.
I made it super masculine, just like these pamphlets I saw some Army guys passing out at a daycare center.
Ama eminim onun gibi bir çocuk benim gibi bir kıza asla selam vermez.
But I'm sure a boy like him would never say hello to me.
Senin gibi dinine düşkün bir çocuk Protestan üniversitesinde ne yapacak?
So what's a baptist like yourself gonna do at a methodist university?
Kovaladığım çocuk... iyi bir şeymiş gibi duydum.
The kid I chased--sounds like it was a good thing
Sonra bir çocuk yanıma geldi ve Harvard-Westlake yada onun gibi bir yerden olduğunu söyledi
And then this guy came up to me and he said he was from Harvard-Westlake or something.
senin gibi hoş bir çocuk...
A nice kid like you?
Christopher, tıpkı senin gibi bir küçük çocuk daha kaçırıldı.
Christopher, there is another little boy just like you. He's been taken.
Benim gibi bir çocuk ister miydin?
Would you have wanted a kid like me?
Bir dakika bu senin için... Benimle bir çocuk sahibi daha olmak seni köşeye sıkıştırılmışsın gibi mi hissettiriyor?
Wait, it's gonna put you in a corn- - this is putting you in a corner to have a baby with me?
Bu konuda çocuk gibi davranacaksan o zaman bu anlaşmazlığı çözmek için... -... üçüncü bir kişiye gitmeliyiz.
If you're gonna act like a child about this, then we're gonna have to bring in a third party to settle this disagreement.
Bu adam görünüşlü çocuk kültür, zarafetten yoksundur. ... bir de Bufalo kanadı * gibi kokuyor.
No, this man-boy here lacks all culture, elegance, and he smells of buffalo wings.
Tanya ve David Mayburn gibi hissediyoruz, Sudan, Al-Fashir'den altı aylık bir çocuk evlat isteyen, mutlu bir çiftiz.
We feel like Tanya and David Mayburn. A happy couple trying to adopt a 6-month-old from Al-Fashir in Sudan.
Şu anda karşımda Robbie'nin tavuk ızgarasını iştahla yiyen çocuk 3 gün önce bir kadını öldürüp timsahlara yem olsun diye atmış gibi gelmiyor bana.Neyse, duvarlara okeechobee yerlileri....... ne boksa artık yazdıysan ne olmuş.
Something about the way a kid like you is able to sit here sawing away at Robbie's chicken-fried steak just doesn't say to me that three days ago you killed a woman and fed her to an alligator. Now, what I do see you doing is spray-painting "okeechobee whatever the hell"
- O çocuk da bir gün babası gibi olacak.
One day, that boy will do the same. No.
Ve ben küçük bir çocuk iken, Ben tıpkı onun gibi olmak istedim.
And when I was a little kid, I wanted to be just like him.
Bir dedektif gibi yüksek riskli birini hedef alıp sonra da çocuk kaçırmak pek fazla duyulmamıştır.
Going after a high-risk target like a police detective and then all of a sudden abducting a child is fairly unheard of. - Fairly?
Yüzünü bir mağaza vitrinine yapıştırmış o çocuk gibi olmanın ne demek olduğunu iyi biliyorum.
I know what it's like to be that kid, with her face pressed against the department store window.
Dediğim gibi, çok iyi bir çocuk.
Like I said, he's a great kid.
Sonrasında daha büyük elementler oluşturmak için bunları birleştirmekse tamamen çocuk oyuncağıdır. Emekleyen bebeğin daha büyük bir yapı oluşturmak için tüm legoları bir araya getirebilmesi gibi
And then combining them to make up larger elements is literally child's play, like a toddler might take Lego blocks and put them all together in order to make up a larger structure.
Çocuk gibi hissettiğimiz bir dünyada havalı olmayan oyuncaklarım olduysa, özür dilerim. Neden, 20. yüzyılın en büyük liberal kahramanının modelini yerleştirmek, bilgisayarında... hayali arabalar çalan bir Rus pezevenkmişsin gibi davranmaktan daha ezik oluyor?
Look, I'm sorry if, in an infantilised world I've somehow ended up with the non-cool toys, but why exactly is arranging a model of the greatest liberal hero of the 20th Century somehow less cool than pretending
bir çocuk 115
çocuk gibi 16
çocuk gibisin 19
çocuk gibi davranıyorsun 30
gibi 298
gibi mi 48
gibi görünüyor 21
gibi şeyler 18
gibi bir şey 16
bir cevap istiyorum 17
çocuk gibi 16
çocuk gibisin 19
çocuk gibi davranıyorsun 30
gibi 298
gibi mi 48
gibi görünüyor 21
gibi şeyler 18
gibi bir şey 16
bir cevap istiyorum 17