Boka tradutor Inglês
2,836 parallel translation
Bu telefonun sinyali bir boka yaramıyor.
The signal on this phone is total crap.
Bu da her şeyin neden boka sardığını açıklıyor.
This explains why everything's gone fuck up.
- Bir boka yaramazmışız.
He's saying we're a bunch of fuck-ups.
Hey, bir boka yaramaz olabilmek temel insan haklarındandır.
Hey, it's our basic human right to be fuck-ups.
Bu uygarlık bir boka yaramayanlar üzerine kurulmuştur.
This civilization was founded on fuck-ups.
Eminim orada ortalık boka saracaktır.
I'm sure it's gonna be a shitstorm out there.
Her şey boka sardı, değil mi?
It's all fucked, isn't it?
Bu boka bir daha dokunmamaya yemin ediyorum.
I promise not to touch this shit ever again.
Bir boka yaramayan öğretmenliği hiç sevmedi.
He never liked teaching worth a damn.
- Boka bayılırım.
- I love that shit.
Bazı günler her şey güzel görünüyor ama öğleyi geçince her şey boka sarıyor.
Some days everything seems fine, but then I hit the afternoon, and it all goes to shit.
Bir boka yaramıyor.
It's a piece of shit.
Aptal bürolar hep boka batmış durumda.
Fucking bureaus are gonna be shit.
İşler boka sardı ve gitmek zorunda kaldım.
Things got real bad, and I had to go.
Dawson, Sanırım artık konuşmayı bırakıp dinlemelisin çünkü boka batmış durumdasın.
Dawson, I think you better quit talking and listen'cause you're in deep shit, man.
İşler boka sardı ve şimdi de izleri silmek istiyor.
It fucked up and now he's covering his tracks.
Boka batmış.
It blows.
Bence küçük kız, sen şu an nasıl boka battığının farkında değilsin.
I don't think you realize the kind of deep shit you're in, little girl!
Siktir git! Sonra olay boka sardı.
Then the shit hit the fan.
Yerinde olsaydım bu boka bulaşmazdım.
Don't get involved in that shit. Well, if I were you...
Boka batmış vaziyetteyim.
I'm in deep shit.
Boka sardı yani.
Plenty of fish.
- Evet, boka sardı.
- Plenty of fish.
Bu arac bir boka yaramaz.
The car is a piece of shit.
Siz göçmen işçiler bir boka yaramıyorsunuz!
You migrant workers suck!
Lanet olası burnunu her boka soktun.
You put it right up your fucking nose.
Müziğe aşık olurlar, ışıklara aşık olurlar yollara aşık olurlar, kızlara, boka püsüre.
They fall in love with the music, they fall in love with the lights, they fall in love with the road, the chicks, all that shit.
Bilirsin, doğum günümde, beni boka batmış halde görmek istemezsin sanırım.
You know, I don't think you want to see me shit-canned. On my birthday.
Bu yüzden senden olmasa bile bunu bilemeyeceğimden belki de mükemmel ve istediğim bir bebekten kurtulmak zorundayım. Çünkü sen elini neye sürsen boka buluyorsun!
So I have to get rid of what might be a perfectly fine baby, a baby I want, because everything you touch turns to shit.
Sen hiçbir yere varmak istemiyorsun bu yüzden aynı boka batıp batıp duruyorsun.
- You don't wanna go anywhere. That's why all the same shit is gonna keep happening to you,
Bu boka nereden bulaştığımı hatırlamıyorum dersin.
I don't remember making this big bowl of shit. "
Sence de, herşey boka sarmadı mı?
You think anything is ever gone anymore?
Hiç bir boka yaramaz.
Doesn't do anything.
Bizi bir boka yakınlaştırdığı yok.
She didn't lead us to shit.
Bildiğim şey Kara Orman denilen boka geri döneceğin.
What I do know, That you're moving that black forest shit.
İşler boka sararsa beni yönlendirmesi gerekebilir.
He's gonna need to talk me through this in case things get a little hairy.
Bu iş gerçekten boka sarmaya başladı.
This is really, really fucked up.
- Sanki bir boka önem verdin de.
- Showed me that you gave a shit.
Bu boka devam edersen, anında Dunedin Tımarhanesi'ne gidersin.
You keep that shit up, you go straight to Dunedin asylum.
Aksi takdirde her şey boka sarabilir.
It can all go to shit otherwise.
Peki olay boka sararsa ne yapacak?
When shit gets real, what is she gonna do?
O boka bulaşmam!
I'm not cut out for that shit!
Artık iyice boka sardı.
This is pretty fucked up.
- Yani boka battın ve işi bırakıp gidiyor musun?
- So you are up to their necks in shit and you abandoned your job?
Evet, bazen işler boka sarıyor.
Yeah, it's pretty fucked up sometimes.
Hayır, dostum. Tamamen boka battım. VIP Benzin İstasyonları işini hemen başlatmamız lazım.
No man, I'm in deep shit and we need to kick-start VIP Gas Stations right away.
Julie biraz boka batmış durumda.
Julie's into a bit of shit.
Boka bastım, dostum!
I stepped in scat, man!
Boka bak!
Oh, shit.
Kristal, saf amp... Onlar bir boka benzemez.
- It don't matter.
Şimdi işler boka sardı.
Shit's- - shit's all fucked up.