Bouche tradutor Inglês
75 parallel translation
İyi akşamlar, Madam Bouche.
Evening, Madame Bouche.
Bouche, ona bir çatal getir.
Bouche, bring him a fork.
- Yemekler süperdi, Madam Bouche.
- Swell dinner, Madame Bouche.
Saat 1 : 00'de, Bouche'lerde.
1 : 00 at Bouche's.
- Chez Bouche'mu?
- Chez Bouche?
Bouche, sigara.
Bouche, my cigarettes.
Sana Madam Bouche'tan bahsetmiştim.
I've told you about Madame Bouche.
Bouche'un restoranına daha yeni geldim.
I only just arrived at Bouche's.
Fransızlar ona aptal-eğlendiren diyorlar.
The French call it an amuse-bouche.
Aptal-eğlendiren?
Amuse-bouche?
- Yine Fısıltı Gazetesi mi?
- "The Telegraph Bouche" again?
"Ahhh... (" Kaşığın kıvrımı, göğüslerin kıvrımı... ) "Le virage de la cuillère, le virage... (" Kaşığı ağzıma sokup... ")" Je mets la cuillère dans la bouche... "
"Ahhh. " Ah, le virage de la cuillère, le virage des poitrines. "Je mets la cuillère dans la bouche..."
Beni cinayetle suclayacaklar Jimmy M. Bouche-cousue Loughnan tarafindan imzalanan iddaa uzerine.
Cops were gonna charge me with attempted murder... because of a statement made by Jimmy, my-lips-are-sealed Loughnan.
Bu muhteşem görünüşlü iştah açıcı nedir?
What is this divine-looking amuse-bouche?
Önce küçük bir aperatif getireceğim.
We'd like to get you started with a little amuse-bouche.
Mezeleri hazırlayın, iki menü siparişi var.
Ordering two tasting menus. Fire two amuse-bouche.
Paris-Bouche treninde silahlı soygun.
Armed robbery on the Paris-Bouche train.
İyi akşamlar, şampanya ve kanepe ister misiniz?
- Yes good evening. Do you want champagne? Amuse la bouche?
Avokadolu ve yengeçli ara sıcaklarınız geldi. Aşçının ikramı.
Here's a little amuse-bouche with avocado and crab meat, compliments of the chef.
Tek söyleyebileceğim bu ara sıcak harika.
Well, all I can tell you is this amuse-bouche is great.
Sadece, turşuyla ya da kaynatılmış olarak servis edilen bir iştah açıcı ile başlayabileceğimiz güzel bir yemek yeriz diye düşünmüştüm.
I was just thinking we could have a nice meal with some amuse-bouche, something poached, maybe chutneyed.
Croque-en-Bouche.
Croque-en-Bouche.
Yılbaşınızı muhteşem bir Corissant Bouche ile daha da güzelleştireceğiz.
We'll make your Christmas special with a great Croissant Bouche.
Croque-en-Bouche!
Croque-en-Bouche!
Croque-en-Bouche, Croque-en-Bouche...
Croque-en-Bouche, Croque-en-Bouche...
Bunlar sadece salataydı.
That was just the amuse bouche.
- Hegel, kapa çeneni.
- Hegel, fermez la bouche.
Garsonunuz başlangıç ikramlarımız için hemen gelecek ve size menüyü getirecektir.
Your waiter will be along shortly to present the amuse-bouche and tell you about the menu.
Başlangıç ikramımız, Bay McNamara.
Your amuse-bouche, Mr. McNamara.
Biliyor musun Jacqueline, ikram kısmını es geçelim biz.
- The amuse-bouche this evening is - You know what, Jacqueline?
Hatta, karanlığa alışmamız için bizi biraz yalnız bırakmanı istiyoruz.
We're gonna pass on the amuse-bouche, and actually we wanna be left alone for a while and get used to the darkness.
Bu bir Amuse-Bouche. *
This is just the amuse-bouche.
Bu enfes tatlıyı deneyin.
Do try these amuse bouche.
Bu hortum üzerimize doğru gelenin yanında komik kalır.
That twister was an amuse-bouche compared to what's on the way.
- Nasıl yani komik?
- What's an amuse-bouche?
"Pas Sur La Bouche". "Ağızdan Olmaz"
"pas sur la bouche." "not on the mouth."
- Amuse-bouche?
- Amuse-bouche?
Fakat esas olan ara sıcaklardı.
But the real standout was the amuse bouche.
Ben bugün ara sıcak yapmadım, ama o 12 tane yemiş.
I did not make an amuse bouche today, and yet she could have eaten 12.
Sonra kalbini söküyor soğuk, işe yaramaz, küçük kalbini ona bir kurdele takıyor ve işte size güzel bir ara sıcak.
Then he cuts out the heart the cold, useless, tiny, little heart then fillets it on either side and it's a nice amuse-bouche.
O yüzden de akşam yemeği için dolabındaki en yavan şeyi iştahını açmak için yutman lazım.
Therefore, meager contents of your freezer for dinner and perhaps a little amuse-bouche to whet the appetite.
Bir doz daha alman lazım.
I think you need another little amuse-bouche.
Onun poposunu başlangıç seksin olarak düşün. Haklıymışsın, Blair.
Think of her as an amuse-bouche.
Amuse-bouche'u seviyorum.
Ooh, I love an amuse-bouche.
Seminer yemek olsaydı sen ara sıcak olurdun.
- If the seminar was a meal, you'd be the amuse-bouche.
Sen sadece ağzını eğlendir.
You're just the amuse-bouche.
Tabi ben senin büyük seksi akşam yemeğinden önceki... Kötü ara sıcak olacağım.!
Oh, yeah, I'll be your nasty little amuse-bouche before your big lovely sex dinner!
İştah açıcı bir şeyler isteyen var mı, millet?
A little amuse-bouche, everyone?
Bu sadece ara-sıcak.
This is just the amuse-bouche.
Başlamadan önce, şefimizin seçimi biramuse bouche.
An amuse bouche from the chef before you begin.
Başka bir şey ister msiniz?
The chef has sent over an amuse bouche.