Bruises tradutor Inglês
1,636 parallel translation
"Yatağın yanına bir gece lambası al da çürüklerden kurtul."
Save yourself bruises and buy yourself a bedside lamp.
Vücudunda yaralar var.
You have some bruises.
Gömleğimi kaldırdığında altındaki bereleri görürsün.
If you pull up my shirt, you'll see the bruises.
Tam boy fotoğraflarını da istiyorum, kesik ve ezik var mı bakalım.
I want to take full-body photographs for cuts and bruises.
Yani, şu kesişe, şu yaralara bakın.
I mean, look at the incisions, look at the bruises.
Dikiş atmak gerek, birkaç çizik, birkaç çürük, ve bir şok olamdığından emin olmak için bir gece hastanede tutacağız ama iyi olmalı.
Needed stitches, a few scrapes, bruises, and we're doing a keep overnight to make sure there's no concussion but he should be fine.
Bu yaralar nasıl oldu?
How'd you get your bruises?
Adamı yara bere içinde bırakarak ondan ifade almak!
Getting a confession by covering the guy in bruises!
Bütün vücudu yara bere içinde uzmanların söylediğine göre şiddete maruz kaldığının göstergesi olan çizdiği o garip resimlerde cabası. 30 tane görgü şahidinden bahsetmiyorum bile.
Uh, over 30 eyewitnesses, your boy tells the cops he's been being abused since his sister was born, bruises all over his body, a sheaf ofJoshua's drawings that have the authorities drooling...
Dilawar'ın ölümü için yapılan hazırlık soruşturmasında tüm vücudunda ağır çürüklerin olduğu ortaya çıkarıldı.
A preliminary investigation into Dilawar's death, revealed deep bruises all over his body.
Konuştuk ve o çekiciydi- - Yani, adamın sırtındaki izler ve tırnaklarındaki deriler, hepsi seks sırasında olmuştu. - Kolundaki morluklar da dahil?
So the scratches on Jackson Hale's back and his skin under your the fingernails, this all happened during the sex, as well as the bruises on your arm?
Bu arada, Lily'nin boynundaki şu morluklar.
Hey, those bruises on Lily's neck.
Şu morluklar da neyin nesi.
I saw the bruises.
- Bu morlukları o mu yaptı?
- Is that who gave you the bruises?
Beyinde hasar buldum, ancak kafa derisinde morarma yok.
I found brain damage but no bruises on her scalp.
Elindeki ve boynundaki bu çürüklerin nasıl olduğunu bana anlatman lazım.
You're gonna have to tell me how you got those bruises on your hand and your neck.
Bana, elindeki ve boynundaki çürüklerin nasıl olduğunu anlatman lazım.
You're gonna have to tell me how you got those bruises on your hand and your neck.
Zamanla çürükler iyileşti ama acısı gitmedi.
With time, the bruises have healed, but your pain has not.
Ve bileklerindeki çürükleri de.
And the bruises on your arms.
Birkaç ezik çürük, bizi dava etmesine yetecek kadar değil.
A few bruises, nothing that will get us sued.
Dün gece için 1000 doları alıp benimle gelmezsen, Bay Yumruk morluklarımı birbirleriyle bağlantılı hale getirecek.
If you don't come back with me and with $ 1000 for your time last night Mr. Happy Fists is gonna play Connect the Bruises on me.
Yoksa bir dahaki sefere makyajla yapmam.
And next time, I won't go the makeup route with the bruises.
Liz, her ne kadar boğuştuğunu iddia etse de Alex Martin'in üzerinde ısırma, berelenme ya da tırmalanma izi yoktu.
Alex martin didn't have any bites or bruises or scratch marks on him despite the fact that liz claimed she struggled with him.
Çürükler için derimi.
Skin for bruises.
Ultraviyole ışığıyla, cilt altında morluklar buldum, boğaz etrafında, farklı yerleşimde.
I imaged subcutaneous bruises under UV from several positions around the throat.
Aynı diğerleri gibi. Ölümden sonra oluşan morlukları var. Ama saçına bir bak.
Like the others, several peri-mortem bruises, but check out this hair.
Böylece çıplak gözle görülmeyen yara ve berelenmeleri görebiliriz.
That way we can see bruises and injury patterns that are normally invisible. OK.
İçine formaldehit doldurulana kadar, yara dokuları renksizdir. Bunlar, işlem esnasında ortaya çıkar.
As formaldehyde gets pumped in, it discolors damaged tissue, bringing up bruises in the process.
Yumruğunun berelenme izlerinden en az birine uyacağına eminim.
I'm betting we can match your fist to at least one of these bruises.
- Kesik ve sıyrıklar var.
- Cuts and bruises.
Kan miktarına ve ayak bileklerindeki berelere bakılırsa... İkiye bölünürken, hayattaymış.
Based on the amount of blood, and these bruises on her shins... she was alive when he cut her in half.
Kim yağda yumurta ister? Ve tüm ağrılarımızı dindirmek için... kızarmış İngiliz keki?
Who would like to have some scrambled eggs and toasted english muffins just to soothe over all of our bruises?
Limuzinde ölü bir adamımız var, ve gerisi de ufak tefek yaralar.
We got one dead guy in the limo, the rest are cuts and bruises.
Ceset çürüdükçe, morluklar daha da belirginleşir. Şimdi... bakalım kaçırdığımız bir şeyler var mıymış?
Well, bruises get more distinguished as a body decomposes, so just see if there's anything we missed.
Yani... bu kızın üzerindeki birkaç sıyrık ve morluğun... benimle ne ilgisi var?
So, um... what's a few scrapes and bruises on this girl got to do with me?
Evet, birkaç sıyrık ve morluk, kırık bir bilek, çıkık bir omuz, kırık bir boyun... hepsini toplarsan, eşittir ölüm demek oluyor.
Yeah, a few scrapes and bruises, a broken wrist dislocated shoulder, broken neck- - add it up : it equals death.
Vücudunda bir iz ya da çürük yok.
No marks on her body, no bruises at all.
Gözden kaçırdığımız çürük var mı bir bakın. Ağzını ve vajinasını inceleyin.
Look for bruises we may have missed, check her mouth and do a vaginal exam.
Çürük ya da sıyrık olmadığına emin misin?
You sure it's not just scrapes and bruises?
Christopher Bowfield'ın yüzünde bereler vardı.
Christopher bowfield had bruises on his face,
Küçükler çekiyorlar.
I strike his hand but bruises she lt`s her blood, but feels it he
- Çürükleri herkes görebilecek!
Everyone will see the bruises!
Aman Tanrım, bu çürükler nasıl oldu?
My god, where did you get those bruises?
Vücudundaki şu çürüklere ve çenesine baksana!
Take look at those bruises and the chin!
Tıbbi rapora göre, Abby'de darbe ve çürükler var, tamam mı... ama bagaja atılmasıyla ilgili... hiçbir yara yok.
According to the medical report, Abby's got bumps and bruises, yes... but they aren't at all consistent with the way... she would've been thrown around in that trunk.
Yüzünde yaralar vardı.
He had bruises on his face.
Sen neyi hatırlıyorsun ki?
You remember that? You remember the bruises?
Bu kapıdan tırmanırken o kadar çok yerim yaralandı ki, Lifetime kanalında yayınlanan filmlerdeki kadınlara benzedim.
I got so many bruises from climbing through this door, I look like a woman in a lifetime movie.
Özel hayatınızı dinlemek isteyen yok, Memur Corelli.
No forced entry, cuts, bruises. Hey, nobody wants to hear about your private life, Officer Corelli.
Bu yaralar nasıl oldu Brian?
Where did you get those bruises, Brian?
Çürükler.
Bruises.