Bu böyledir tradutor Inglês
575 parallel translation
Kayme için de, papel için de, metelik için de bu böyledir.
That goes for a banger, a fish, a buck or a rug.
Hiç görülmüş mü, sorarım size. Ben ne zaman bu böyledir dedim de o başka türlü şey çıktı?
Hath there been such a time - I'd fain know that - that I have positively said "'Tis so " that it proved otherwise?
En iyi Alman'da bile bu böyledir, hatta bu durumdan memnundur.
Even in the best German, and he'd be glad to be cured of them
Bu böyledir.
That is how it is.
Bu böyledir.
This is it.
Ve Hermann içinde bu böyledir.
And that goes for Herman, too.
Dedim ki "Bebek, kendine gel ve kendini içeri çek", adamım, "çünkü bu böyledir"
I say, "Babe, just get ahold of yourself, and pull yourself in, man,'cause this is it."
Biliyor musun benim geldiğim yerde de bu böyledir.
You know it's pretty much the same where I come from.
Bu böyledir.
That is the way.
İnsanı ishal eden ilaç da var, kabız eden de. Sindirimi hızlandıran ilaç da var, yavaşlatan ilaç da. Bu böyledir.
In medicine, there are laxatives and astringents, digestives and counteractives, things like that.
Özel hayatımda da iş hayatımda da bu böyledir.
Not just in my personal life, but in my business life too.
At öldüğünde etini yer ve bir yenisini çalar. Bu böyledir.
When the horse dies, he gets off, eats a bit of it and steals another.
"Bu böyledir : birini kaybeder, birini bulursun."
That's the way it goes, with friends. Lose one, find one.
Bu böyledir.
That's how it is!
Bu kürsüye, olayları böyledir diyen bir kişi çıkarmadınız.
You've not brought to that stand one human being who has said this is so.
Ve unutmayın : bir defa ettiniz mi bu yemini, bir daha asla bozamazsınız. Kardeşçe kurulmuş bu örgütün tarihinde, yüzyıllardır durum böyledir.
And remember : once taken, this oath has never been broken by any man, down through the centuries of time, in the history of this fraternal organisation.
Mükemmel bir hikayen olduğunu düşünürsün... sonra bir şey olur ve hikayeni bozar. Ama bu işler böyledir.
But that's the way things go.
Amerikalılar için bu durum böyledir.
For Americans, that is.
Bu hep böyledir.
This is the way it always is.
Bu iş böyledir.
That's the order of business.
Bu işler böyledir.
That's how things are.
Bu hep böyledir.
It was always that way.
Bu işler böyledir.
That's the way it goes.
Bu her zaman böyledir.
They always do.
Bu iş böyledir Fettes.
That's the way of it, Fettes.
Bu böyledir, Santi.
It's like this, Santi.
Belki de rahatlamasının tek yolu böyledir ve hayatına devam etmesi için gerekli cesareti de ancak bu şekilde topluyordur.
Maybe that's the only way she can let go a little and find the courage to go on.
Sık sık olur bu, gençliğinden beri böyledir.
My lord is often thus, and hath been from his youth.
Bu işler böyledir, kusura bakma.
That's the way it is.
Bu tip vakalarda durum hep böyledir zaten.
That's not unusual in this type of case.
Bu işler hep böyledir.
It's always like this.
Bu işler böyledir, anladın mı?
That's the way it is, ya understand?
Bu işler böyledir.
That's all there is to it.
Bu iş, Léotard 100 yıl önce trapezi keşfettiğinden beri böyledir.
It's unique in history, the greatest act since Léotard invented trapeze in this circus 100 years ago.
- Bu hep böyledir.
- Works out great.
Sinema da, bu böyledir başka şekli olmaz.
This is how it's done in the movies.
Evet, bu hep böyledir.
Yes, it's always like that.
- Bu dilek işleri hep böyledir.
- It always is with these wish things.
- Ama bu işler böyledir.
- But that's the way it goes.
Um-pa-pa, bu işler böyledir um-pa-pa, bunu herkes bilir... bu şarkıyı duyunca herkes istediğini düşünür, um-pa-pa... um-pa-pa, bu işler böyledir um-pa-pa, bunu herkes bilir... bu şarkıyı duyunca herkes istediğini düşünür, um-pa-pa... um-pa-pa, şehirde söyledikleri bir şarkı var... daha çok bira içerken söylerler... sabırlıysan hayal gücün sana duymak istediklerini söyler... um-pa-pa, bu işler böyledir um-pa-pa, bunu herkes bilir... bu şarkıyı duyunca herkes istediğini düşünür, um-pa-pa...
♪ Oom-pah-pah! Oom-pah-pah! That's how it goes
Bay Percy Snodgrass arada iki tek atardı ama bunu asla ortalıkta yapmazdı... bir kenara çekilip gizlice içerdi hayallerini kont olmak ve kızlar süslerdi... um-pa-pa, bu işler böyledir um-pa-pa, bunu herkes bilir... burnundaki parlak kızarıklığın sebebi nedir?
♪ Mr. Percy Snodgrass Would often have the odd glass ♪ But never when he thought anybody could see ♪ Secretly he'd buy it And drink it on the quiet
güzel Sally sokaklarda bacaklarını erkeklere gösterir... ama fazlasını istersen para ödenir eteğini kaldırırken nerede duracağını bilir... um-pa-pa, bu işler böyledir um-pa-pa, bunu herkes bilir... ister gizli olsun isterse açık... hiç fark etmez um-pa-pa... saf bir genç kız hamile kalmış bir erkeğin evine sığınmış, o da onu ayartmış... sızlanmanın alemi yok, bu yola girmiş bir kez o da paralarını sayar ve şarkı söyler...
♪ Pretty little Sally Goes walking down the alley ♪ Displays her pretty ankles for all of the men ♪ They can see her garters But not for free and gratis
Fakat tren duracak, bu hep böyledir!
But the train will stop, it always does!
Böyledir bu işler.
You know how the game is.
Belki başlatan ben olurdum. Bu işler böyledir.
Maybe I will start it
Bu iş böyledir. Bunun nesi kötü?
Well, what's wrong with that?
Burada nizamî hareket vardır. Bu tepelerde böyledir.
Regular action here, that's what you find in these hills.
- Bu işler böyledir.
That's how it is.
- Bu neden böyledir?
- Why is this so?
Bu işler hep böyledir.
That's how it works.
Sanırım bu, dünyanın her yerindeki askerler için böyledir.
And I think that would be true of fighting men all over the world.