Büyümüş tradutor Inglês
2,257 parallel translation
Büyümüş görünüyorsun.
You do look grown-up.
Büyümüş.
That's big.
Epey büyümüş olmalı.
She must have grown big
Yerkabuğundan doğmuş, ilerleme tohumlarından büyümüş, sanayi ateşinde dövülmüştür.
Born from the earth's crust. Grown from the seeds of innovation. Forged in the fires of industry.
Sadece 7 yaşımda olmama rağmen, kaldırımda sürerken kendimi büyümüş gibi hissederdim.
Cruising down the sidewalk, feeling big, even though I was only seven.
Sanki bütün hayatı boyunca bir mağarada büyümüş.
It's like he's been living in a cave his whole life.
Büyümüş de abi olmuş.
Our boy's grown up.
Oğlum ne kadar da büyümüş?
My son grew rapidly.
Kızın büyümüş olmalı.
That's right, your daughter must be all grown up now.
Gözleri 10 kat büyümüş olsaydı, bir canavar olurdu.
If it's ten times big, that's a monster.
Ailesi kim nerede ve nasıl büyümüş hepsini öğren.
Who her parents are, how and where she grew up, investigate that in more detail.
Karnı epey büyümüş.
Her belly's quite big now.
Bu ışık taneciği büyümüş ve sihirli, altından bir çiçeğe dönüşmüş.
And from this small drop of sun, grew a magic, golden, flower.
Yalnız büyümüş olmalısın.
You must have been lonely growing up.
Gerçekten bayağı büyümüş.
Indeed, she's grown up a lot.
Kendimi çok büyümüş hissediyorum.
I feel so grown-up.
Gür otlar gibi aşırı büyümüş, bereketli.
Let's just let it be like lush, overgrown, fecund.
Şehir yüzyıllar geçtikçe büyümüş.
The city has grown up around it over centuries.
Kıçınız büyümüş.
Your butts are getting bigger.
Büyümüş de küçülmüş sanki.
So precocious.
Artık büyümüş ve sana benzemiyor.
Now that she's all grown up she doesn't look like you any more
Sırf büyümüş görünüp bir ünlü gibi, meşhur biri gibi davranmakla daha çok arkadaş elde edemezsin.
Just because you try and look more grown up, or try and act like a celebrity, or a famous person or whatever, it's not gonna get you more friends.
Ayaklarım iki kat büyümüş gibi.
My feet feel twice as big.
Şu büyümüş adama da bakın hele.
Look at you, all grown up.
Oğlum, aynı görünüyor, büyümüş ama aynı, değil mi?
My son, he looks the same, I mean bigger but the same, right?
Büyümüş havalarına giriyorsun.
Trying to act all growed up.
Polisler uyuşuk ve işimiz büyümüş hâlde.
Cops are numb, and our business has expanded.
Selam benim büyümüş de küçülmüş kızıma.
Hey, my precocious little daughter.
Ne kadar büyümüş.
Look how big he is.
Şehirde büyümüş bir kız.
A girl raised in the city.
Yenge, NanNan büyümüş, çok kibar olmuş.
Sister, NanNan is growing up to be very polite
Paul Hewson'un büyümüş hali.
He's just Paul Hewson grown up.
Burada büyümüş her mafyanın polis olmak istediğini biliyor musunuz?
You know every mafia wannabe who grew up here became a cop?
1933 ve 34'te birkaç ay arayla doğup ikisi de çiftlikte büyümüş.
Born just a few months apart in 1933 and'34, they each grew up on farms.
80'li yıllarda GPO o kadar büyümüş ki yasayı meclisten geçirmeyi başarmışlar. Güya, komisyondaki üreticilerin yüzde 3'üyle anlaşma yapmışlar.
In the'80s, these GPO's got so big, they managed to pass a bill in Congress allowing them a 3 % commission from the manufacturers they're supposedly negotiating with.
Disrae'de doğup büyümüş biri.
Guy from Disrael.
Senin büyümüş olman ve birbirimizle koca kadınlar gibi konuşabilmemiz ne hoş değil mi?
Isn't it pleasant that you've grown and that we can talk to each other as women? Oh!
Walter Crane Virginia'da doğup büyümüş.
Walter Crane was born and raised in Virginia.
Sadece bizimki teklif ettiğinde Kirsten'ın hayır diyebilecek kadar büyümüş olduğunu umuyorum.
I just hope that when he proposes, Kirsten has enough sense to say no.
Alexander büyümüş.
Alexander's all grown up.
Gözbebekleri büyümüş.
He's dilated.
Görüyorum ki, dostumuz daha da büyümüş.
I can see, our friend has grown even more.
Bombay sokaklarında büyümüş yetim. Sadece birkaç yıl içinde teknik destek ve çağrı merkezleri imparatorluğu kurmuş.
He's an orphan who grew up on the streets of Mumbai and within a few short years built an empire in tech support and call centres.
Bak sen, bizim Leonard büyümüş de süslü kıyafetler giymiş.
Hey! Look at Leonard in his fancy-ass grownup clothes.
- Göğüslerin mi büyümüş senin?
Did your boobs get bigger?
Görünüşe bakılırsa, senin için biraz fazla büyümüş.
Looks like she is just a little bit too grown-up for you.
- Göz bebekleri büyümüş.
Pupils dilated.
Bak, bunu anlamanın zor olduğunu biliyorum. Ama benim ailem bununla büyümüş.
Look, I know this is hard to understand... but my family, we were raised with this.
Vampirlerden nefret ederek büyümüş.
She grew up hating vampires.
Göz bebekleri büyümüş.
Blown pupil.
Demek bizim otopsi çocuğu burada büyümüş.
So this is where the S.O.B. grew up?