Canceled tradutor Inglês
2,617 parallel translation
Termoelektrik ısı ölçerler, gerilim ölçerler, radyasyon monitörleri... Bilimsel Paranormal Araştırma Merkezi laboratuvarında bulunan her şey Simon Silver'ı test etmek için yerleştirildi. Silver, daha bu sabah yapılması planlanan halk gösterilerinden birini iptal etti.
Thermoelectric heat meters, radiation monitors, everything in the Scientific Paranormal Research Center / ab is in place to test Simon Silver, who this morning may have just canceled a number of his public appearances.
Gösterilerinizden bazılarını iptal ettiğiniz doğru mu?
Is it true that you canceled some of your shows?
Hiçbir şey iptal edilmedi.
Nothing's been canceled.
Flag Futbol grubu iptal olmuş diye duydum.
I, got a notice that Flag Football's been canceled.
Ne diyorsun? Çok şey mi istiyorum sekreterin arasaydı
Really, Mason, is it too much to ask your secretary to call me, to tell me you canceled lunch?
Fakat, onun uçuşu iptal oldu.
But his flight was canceled.
- Kahretsin, kızın uçağını iptal ettiler.
- They canceled her flight.
Tabii ki, Tanaka son dakikada iptal ettiğimizi sanıyor ya.
Of course, Tanaka believes I canceled at the last minute
Partiler bir sonraki e-postaya kadar iptal edilmiştir.
I'm going to say that the party was canceled temporarily.
Sizin seçmeleriniz iptal edildi.
Your audition has been canceled.
Çok ince bir davranış Rufus, ama maalesef yemek iptal oldu.
Oh, that's very sweet of you Rufus, but unfortunately, dinner's been canceled.
- Bunu hazırlamak iki haftamızı- - - Gelmeyeceklermiş.
It took us two weeks to get a- - They canceled.
İptal etti.
she canceled.
İptal etti. İptal etti.
canceled. canceled.
Jackie Kennedy, iptal etti.
jackie kennedy just canceled.
Ne olmuş ona Senatörün karısı biraz önce iptal etti
- What about it? - The senator's wife just canceled.
Jackie iptal mı etti?
Jackie canceled?
Gwen, Yitanes'in yemeği iptal ettiğini söylemişti.
Gwen said that Yitanes canceled the dinner.
Sayın Meclis Üyesi, Gwen yemeği niye iptal ettiğini söyledi mi?
Councilwoman Yitanes, did Gwen say why she canceled dinner?
Belki de bu yüzden Gwen meclis üyesi Yitanes ile olan yemeği iptal etmiştir.
Maybe that's why Gwen canceled dinner with councilwoman Yitanes.
Ama Yitanes yemeği sizin iptal ettiğinizi söyledi.
Except Yitanes said that you canceled on her.
Kulübe gittikten ve yemeği iptal ettikten sonra arabayı bıraktım.
Then I dropped it off after the club, after I canceled dinner.
O akşam katılacağım bir yemek iptal edilince, ben de ona katılayım dedim.
I had a dinner that night. It was canceled. I thought I would join.
Son anda iptal etti.
He canceled on me last minute.
Turneyi iptal ettik, çünkü...
We canceled the tour'cause...
Randevumu iptal etiğini ve Dan'le beni buluşturduğunu biliyorum.
I know that you canceled my interview and set me up with Dan.
- Odamı iptal ettim.
- I canceled my room.
E-posta adresleri ile telefonlarını iptal etmiş.
He's canceled his emails, his cellphones.
Aslında seçmeler iptal oldu.
Actually, my audition got canceled.
Bayan Hanley'i arayıp sabah programını iptal ettirdim.
I called Mrs. Hanley and I canceled your morning schedule. Oh.
Ne? Amanda Tanner ile olan görüşmeyi de iptal etti.
She canceled the meeting with Amanda Tanner.
Elçilik partisini, onunla buluşabilmek için iptal etti.
She canceled on the embassy party to meet up with him.
Kafayı yemek üzereyim!
The D.J. For my Sweet Sixteen canceled... so he can fly to Africa to help build a hospital. I'm freaking out!
Dün gece, Anse Rainier kaçırıldı, ve bu sabah, sınıf iptal edildi.
Last night, Anse Rainier was kidnapped, and this morning, your class was canceled.
Kablolu TV'yi kapattırdık ve kendi saç spreyimizi kendimiz yapıyoruz.
We canceled the cable and we're making our own hair spray.
Lindsay'la sinemaya gidecektik, ama az evvel iptal etti.
Lindsay and I were supposed to go see a movie, but she just canceled.
Lindsay iptal mi etti yani?
So Lindsay just canceled?
Lindsay az önce yemeği iptal etti.
Lindsay just canceled brunch.
Yani dün sinemayı iptal etti, bugün yemeği iptal etti...
So she canceled the movie yesterday, and then she canceled brunch today.
Kiralama işimi iptal ettiler.
They canceled my rez.
Hesapları incelerken de işlenmemiş biçimde bu ödenmiş çeki buldum.
And upon examination of our books, I found this canceled check in an unopened statement.
Ama sonra ikramiyeleri iptal ettik.
But then we canceled the bonuses.
Önce ertelediniz, sonra da iptal ettiniz.
You delayed them and then you canceled them.
Önümüzdeki iki günün tüm etkinlikleri iptal mi ettin?
You canceled all our events for the next two days? Yes.
- O yüzden senin için ben iptal ettim.
That's why I canceled it for you.
Aslında benim planım biraz iptal oldu.
Actually, my plans kinda got canceled.
- Ben de seni yarı yolda bırakmak istemedim, benim de planlarım iptal oldu.
I just didn't wanna bail on you. I didn't wanna bail on you. My plans got canceled, too.
- Maç iptal edilmiş.
They canceled the game.
Profesör Pierce'ın iki gündür üst üste derslerini iptal etmesinin nedenini saklıyor olamazsın, değil mi?
You wouldn't be attempting to cover up the reason Professor Pierce has canceled classes two days in a row, would you?
Yemeği iptal eden Gwen'di.
Gwen is the one who canceled on me.
Büyük bir olay yok.
She called at the last minute and she canceled.