English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Inglês / [ C ] / Cane

Cane tradutor Inglês

1,622 parallel translation
Etrafına bakındı ve birden Duhamel'in bastonunu gördü.
So he's looking around and suddenly he sees Monsieur Duhamel next to him with a cane.
Ondan bastonu alıp birkaç numara yaptı.
So he grabs his cane and does few steps.
Ama elinden bastonu alınan Mösyö Duhamel zorlukla ayakta duruyordu, çünkü...
But in that moment, Monsieur Duhamel, being stripped of the cane starts to St. Vitus Dance because he couldn't- -
Onun yerine "kuş" diyebilirsin, ya da benimki, sap, boru, çavuş, alet, tokmak,..
The penis you can call : cane, bird, cock, executioner, duster, piece of meat, mango, scepter, asparagus, rod, ratchet...
Baston kullanırım.
I'll use a cane.
Baston görmüyorum.
I don't see a cane.
Eve her geç geldiğimde,... annem elinde bir sopayla beni bekliyor olurdu.
Every time I came home late, my mother was waiting with a cane in hand.
Bambu çubukla siyah kıvrımlar aşağıya doğru iniyor, atış artığı yok,.. ... 109 atış, 109 mermi,.. ... hepsi aynı silahtan ateşlenmiş.
A bamboo cane with black swirls descending downward, no GSR, 109 rods, 109 bullets, all fired from the same gun.
Yani şeker kamışı.
That's sugar cane.
Meşe fıçılarda yıllandırılan ve şeker kamışından damıtılan tek bir çeşit içki vardır :
There's one type of alcohol aged in oak barrels, distilled from sugar cane.
Bastonunuzu bırakır mısınız lütfen?
Would you put your cane down please?
O palton ve bastonunla neye benzediğini biliyor musun?
You know what you look like, with that coat and your cane?
Bastonlu adam da Johnny Smith. Parlak geleceğimi okuyan adam mı desem ha?
And that guy right there with the cane, that's Johnny Smith, the man who predicted my bright future.
Sanırım yanlış bastonu aldım.
Well, I must have got the wrong cane. - Oh, sorry.
Baston kullanıyor ve et yemiyor.
He uses a cane, doesn't eat meat.
Baston topuzunu bulunca fark edecek, benim baston topuzumu.
That's when he finds the cane head... my cane head.
Bastonu at.
Now! Drop the cane!
Bastonu at.
Drop the cane!
Bastonumu alabilir miyim lütfen?
That's great. I need my cane, please.
- CH Şeker dansçılarını?
The CH Pure Cane Sugar dancers? Lorelai, please, we don't have a buffer here tonight.
Nane şekerli dondurmamdan bir haber var mı?
So any word on my peppermint candy cane ice cream?
Nane şekeri kamışı sezon çeşidi.
Peppermint candy cane is a season flavour.
Şamdanı mı? Şekeri mi?
You want your menorah or a candy cane?
Kılıçlı baston!
Whoa, a sword cane.
Hemşire Catenwaul, Nathaniel ve Isabel'i birbirlerine sopayla vurmaya zorluyor.
Nurse Caterwaul's making Nathaniel and Isabel cane each other.
defol koltuğumdan Bob, yoksa bacaklarının arasına güzel bir şeker kamışı gelecek.
Get out of my chair Bob, or you're gonna get a candy cane up your chimney.
St. Brutus'ta sopa var mı, çocuk?
Do they use a cane at St. Brutus', boy?
Bundan hoşlanmazsan, Bob Junior seni Cane Haul Road'a götürebilir, geldiğin yere.
If you don't like this, Bob Jr. can drive you past Cane Haul Road, where you came from.
Duyduğum kadarı ile seni kılıçla dövüp iki kez vurmuşlar.
And the way I heard it, he put a sword cane and two shots in you.
Kımıldarsa bastonunu gözüne sok.
If she moves, put your cane through her eye.
Bu sopa göründüğü gibi değil.
This cane is not what it appears
Sopam!
My cane!
Şurada bastonla dolaşan yaşlı adamı görüyor musun?
You see that old man over there leaning on his cane.
Bundan iyi baston olur.
That'll make a good cane
Bu harika bir baston. Teşekkür ederim.
This is a perfect cane Thank you kindly
Burada olmasaydın bastonumla bir güzel döverdim onu.
If you weren't here, I'd have hit her with my cane
Hey, ah, sorduğum için affedersin ama bir bastonun ya da köpeğin olmadan nasıl bu kadar rahat dolaşıyorsun?
Hey, uh, pardon me for askin', but how do you get around so good without a cane or a dog?
Sen bastonsuz ya da köpeksiz nasıl rahat dolaşıyorsun?
How do you get around so good without a cane or dog?
- Hayır. Sadece baston.
- No, only a cane.
Bu arada senin şu şerifle yine konuşursan ya da saat 4'te gelmezsen hayatını ve içindeki herkesi mahvederim şiddetli rüzgardaki kamış tarlası gibi.
By the way if you talk to that sheriff of yours again or if you don't show up at 4 : 00 I will burn your life and every person in it like a cane field in a high wind.
İbne herif, şekermiş gibi aletimi kemirdi.
Fucker gnawed on my dick like it was a fucking candy cane.
- Şeker Kamışları!
- Candy cane-grams!
Yanlış anlama ama sana niye şeker kamışı veriyor?
I mean, no offense, but why would she send you a candy cane?
Dora, bastonu rica etsem.
Dora, please, the cane.
26 yardda, Whitaker'dan Cane'e bir pas.
It's going to be Whitaker to Cane from 26 yards away.
- Büyükanne, bir hurda kullanıyorsun.
- Grandma, you're using a cane.
Bu hoş bastonu benim için yaptığın için teşekkür etmek istedim.
I just wanted to thank you for making this fancy cane for me.
Aylarca bastona ihtyaç duydu.
He needed a cane for months.
Lütfen kamışı sağ elin yanına yerleştirin.
Place the cane next to the right hand.
Eğer'evet'diyecekse, herkesin önünde erkeğin adını söyleyip şeker kamışını kırar.
If she wants to accept, she calls out the boy's name.. .. and breaks sugar cane.
O şeker kamışını bırakacaksın.
Now, drop the sugar cane.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]