Carla tradutor Inglês
3,882 parallel translation
Carla ise annelikle o kadar meşguldü ki...
And Carla was so busy being a mom...
Carla ile burada buluşup "Sörf ve Turk" yapacaktık.
I was supposed to meet Carla out here for a little surf n'Turk.
Carla senin beni sakladığını öğrenirse, kafamıza yiyeceğimiz bir kurşunla... tüm sorunlarımız çözülür.
When Carla finds out you hid me, all your questions will be resolved... with a bullet to the head for both of us.
Carla'nın ekibi peşimizdeki... Polislerden kurtulmamızı sağlıyordu.
Carla's people were the only thing keepin the cops off our backs.
Carla, Sally'nin çekiçle vurduğunu görmüş.
Carla said she saw Sally hitting it with a hammer.
Carla'da biraz olmalıydı, kutusunu atmıştım çünkü.
Carla must have had some, because I would have thrown the box away.
Carla, selam.
Carla, hi.
Carla nerede?
Where's Carla?
- Noel'de. Carla her pazar gidiyor.
Carla goes every Sunday.
Carla babamın Mutfak Devriyesi'nde görevli olduğunu sandığını söyledi.
Carla said he thought he was on K.P. Duty.
Carla.
Carla.
Carla?
Carla?
Carla.
It's carla.
Carla'yı kalmaya zorlamayarak hata yapıyorsun.
You're making a mistake not forcing Carla to stay
Onlara birkaç gün Carla bakabilir.
- Carla can watch them for a few days.
Carla, konuyu sen açtın.
- Carla, you brought it up.
Babanız bilmiyor ama Carla biz yokken kavga ettiğinizi söyledi.
Daddy doesn't know, but Carla told me you were fighting while we were gone.
- Carla çok üzülmüştü.
- Carla was very upset.
Carla için beş dolar getirdim.
I have $ 5 for Carla.
Carla, bu bey Henry Francis.
Carla, this is henry francis.
Carla, Bay Francis'i yolcu eder misin?
Carla, will you show mr. Francis out? I think i left the bath running.
Carla benim yanımda çalışıyor, senin değil.
Carla works for me, not you.
Carla da tanıştı.
Carla met him.
- İyi geceler Carla.
- Good night, carl
Kız, ölmeden önceki üç gün boyunca bir numaradan tam 28 kere aranmış.
MAN : Carla always swore she was innocent. LANGSTON :
Kartını takibe aldım. Az önce Four Kings'te kullandı. Adam şu an şehirde.
Carla York and her husband James got into a heated argument, which got a little more heated.
Kızın seni tehdit edip sonra karına göndermesinin onun için iyi olacağını düşündün ve servetinin de yarısı çöpe gidecekti.
I tried to get Carla to plead out. She just wouldn't do it.
Carla, yeminle sürekli olarak masum olduğunu söylerdi.
MAN : Carla always swore she was innocent.
Ama 13 ay öncesine gittiğimizde Carla York ve kocası James hararetli bir şekilde tartışmışlar ki "hararet" kelimesi biraz hafif kaçar.
But looking at it, 13 months ago, Carla York and her husband James got into a heated argument, which got a little more heated.
Carla ve James'in çok istikrarsız bir ilişkileri varmış.
PUBLIC DEFENDER : Carla and James had a pretty volatile relationship.
Carla'dan kendisini savunacak şeyler söylemesini istedim ama yanaşmadı bile.
I tried to get Carla to plead out. She just wouldn't do it.
Bakın, duruşmalar için kendisini ziyaret ettiğim birkaç seferde, beraberimde çocuğunu da hapishaneye getirmiştim.
You know, I brought Carla's kid to the jail a few times to visit her while she was awaiting trial.
Carla, kızına sürekli olarak babasının tatilde olduğunu ve kendisini çok sevdiğini söylerdi.
She always used to tell her, her dad was on vacation and that he loved her very much.
Lily, Carla!
Carla!
Fransa Cumhurbaşkanı'nın karısı, Carla Bruni!
She's the first lady of France, Carla Bruni!
Vanilya ayıcık! Hadi bira alıp Carla ile acımasız hademenin ne yaptığına bakalım!
Let's go grab a beer... and see what Carla and the mean janitor are doing.
- Gitti, Carla?
Gone. Carla?
Demişken Carla bu cuma maça gelemeyecek.
Speaking of ich, Carla can't make it to the owlcats game this Friday.
Carla... Bana acı verse de bir köşe de beklemeliyiz.
Carla... but we'd just hold everyone back as we are now.
Umarım Carla ile Lily iyidir.
I hope Carla and Lily are okay...
Carla!
Carla!
Bir aksilik çıkmadığı sürece Carla onları buraya getirecek.
Carla should be leading them here.
Carla ile Lily'ye de sorarız.
We can ask Carla and Lily.
Wendy, Lily ve Carla, bir yandan Natsu'nun dönüşünü bekliyor bir yandan da ona göz kulak oluyordu.
while waiting for Natsu to return.
İki kişinin kaderinde vardır karşılaşmak, hisleri dolaşır birbirine bir yumak olur, aynı çalgının çıkarttığı notalar gibidirler. Bak, Carla da gelmiş! ... bir yumak olur, aynı çalgının çıkarttığı notalar gibidirler.
Carla's over there!
Özür dilerim Bayan. Sizi zavallı Carla hakkında uyarmalıydım.
I'm sorry, miss, I should have warned you about poor Carla.
Carla.
- Carla.
Carla gelene kadar burada oturun.
... ailing Mr. Kennedy stricken by a stroke two years ago... Just stay here until Carla comes.
Şehirde iyi vakit geçiriyor musunuz Bay Mcdowell?
He liked to play around, there were allegations of affairs, they fought all the time. And Carla had served on the National Guard.
Dövmeden nefret ederdi. Kadınları "basit" gösterdiğini düşünürdü.
You know, I brought Carla's kid to the jail a few times to visit her while she was awaiting trial.
Carla, daha önce Ulusal Muhafız olarak görev yapmış.
And Carla had served on the National Guard.