English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Inglês / [ C ] / Charms

Charms tradutor Inglês

866 parallel translation
Müziğin hala vahşileri yatıştırma gücü var... ama ben daha büyük bir cazibe biliyorum.
Music still hath charms to soothe the savage... but I know a greater fascination.
"All Those Endearing Charms" ı çalabilir misin?
Can you play "All Those Endearing Charms"?
Yani, "Believe Me If All Those Endearing Young Charms." ı.
"Believe Me If All Those Endearing Young Charms."
# Diğer gözlerin büyüsü var
Other eyes may have charms...
Alışılmadık ve ölümcül bir büyüsü olan yarı Rus yarı Romen bir adamdı.
Half Russian, half Rumanian, he was a man... of unusual and deadly charms.
Çok sarhoştum ve caziben, ayaklarımı yerden kesmişti.
I was very drunk... and quite swept off my feet by your charms.
Eğer Efendi Edgar ve onun cazibesi ve para... ve partiler sizin için cennet demek ise... sizi Linton'un meleklerinden birisi olmaktan alıkoyan nedir?
Well, if Master Edgar and his charms and money... and parties mean heaven to you... what's to keep you from taking your place among the Linton angels?
Daha önceki gibi cazibeme bir kez daha yenik düşeceğini söyledim.
I shall indicate that, uh, once again you have succumbed to my charms.
Şu tanrıçalık durumunun, diğer bariz güzelliklere oranla erkekleri cezbeden hoş bir tarafı da vardır.
There's something engaging about this goddess business more challenging to the male than the more obvious charms.
"Ve benim cazibemi keşfedecektir"
♪ A nd she'll discover my charms ♪
Müziğin rahatlatıcı bir büyüsü var.
Music has charms, very restful.
Onda olmayan karakter ve cazibeyi verdim ona.
I gave her a character and charms she never possessed.
Bu senin en harika albenilerinden birisi.
That is one of your greatest charms.
Dünyanın öteki ucundaki birini bile çekebilecek büyüleri var.
They have charms that can draw a man halfway around the world.
# İnanın bana gözümü diktiğim, sonunda bugün bulduğum... # #... bütün bu alımlı, gençlik cazibem... #
Believe me if all those Endearing young charms Which I gaze on so fondly today
Cazibeni kullan, seninki sadece kadınsı bir cazibe değil. Sende büyülü bir şey var.
Use your charms - not just your feminine charms, but that magical charm of yours.
Vahşide, bizde olmayan bir çekicilik olduğu kesin.
The beast undoubtedly possesses charms that we lack.
Çekiciliğini yabana atma bayan Sebastian, bunu halledebilirsin.
Don't underestimate your charms, Mrs. Sebastian, you can handle it.
# Hiçbir erkek karşı koyamazdı ona #
No man could resist her charms
Onun büyüsü hakkında hiçbir şey bilmiyorum.
I know nothing about her charms and I care less.
Bu sefer yüzeysel bir albeninin peşinden gitmemiş.
This time he has not sought out superficial charms.
Ama başkasına yönelik olduğu sürece öfken bile çekiyor beni.
But even your anger charms me as long as it's directed at someone else.
Muskaları değiştiğimize göre elbette sana güveneceğim.
I trust the man who traded charms with me.
# Kıza hayranlığını anlatıyor #
He tells her of her charms
# Sen benim... #... uğurlu nazarlığımsın #
You're all my lucky charms
Erkeksi takıların yeterli olmayacağından mı korkuyorsunuz?
Oh? ... Then you're afraid that your manly charms won't be enough?
Başka meziyetlerim de var.
I have other charms, too.
Cazibesine boşuna aldanma, zaten eninde sonunda seni terk ederdi.
If you'd fallen for his charms, sooner or later he'd have abandoned you
Sizler onu paylaşmak zorundasınız çünkü ben tüm kalbimle Bob'a sadık kalacağım.
You girls will have to share him because I'll be devoting my charms to Bob.
Cazibenle beni heyecanlandır
Thrill me with your charms
Bu laftan hoşlanmadıysan hemen iyileş. Güzelliğinle tüm erkeklerin aklını al.
If you do not Iike it, recover quickly, and conquer all the men with your charms.
Lütfen söyler misiniz, lanetli büyülerle, şeytanca dolaplarla canıma kasteden, cehennemlik afsunlarla bedenimi çarpıtan o insanlar sizce nelere müstahak?
I pray you all, tell me what they deserve... that do conspire my death... with devilish plots of damned witchcraft... and that have prevailed upon my body with their hellish charms?
Ve esen gece rüzgarı küçük gemimizi bu güzel kıyıdan alıp götürüyor. Gözlerimizi yavaşça televizyon reklamlarının çekiciliğine çeviriyoruz ve sponsorumuzun coşkulu namelerle verdiği mesajı dinliyoruz kısa bir aradan sonra görüşmek üzere.
And as the night breeze carries our little craft away... from these beautiful wooded shores... we slowly turn our eyes back to the charms of television advertising... and the lyrical chant of our sponsor's message... after which I'll float back.
Beni kollarına la Beni cazibenle sar
Give your arms to me Give your charms to me
Kabalık ediyorsun. Beni yargılıyorsun ve Tanrı vergisi çekiciliğimi görmezden geliyorsun.
You're being rude, condemning me, and ignoring my God-given charms.
- Tanrı, çekiciliğini böyle kullanman için vermedi.
God didn't give you the charms for What you're using them for.
Inuk, uğurunu unutmamalısın.
Inuk, you must not forget your charms.
İltifatlara fazla alışık değildir cazibesi ve giyimi methedilmelidir, ancak basireti değil.
She is not used to compliments and one must praise her charms and her clothes, but with prudence.
Sevgili Kitty, bügüne kadar hizmetlerinden hiç şikayetçi oldum mu?
My dearest Kitty have I ever complained against any of your charms?
Hiçbir Fransız sana dayanamaz.
No Frenchman can resist your charms.
Hepsi kafadan sakat.
Bad luck charms! And good-for-nothings!
Ve sonra cazibene kapılmak
And then surrender to your charms
"Cazibemin ve gülüşümün tadı"
The flavor of my charms and smiles
Fahişe, cazibesini kullanarak, kazançlı koşullar oluşturmak ve müşteri sayısını artırmak için çalışır
The prostitute trades on her charms to build up a good clientele and establish lucrative conditions
Uğurlarını yayman gerektiğini ve karşılığını vereceklerini söyledi mi?
Did she say you should spread your charms, and they will return many fold?
Ben istiyordum ama, bendeki çekiciliği göremedi.
I was willing, but he just couldn't see my charms.
Bu arada, lütfen oturun ve müziğin tadını çıkarın.
Meanwhile, sit down, and taste the charms of the music.
Milda bir kızı kandırıp, evine davet etmiş, görüyor musun?
You see, Milda charms a girl, invites her home and now what?
# Ten thousand charms #
# Ten thousand charms #
Sana bir tavsiye mektubu vereceğim.
She'll fall immediate victim to your charms.
Başka cazibe noktam yok mu?
I got no other charms?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]