Clarice tradutor Inglês
475 parallel translation
- Geç kalma, Clarice.
- Don't be late, Clarice.
- Ben Clarice Bruce.
- I'm Clarice Bruce.
Bana zaman tanı, Clarice.
Give me time, Clarice.
- Clarice, sen hâlâ buradamısın?
- Clarice, are you still here?
Clarice bize bakıyor.
Clarice looks after us.
Teşekkür ederim, Clarice.
Thank you, Clarice.
- Merhaba, Clarice.
- Hello, Clarice.
Güle güle, Clarice.
Goodbye, Clarice.
Seni biraz önce, aşağıda Clarice'e sarılırken gördüm.
She's a fox. I just saw you with your arms around clarisse.
- CIarice.
- Clarice.
- CIarice M. Günaydın.
- Clarice M. Good morning.
CIarice StarIing.
Clarice Starling.
Memnun oldum Clarice.
Nice to meet you, Clarice.
- Dr Lecter, adım CIarice StarIing.
- Dr Lecter, my name is Clarice Starling.
İçine derince bak, CIarice StarIing.
Look deep within yourself, Clarice Starling.
- Hey, CIarice.
- Hey, Clarice.
- CIarice, telefon.
- Clarice, phone.
CIarice.
Clarice.
Onu ilk gördüğünde nasıl hissettin CIarice?
How did you feel when you saw him, Clarice?
8 yıldır bu odadayım, CIarice.
I've been in this room for eight years now, Clarice.
Onu yakalamanda sana yardım edicem, Clarice.
I'll help you catch him, Clarice.
Ben bekledim, Clarice, fakat sen ve yaşlı Jackie ne kadar bekleyebilir?
I've waited, Clarice, but how long can you and old Jackie Boy wait?
Sana yardım edersem Clarice, bu karşılıklı olacak
If I help you, Clarice, it will be "turns" with us too.
Evet veya hayır, CIarice?
Yes or no, Clarice?
Çok açıksözlüsün, Clarice.
You're very frank, Clarice.
Cevabın şu ikinci kalite ayakkabılarda olduğunu ssanmıyorum, CIarice.
I don't imagine the answer is on those second-rate shoes, Clarice.
Niçin, Clarice?
Why, Clarice?
Bizim Billy bir suçlu olarak doğmadı, Clarice.
Our Billy wasn't born a criminal, Clarice.
CIarice StarIing ve şu iğrenç Jack yeterince çok zaman harcadılar.
Clarice Starling and that awful Jack Crawford have wasted far too much time.
İyi akşamlar, CIarice.
Good evening, Clarice.
Bu özellikle hoş bi dokunuştu, CIarice.
That was an especially nice touch, Clarice.
Oh, CIarice, senin problemin haytın dışından eğlencelere ihtiyacın olması.
Oh, Clarice, your problem is you need to get more fun out of life.
- İlk kural, CIarice.
- First principles, Clarice.
Ve biz nasıl istemey başlarız, CIarice?
And how do we begin to covet, Clarice?
Vucudnun üzerinde gezinen gözleri hissetmez misin, CIarice?
Don't you feel eyes moving over your body, Clarice?
Hayır söyleme sırası sende, CIarice.
No. It is your turn to tell me, Clarice.
"Aniden" değil, CIarice.
Not "just", Clarice. What set you off?
Ne gördün, Clarice?
What did you see, Clarice?
- Nereye gidiyordun, CIarice?
- Where were you going, Clarice?
Kuzuna ne oldu, CIarice?
What became of your lamb, Clarice?
Saol, CIarice.
Thank you, Clarice.
Cesur CIarice.
Brave Clarice.
Güle güle, CIarice.
Goodbye, Clarice.
"Clarice, sence bu bölgelerin dağılımı fazla gelişigüzel değil mi? ..." "...
" Clarice, doesn't this random scattering of sites seem desperately random, like the elaboration of a bad liar?
- Kahretsin, CIarice.
- Hot damn, Clarice.
Ben CIarice StarIing.
I'm Clarice Starling. I'm with the FBI.
CIarice M StarIing.
Clarice M Starling.
- Eee, Clarice?
- Well, Clarice?
- Seni aramak gibi bir planım yok Clarice.
- I have no plans to call on you, Clarice.
Hey, Clarice!
Hey, Clarice! Babe!
Clarice
Clarice.