English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Inglês / [ C ] / Clémence

Clémence tradutor Inglês

108 parallel translation
- Clemence!
- Clémence!
Clemence!
Clémence!
Clemence...
Clémence...
Döndüm Clemence, ama seninle bir daha asla konuşmayacağım.
I'm back, Clémence. But I'll never speak to you again.
Clemence...!
Clémence...!
Clémence'in evindeydi.
At Clémence's house.
Clémence, Ludo ona suşi götürmüş ve öyle tanışmışlardı.
Ludo met Clémence when he brought her sushi.
"Söylediğine göre" dedim çünkü sonra Clémence'in yakın arkadaşı...
"should have opened" I said, because I heard another version from Charlotte...
"Clémence 20. yaş gününü kutluyor, Lütfen kusurumuza bakmayın..." Bu yazı ne böyle.
"Clemence celebrating 20th birthday, please make allowances..." What does that mean.
- Clémence'in partisine mi gidiyorsunuz?
- You've come for Clemence's party?
- Clémence?
- Clermence?
Planım basitti, Clémence'i izleyip Charlotte'u bulacaktım.
I had a simple plan. Following Clemence would lead me to Charlotte.
Inès Clémence, Mélanie, Eva, Vanessa, Lou-Anne Alice, Pénélope, Lucille, Aurore, Manon ve Simone.
Inès,... Clémence, Mélanie, Eva, Vanessa, Lou-Anne,... Alice, Pénélope, Lucille, Aurore, Manon et Simone.
Tek başına mı, Clémence?
All alone, Clémence?
Yarın Clémence'in çekapı var.
Clémence has a full check-up tomorrow.
Clemence gibi yatılı okula mı gitmek istiyorsun?
You want to go to boarding school like Clémence?
Clémence!
Clémence!
Clémence daireyi beğenebilir.
Clémence might like the apartment.
Yatağa gideceğim ancak Clemence, ayaklarımı ısıtmak için gelmeli.
I'll go to bed, but Clemence has to come warm my feet.
Clemence!
CIemence!
Clemence?
Clemence?
- Ah, Clemence!
- Oh, Clemence!
Güle güle Clemence.
Good-bye, Clemence.
- Clemence, al şunu!
Clemence, take that!
Clemence, seni pislik!
CIemence, you piece of dirt!
Ona Catherine deriz Natalie, Eugenia Josephine Josette, Michele, lsabel Julie Clemence.
We'll call her Catherine... Natalie, Eugenia... Josephine...
- Celia Clemence.
- Celia Clemence.
Celia Clemence'in benim yatağımdaki yerinin... gerekliliği devam ediyor.
Celia Clemence's presence in my bed... continues to be necessity.
Ama onun Bayan Clemence hakkındaki aksiliği... beni huzursuz yapıyor.
But her tantrums on the subject of Miss Clemence... are making me edgy.
Bayan Clemence evlenecek... ve görünüşte kocasıyla Londra'nın dışına gönderilecek, bu arada, aslında, o gizlice Kew'de nehirin yanında olacak, dşkkati çekmeden daha iyi olacak.
Miss Clemence is to be married... and seemingly dispatched out of London with her husband, while, in fact, I secret her near the river in Kew, the better to sport with her unobserved.
Yapma, Clemence.
Stop it, Clemence
Charlotte'un versiyonunu dinledim.
A close friend of Clemence.
Bay Clemence.
Mr Clemence. SHE KNOCKS
İçeride olduğunuzu biliyorum Bay Clemence.
I know you're in there, Mr Clemence.
Bay Clemence, kapıya gelmezseniz, meslektaşım ve ben zorla girmek zorunda kalacağız.
Mr Clemence, if you don't come to the door, my colleague and I will have to make a forced entry.
Bay Clemence burada mı?
Is Mr Clemence around?
Yemin ederim, Clemence benim arkadaşım.
I swear, Clemence is my friend.
Margot, David, Virgil, Clemence hepsi öldü, mutfakta.
Margot, David, Virgil, Clemence are all dead in the kitchen!
Karım, Clemence hayatta olsaydı, anlardınız.
If my wife was still here Clemence, you'd lay low.
Clem buraya dayanamadı ama bunu hiç umursamadım.
Clemence could't stand it here, but I never minded.
Clemence, izin verir misin?
Clemence, do you mind? I'm talking.
Clemence'ı gördün mü?
Have you seen Clemence?
Sana sormadık Clemence.
I didn't ask you anything.
Teşekkürler.
Clemence, please, OK?
Clemence'ın dediğine göre aklında bir numara varmış. Burada yapmana asla izin verilmeyen bir numara.
Clemence told me you had a number, back in the day, which you were never allowed to do here.
İzin verir misin konuşayım, Clemence?
You'll let me talk, Clemence?
- Clemence, sakinleş.
- Clemence, calm down.
Clemence kısır değil, ama çok da doğurgan değil.
Clemence isn't exactly sterile, but she's not very fertile either.
- Clemence ile konuşmak istiyorum.
- I want to talk to Clemence.
Konuştuğumuza sevindim, Clemence.
I'm glad we talked, Clemence.
Ronald Clemence-Solebay.
Ronald Clemence-Solebay.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]