Comedy tradutor Inglês
2,571 parallel translation
Komedimizin dişi olmalı.
Our comedy used to have teeth.
Birkaç yıldır Parlophon'u komedi markası haline getirmeye çalışarak... geçimimi temin ediyordum. İşin doğrusu... Brian Epstein işleri yürütmeye başladığında ya da işleri yürütmeyi umduğunda durum ümitsizdi.
And, in fact, when Brian Epstein desperately took us on, or hoped we would take him on, he felt he'd hit rock bottom, cos he'd been everywhere else and now he was ending up on a comedy label.
Komedi değil, bir korku filmi bu.
This isn't a comedy. It's a horror film.
Komedi mi, dram mı?
Comedy, drama?
Yani komedi.
So comedy.
Sandra Bullock gibi hafif komedilerde iyiyim.
I mean, I can do light comedy, like Sandra Bullock.
Kimse komiklik olsun diye bıyık çizmeye başlamadığına göre...
Just as long as nobody painted a comedy moustache on the...
Komedi yapıyoruz yahu!
It's a comedy!
Komedi mi trajedi mi?
Comedy or tragedy?
- Komedi, Majesteleri.
- Comedy, Majesty.
- Komedi demek.
- Comedy.
Komedinizi çok beğendim, Jonson.
I enjoyed your little comedy, Jonson.
Öyle basit bir komediydi işte.
It's just a simple comedy.
Komedi, olur.
Comedy, yes.
Bu oyun sözde komedi olacaktı.
It's supposed to be a bloody comedy.
Muhasebeci ya da komedyen olmak daha fazla Yahudi olmak demek değil.
I mean, it's not like I'm an accountant or a comedy writer or something really Jewy.
"Benzersiz Komedi Stilleri" nde çalışıyorum.
Working on my "unique comedy stylings."
Acımasız metresleri komedisi.
Comedy's a cruel mistress.
Komedinin kralı nasıl?
How's the king of comedy?
Stand-up nasıl gidiyor?
How's the stand-up comedy?
Çünkü seninle geçirdiğim hayat hüzünlü bir komediydi.
- BECAUSE LIFE WITH YOU IS A SAD COMEDY.
Bu kadar parlak müzikal komedi sanatçıları olduğunuzu bilmiyordum.
I had no idea what brilliant musical-comedy performers you all have become.
Sizinle karşılaşmam iyi oldu aslında çünkü komedi dışındaki film türlerinde oynamak istiyorum.
Um, glad I bumped into you, actually, because I'm looking to expand beyond comedy.
Oğlumun doğduğu gün ona otçu mizahını sevdireceğime yemin etmiştim.
I swore the day my son was born he would appreciate stoner comedy.
Bunlar komedi albümleri mi?
These are comedy albums?
Esrar komedisi yapamam.
I can't do reefer comedy.
Dinle dostum, komedi zor zanaattır. Zor zanaat mı?
Listen, man, comedy is hard work.
Beklentilerinizi öldürecek ve "Ne?" denizindeki "Ha?" dalgalarına gömecek komediye hazır olun.
Prepare for comedy that will murder your expectations and bury them in a sea of "what?" With waves of "huh?"
Bu Comedy Gold.
This is comedy gold.
Ciddi ciddi bir komedi kulübünde olduğunu düşünebilirsin.
You may actually believe you're in a comedy club.
Komedinin en taze bayan sesleri.
"Comedy's freshest female voice."
O kadar komediyi sen bile yok edemezsin.
Even you couldn't kill that much comedy.
Fiziksel komedi ve komik danslar yaparım.
I do physical comedy. Funny dances.
Şok edici bir oylama sonunda, Comedy Central'ın çizgi film serisi South Park Greendale öğrenci konseyinin başkanı seçildi.
In a shocking write-in upset, the Comedy Central cartoon series South Park has been elected president of the Greendale student body.
Herkese hitap eden komedileri ben de çok severim.
- Oh no, I love broad comedy.
Komedi filmi bu.
It's a light comedy.
Bu da Myra Licht, komedi kısmının başında.
And Myra Licht, head of comedy.
Evet, bir komedi.
Yes, it's a comedy.
Sanki bir sakarlık komedisinden fırlamış gibiydi.
It looked like slapstick comedy!
Alternatif komediyi anlıyorum.
I get alternative comedy.
Çok komik adamsın.
You're comedy gold.
Hamile bir ergen anne olmak neşeli, hoş bir komedi gibi gelebilir, biliyorum.
I know it looks like such a lighthearted... feel-good comedy being an expecting teenage mom.
Üzücü bir matem komediye dönüşmemeli.
You cannot have grief tragically become a comedy.
Sanmıyorum yani. Geleceğimin her zaman komedi üzerine kurulduğunu düşünürdüm.
Always thought my future lay in comedy.
Aynı zamanda komedi yönünden.
And, also, in a comedy way.
Mars'taki komedi kulüplerinde kahkahaları Jüpiter'den duyuyorsun.
Because, you know, those comedy clubs on Mars, you can hear the laughs on Jupiter.
"Hey, yönetmenimiz bir komedi karakteri istiyor, ve karakterin Alka-Seltzer tableti çiğnemesini, ve sonra ağzının köpürmesini istiyor."
"Hey, the director just called a shot " and he wants the character, it's a comedy... " And he wants the character to chew an Alka-Seltzer tablet
Karaoke, stand-up gösterisi, Cuma geceleri disko köpeklere porsuk parçalatmak.
Karaoke, stand-up comedy, Friday-night disco, badger-baiting.
Tüm o insanların önünde her şeyi tekrar düzeltmenin bir yolu olsa keşke, ama ne yazık ki romantik komedi filminde değiliz.
It'd be great if there was, like, some big way for you to set the record straight in front of all of them, but, unfortunately, we're not in a romantic comedy, so...
Parlophone Records'un başındaydım.
I was boss of Parlophone Records and I'd made it my business, over the previous years, to develop Parlophone as a comedy label.
Bruce yine o bilindik esprilerinden birini yapıyor işte.
Hey, you can travel the world or start that hobby, just have sex with fake celebrities... - Okay, I think we all know this is just one of Bruce's patented comedy bits.