Cookie tradutor Inglês
3,810 parallel translation
Canım.
Cookie.
Canın sarhoş olmuş.
Cookie soaked in alcohol.
Ve sen de Büyükanne olacaksın, canım.
And you'll be Grandma Cookie.
Orospu evladı seni.
Son of a bitch, Cookie.
- Cookie...
- Cookie...
Kes şunu, canım. Olur mu?
Knock it off, Cookie, OK?
Merhaba, canım.
Hey, hey, Cookie.
Canım, kalamayacağımı biliyorsun.
Cookie, you know I can't.
Canım!
Cookie!
Canım,
My darling Cookie,
Merhaba, canım.
Hi, Cookie.
- Hadi, kurabiyem.
- Come on, Cookie.
Gel, kurabiyem.
Come, Cookie.
- Tatlım...
- Cookie...
... Tarayıcınız kötü veya eski çerez varsa.
... If your browser has a bad or outdated cookie.
Kurabiye Canavarı gibi yiyorsun maşallah.
You're over there eating like the Cookie Monster.
Kurabiye kurtarma?
Saving cookie?
Ve şu kurtaracağımız Kurabiyenin burada olduğuna emin misin?
And you're sure this Cookie we're rescuing from him is here?
Bay Fang... bana Kurabiyenin yerini seyleceksiniz, tamam mı?
Mr. Fang... you're going to tell me where Cookie is, okay?
Bana Kurabiyeyi vereceksin ve ve bununla ilgili bir sorunun olmyck...
You're going to give me Cookie and you're going to be cool bi tha...
Kurabiyeyi almalıyız!
We must get Cookie!
Buyur bakalım "kurabiye" ni...
Here's your "cookie"...
Önce ev sahibine uğrayıp sonra Brazenwood'a giriş için kurabiyeyi kullacağız...
We must the Landlady then use the cookie to gain entrance to Brazenwood...
Girebilmek için, giriş iznini ve kurabiyeyi al...
Take the prescription and the cookie to gain entrance...
Eğer kurabiyeyi kullanmadan girersek, bum.
If we go in without actually using that cookie? Boom.
Brazenwood'a girmek için kurabiyeyi alamamıştım.
I couldn't get the cookie to get into Brazenwood.
- Kurabiye ister misin?
Do you want a cookie?
O dev kurabiyeyle pinatayı al da gel.
You get the giant cookie and the piñata.
Dev kurabiye.
Giant cookie.
Bunu o büyük fal kitabından aldın değil mi?
You get that from your big fortune cookie book? No.
Mastürbasyon kek gibidir, başlarda seversin sonra pişman olursun ve biraz osurursun. Ciddi misin?
It is like a cookie, because at first you like it, then you regret it, and kind of get a little farty.
CEVAPLAR BİR ŞANS KURABİYESİNİN İÇİNDE DEĞİLDİR
THE ANSWER DOES NOT LIE IN A COOKIE
Yakaladım seni, Bay Cookie.
I see you, Mr. Cookie.
- Slim elin hep kurabiye kavanozunda.
- Ah, slim, caught with your hand in the cookie jar.
Kurabiye?
Cookie?
Kurabiye ister misin?
Do you want a cookie?
Çünkü senin çok güçlü birisi olduğunu düşünüyorum.
Because, basically, I think you're a pretty tough cookie.
- Lütfen bir kurabiye al, Esat.
- Help yourselfto a cookie, Assad.
- Bir dakika, neden kurabiye kutusu?
- Wait, why the cookie tin?
Kurabiye istemediğine emin misin?
Are you sure you don't want a cookie?
O çok çetin bir cevizdir.
She's one tough cookie.
Çetin cevizsiniz, bunu biliyor muydunuz?
You're one tough cookie, you know that?
Çetin olabilirim ama çerez değilim.
I am tough. But I'm no cookie.
O kurabiyeler Odinoğlu'nun olmalı! Ellerinizi çekin!
The Son of Odin shall have that cookie!
Sana kurabiye yok.
No cookie for you.
O pis yeşil ellerini kurabiyemden çek.
- Keep your filthy green hands off my cookie. - Where's my milk?
Tatlım, sana kurabiye getirdim.
Sweetie, I brought you a cookie.
Bu kulağa şekerli bir kurabiye gibi geliyor.
You sound like a sugar cookie.
Sonra yukarı çıktım, büyükannenin eski kurabiye kutusunu açtım.
I was downstairs, I needed a hundred bucks because the guys are going out after work, all right? And I came up, I opened your grandmother's old cookie tin.
Bir kurabiye alın.
Have a cookie.
Olmaz.
No... ♪ You're a real tough cookie ♪