Cost tradutor Inglês
14,461 parallel translation
Ne kadar ki?
How much does it cost?
Acil odası para vermenizi gerektirir.
The emergency room is going to cost you.
Bir süre sonra sadece buna değecek bir şey yapmanız yeterlidir, Birinin hayatının bir buçuk saatine değerse onları görmeleri pahalıdır.
Once in a while you just need to make one that's worth it, worth the hour and a half of someone's life it's gonna cost them to see it.
- Polisler ne kadara maloldu?
- What did the cops cost?
Bu yüzden bu sana pahalıya patlayacak, ucuza yırtamazsın.
So this shit here is going to cost you, and I ain't talking shortbread.
Ucuz havayolları yoktu.
There were no low cost airlines.
Bu tip yapıları inşasının ne kadar tutacağı FBI eğitiminde pek tabii öğretilmiyor.
The cost of shed construction was not part of the course work at Quantico.
Şu anki sigorta poliçemizle sadece tedavi giderleri bile bir araba fiyatı.
With the insurance that we have now, the cost of my medication alone, is as much as a car payment.
Karını becermenin fiyatı ne?
How much does it cost to fuck your wife?
Tavan maliyeti farklılıkları.
Your ceiling cost variances.
Sana ne mal olur sana O testi çalıştırmak için, ha?
What would it have cost you to run that test, huh?
Frank, bununla yukarı çıkmak kaça patlar?
Frank, what's it cost to go upstairs with this one?
Bu gece bana epey tuzluya patladı.
This evening has cost me a lot of money.
Bu savaşlarda sırf klima faturaları Amerikan vergi mükelleflerine yılda 4.5 milyar dolara patladı.
It cost the American taxpayer $ 4.5 billion each year just to pay the air conditioning bills for those wars.
Ama sana bir şeye mal olacak.
But it's gonna cost you.
Çömez bir maliyet muhasebecisi burnunu sokmaması gereken bir yere sokmuş ve görünen o ki neye baktığını da bilmiyormuş.
Now, a junior cost accountant stuck her nose where it didn't belong, and obviously had no idea what she was looking at.
Maliyet raporları.
See, cost reports.
Sen kıçın tekisin Bana ne kadara malolduğunu biliyor musun...
You're an ass! Do you know how much it cost me...
Bütün bu donanım, hem bizim bir sürü zamanımıza, hem de, Sean'ın babasının, bir ton parasına mal oldu.
This set up has cost us a lot of time... A lot of Sean's father's money...
Çok paraya mâl olacağı kesin.
It cost us a lot in every way.
Evet, ama gecikmeler paraya mal olur.
Yes, but delays cost money.
Prensesin tacı senin yüzünden gitti.
You cost the princess her crown.
Genelde tedavi için hazır olan ve bilgi verirse çoğu yurttaşın hayatına mal olacağına inanan ajanlarla çalışır. Öbür dünyadaki yerlerinde edecekleri fedakârlıktan bahsetmiyorum bile.
Usually he's working with trained operatives who've been prepared for such treatment and who believe if they give up the information, it will cost many of their countrymen their lives, not to mention compromise their own place in the afterlife.
Peki bedeli ne?
And at what cost?
Küçük bir servete mal oldu.
Cost me a small fortune.
- Kaç para peki bu televizyon?
- Yeah, how much this TV cost? - I don't know.
Şimdi o çatıyı tamir ettirmek kaça patlar dersin?
Now how much you think it cost to get that roof fixed?
Bana 50 dolara patladı.
Cost me $ 50.
Sana yüz bin dolara mal oldu ama olay kapandı.
Cost you a hundred grand, but the dui never happened.
Öncelikli görevimlerimi yerine getireceğim, yolsuzluğu ortadan kaldırmak ve limanı temizlemek, ne pahasına olursa olsun!
I will carry on my predecessor's mission to eradicate corruption and clean up the port, no matter the cost!
Bu bir Barber marka, ne kadara satılıyor biliyor musun?
This is a Barber, do you know how much they cost?
Her ilacın bir yan etkisi vardır.
Every improvement has its cost.
Her şeyin bir bedeli olduğunu söylüyorum.
I'm saying there's a cost.
Elmalar 5 sentten satılmıyor.
Apples don't cost a nickel.
Tamiri sana 1100 Pound'a mal oldu.
Cost you 1,100 quid to get it fixed.
ben bir işadamıyım şimdi, rezerve sigaralar ve ucuz liköre dikkatini geri çevirmenin ücreti nedir kardeşin, ve bir de bonus alacağım bana imrenmeden başka ne önerebilirsin ki?
I'm a businessman. Now, what will it cost me to turn your attention back to reservation cigarettes and discount liquor? Your sister, and I'll throw in a bonus.
- Sana pahalıya mal olacak.
- It'll cost you if you want a real one.
Kar yağdırmak 1500 papele mal olacakmış.
The snow is gonna cost 1,500 quid.
Biliyorsunuz, farklı sebzeler satın aldığınızda Yılın farklı zamanlarında, farklı miktarlara mal olurlar Çünkü sezonun içine girip çıkıyorlar, biliyor musun?
You know, when you buy different vegetables at different times of the year, they cost different amounts because they go in and out of season, you know?
Bu bilgiler size daha fazlasına mal olacak.
That information will cost you more.
O zaman ya hikayesi beş para etmez, ya da fiyatı hakkında yalan söylüyor.
Then either her story is worthless, or she's lying about the cost.
Bunun bir bedeli olacağını biliyorsun, değil mi?
Now you know this is gonna cost you, right?
Kirli işinizin bedeli pahalıya patlayacak size.
will cost us dearly.
Bağımlılığınızla mücadele ettiniz... ve bu size pahalıya maloldu.
You have struggled with your addiction and it has cost you dearly.
Kitaplarımız sandığından da pahalı.
Our books cost much more than you'd think.
Fazla adım atıyorsanız, temponuz çok yavaşsa bu tüm yarışta size 0.25 saniyeye mal olur.
Now, if you're over-striding, if your cadence is too slow, it can cost you a quarter of a second the whole race.
90'ıncı metrede gözlerin onu aradı ve yarışa mal oldu.
You looked for him at 90 meters, and it cost you the race.
Her ne kadar büyük meblağlara mâl olacak olsa bile.
Although it will cost a tremendous amount of money.
Bugün bana çok paraya mal oldun.
You cost me a lot of money today.
Bir onluğa mal olacak ama buna değer.
It'll cost a tenner, but it's worth it.
Ölümü Renney'e para getirdi.
Her death cost Renney money.