Cough tradutor Inglês
2,122 parallel translation
Şiddetli mi?
Cough? Bad one?
Boğmaca için kullanılır.
Oh. Pertussis is whooping cough.
Jackson boğmaca olmuşsa ve ilaçlarını alamazsa,... neler olur?
What would happen to Jackson if he had whooping cough and he stopped his meds?
Evet, umalım da Jackson'ın öksürüğü hemen düzelmesin.
Here's hoping Jackson's cough doesn't take a turn for the better.
Öksürük ve ateşine iyi gelecek mi?
It's gonna help with his cough and the fever?
Yok, yok, Robin, öksürük tuttu sadece.
No, Robin, I just have a bad cough.
Öksürük tutmadı aslında.
I don't really have a bad cough.
Çocuklar ebeveynlerinden bilgi alamıyorlar.
Kids don't cough up information on their parents.
Öksürük şurubu?
Ah. - Oh, cough syrup?
Öksürüğüm yok.
- I don't have a cough.
Öksürükleri geçirtmem için çağırmadın beni umarım çünkü yardım etmem.
I hope you didn't page me to help pass out cough drops. - Ain't gonna happen.
Dr. Stevens sürekli öksürmenizi, nefes almanızı ve vermenizi isteyecek.
Dr. Stevens here will be asking you to cough, inhale and exhale...
Stevens, öksürmesini sağla, nefes alsın.
Stevens, get him to cough. Get him to breathe.
- Öksürmesini sağla. Nefes aldırt.
- Get him to cough, get him to breathe.
Benim için öksür.
Cough for me.
Çok öksürüyorum.
- I cough a lot.
Öksür.
Cough!
Öksürükler iki ay sürmüştü, herif kaşektikmiş.
Cough's lasted two months. He was cachectic.
Fakat sars, öksürüğü ve kansızlığı çok güzel açıklıyor.
But SARS explains the cough, causes hypoperfusion, which explains the ischemic bowel. It's perfect.
Öksür.
Cough.
Sadece dışarıya ilaç almaya gittim.
Oh, um, I just ran out to get some cough medicine.
Kes artık şunu.
Blahbiddy, blah, blah, blah. Cough it up already.
Eskiden bir erkektim ama her öksürdüğümde Sam amcaya teşekkürler hayalarım uçmaya devam ediyor.
I used to be man but every time I cough thanks to Uncle Sam my nuts keep falling off
Bugünün nakit ineği oldu.
Cash cough to me day.
Pekâlâ, 300 dolarımı verirsen gücenmeyeceğim.
Okay, I won't have any hard feelings when you cough up $ 300.
Sana biraz öksürük şurubu getireyim Tamam mı Darren?
I'll get you some cough syrup, Darren, OK?
Üstüne bir de öksürük ilaçları alıyordum.
While I was taking cough medicine.
Her neyse karısı ve çocukları adına bağış toplanıyor... Yani para hazırlasanız iyi olur.
Anyway, there's a collection for his wife and kids, so you'd both better cough up.
Afedersiniz, çocuklar için öksürük şurubu var mı acaba?
Excuse me, do you have any cough syrup for children?
Öksürük, zatürre...
A cough, pneumonia.
Öğürme refleksi yok.
Cough reflex has died away.
Bunu yeteri kadar erken söylemesi için onun kahrolası bacaklarını kıracağım.
I'll just break his fucking legs and he's gonna cough it up soon enough.
Öksürüğüm... Bu olaylardan önce başlamıştı.
My cough- - I had it before all this.
Hadi sökül bakalım, Ray-Gey.
Let's go. Cough it up, Ray-gay.
O lanet tarifi istemesen de vereceksin.
You are gonna cough up that fucking recipe.
Mike, Stacy gibi kızları elde etmek için bir kamyon dolusu öksürük şurubuna ve bir fıçı da biraya ihtiyacın var.
You see, Mike, a girl like Stacy, to get her, boy, you'd need like a truckload of cough syrup and a vat of malt liquor.
Öksürük.
Cough.
Bu öksürük için annen doktoru aramalı.
Your mom should call the doctor about that cough.
Öksür iyi gelir.
It's better to cough.
Bir kere öksürürsem, önden ben gideceğim.
If I cough once, I'll take the lead.
İki kez öksürürsem, sen git, tamam mı?
If I cough twice, you go, okay?
Bazen gerçekten öksürürüm.
I cough sometimes for real.
Bir öksürük de sen çıkacaksın.
One cough mean you go.
İki öksürükte de sen, demek.
Two cough mean you take the lead.
- Pastil.
- Cough drops.
Sökülün.
Cough up.
Bugün kızımın doğum günü.
It's my daughter's birthday. Cough up.
Paulo, bir de öksürüyormusun?
Paulo! Listen to you cough!
Yanına gidip öksürük şuruplarının yerini sordum.
And I went up and I asked her where the cough syrup was.
Öksürüğüm filan da yoktu.
I didn't even have a cough.
Bu yetmiyormuş gibi ; astımım yüzünden öksürmeye başladığımda paniğe kapılan bir askerle yolculuk ediyordum.
As if that were not enough, I was traveling with a soldier who panicked every time my asthma made me cough.