English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Inglês / [ C ] / Counts

Counts tradutor Inglês

3,742 parallel translation
Geçerli bir atış da!
And it counts!
Ve eminim Pennsylvania eyaleti araçla kasıtsız adam öldürmeni iki cinayet olarak görecektir.
And I am sure that the state of Pennsylvania will be adding two counts of vehicular manslaughter to that.
Ama yine de sayılır.
But that still counts.
Şu ana bak.
Now is what counts.
Sayılır.
It counts.
Şanslı yıldızları sayar ve sahillere yelken açar... ki bu da bana, tüm saygımla, size bir tavsiyeymiş gibi geliyor.
He counts his lucky stars, and he sails off into the sunset, which, seems to me, and all due respect, some advice you two might take.
Her oyun önemi var sonuçta.
cause every vote counts, you know.
Bu sayılır.
That counts.
Bu soygun sırasındaki ölümler cinayet kapsamına girdiği için polis tarafından vurulan arkadaşlarının cinayetini de üstleniyorsun.
I have here a statement of facts in which you admit to participating in these armed robberies, which would also mean you're pleading guilty to two counts of felony murder, for your friends who were shot to death by the police.
Ya da müvekkilin iki tane ikinci derece cinayet için 30 yıldan başlayıp müebbete kadar anlaşabilir.
Or your client agrees to do two counts of second-degree murder, 30 to life, concurrent...
- Evet, sayılır.
Yeah, it counts.
Önemli olan bundan sonra ne yapacağın derdi.
He'd say it's what you do next that counts.
Haberin olsun, bu doğum günü hediyen yerine geçecek.
For the record, this counts as your birthday present.
Ayrıca, önemli olan şimdi ne yapacağın.
Besides, it's what you do next that counts.
Bu, suçunu kabul etme sayılabilir sanırım.
I think that counts as an admission of guilt.
Corvair'im arenadan en hızlı çıkış yapan arabaydı. Corvair kazandı!
These are nice points except the only one that counts is the fact that my Corvair got out the fastest.
Ama bunun sayıldığını sanmıyorum.
But I don't think that really counts.
Hayır, şimdiki ayrılık sayılacak.
No, this is the breakup that counts.
Ülke içinde sayısız suçlardan hüküm giyecek,... uluslararası meslektaşlarımız da onunla ilgili sıralarını bekliyor olacaklar.
She'll be charged with multiple counts domestically, and our international counterparts will have their turn with her.
Sayısız gizli anlaşmalar, yalancı şahitlik ve adaleti yanıltma.
Well, numerous counts of conspiracy, perjury, and obstruction of justice.
Burada kalmazsam bu sayılmaz, biliyorsun.
You know, it only counts if I stay.
Herkes her haftanın, yapabileceğimiz en iyi hafta olmasının hesabını yapıyor.
Everybody counts on each other to make every week the greatest week we can possibly make it.
Tamam, bir- - iki- - Yağmacı yarışında bu puan bana yazılır, değil mi?
Okay, one--two- - oh, this counts as my point in the scavenger hunt, right?
Teşekkürler ama bunu iki kişilik ikinci derece cinayetle takas ediyorum.
Thanks, but I'm trading it in for two counts of murder in the second. How?
Julian Assange, 31 ayrı hack ve bilişim suçundan hüküm giydi.
1991 Julian Assange is charged with 31 counts of hacking and computer related crimes.
Gerisi mühim değil.
That's all that counts.
Esas önemli olan kıyafetlere vericeği tepki.
Reaction to clothes is what really counts.
# Kaçıyor kör adamlar göklerden, suçlanmışlar, saat işliyor... # #... hala hayatta o olan o hayalet, zihnini sisle istila ediyor #
Nathan : ♪ Blind men escaping the skies, condemned, the klok counts down ♪ ♪ the ghost that's still alive infest your mind with fog ♪
# Kaçıyor kör adamlar göklerden, suçlanmışlar, saat işliyor... # #... hala hayatta o olan o hayalet, zihnini sisle istila ediyor #
Nathan : ♪ blind men escaping the skies, condemned, the klok counts down ♪ ♪ the ghost that's still alive infest your mind with fog ♪
Bak, sunum notum, genel notumun dörtte üçünü belirliyor.
Look, my presentation counts for three-fourths of my grade.
- Tamamen.
On all counts.
Ekip her zaman önce gelir.
The team is what counts.
Evet, biliyorum, ekip önce gelir.
Yeah, I know it's what counts.
Demek istediğim, "Her oyun bir değeri var" lafı sadece insanların söz sahibi olduklarına inanmaları için bir yol.
I mean, the "every vote counts" thing is just a way to make regular people think that they have a say in things.
Şimdi ya da şu andan itibaren bir saate kadar teslim edersen geçerli sayılır.
It counts as much if you hand it in now or an hour from now.
Evet, eğer sorunluysa gerçek olduğunu düşündüğü şeyler gerçekleşebilir.
- No, if the boy's Troubled, what counts is what's real in his mind.
- Önemli olan düşünmek.
- It's the thought that counts.
Her biri bu saldırıda cinayete teşebbüs, birinci derece tecavüz birinci derece cinsel saldırı birinci derece cinsel taciz iki adet birinci derece tartaklama ve birinci derece olay çıkarmakla suçlanıyor.
Each is charged in this attack with attempted murder, rape in the first degree, sodomy in the first degree, sexual abuse in the first degree, two counts of assault in the first degree, and riot in the first degree.
Önemli olan o.
That's all that counts.
Her bir oyun değeri var.
Every single vote counts.
Ama zamanımız olmadığını söylemiştiniz ve günler geçiyor.
But you said that we don't have time, every day counts.
Savcı, Pierce Higgins'i üç cinayetle yargılayacak.
D.A. is gonna charge Pierce Higgins with three counts of homicide.
Fakat araştırmalara göre doğanın rolü daha fazla.
But as the study shows, nature counts for a lot.
Beş kez hayatımı kurtardı. O üç kez olduğunu söylese de.
She saved my life five times, even though she only counts three.
Her zaman herkesin güvendiği adam oldum.
I'm always the guy that everyone counts on.
- Daha önce hiçbir kız bana yemek yapmamıştı.
It's, it's the effort that counts. A girl has never cooked me dinner before.
Dikişleri atmış Daisy buna bir gözatmamı istedi.
Daisy was torn between thread counts, so she wanted me to take a look at these.
Hepimiz koruyabilecek tek kişi sensin, Gil.
You're the one everyone counts on, Gil.
Bu bir şey demek olabilir.
Well, that counts as something.
Ama buradan ayrılınca zarar sayılır.
But it's when you leave that the damage counts.
Garip bir hastan varmış.
I just heard about your freaky patient. Abdominal pain, strange blood counts, blistering. Yeah.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]