Cupcakes tradutor Inglês
1,210 parallel translation
- Sarı aldım.
I just got yellow cupcakes.
- Pembe al demiştim.
I thought I said get pink cupcakes.
Biraz kurabiye alın ve en sevdiğiniz zencefilli kekten.
Some pfeffernüsse, just in case and some ginger cupcakes, your favorite.
Çörekler!
Cupcakes!
Bu çörekler yapılırken hiçbir hayvan zarar görmemiştir.
No animal was harmed in the making of those cupcakes.
Bir de çörek.
And cupcakes.
Steve için kek pişirebilirim.
I would Bake Steve some more cupcakes.
Hatta daha iyi kekler.
Some even Better cupcakes.
Ve sonra yediğim keklerin gerçek halini fark ettim.
And then, I recognized the true nature of the cupcakes I had consumed.
Böylece Steve için kek yapabilirim.
You know, so I can make more cupcakes for Steve.
Bu şekilde, o gelmeden önce taze kekler yapabilirim.
That way I can Bake some fresh cupcakes Before he gets Back.
Biraz top kek yapacağım da.
I'm gonna be making some cupcakes.
Neticede, onların top kek olduğunu nasıl bilebilirdi?
After all, how was she to know they were pot cupcakes?
Ya da birkaç düzine çörek.
Or a couple dozen cupcakes.
- Döş mü? Ortası şekerleme dolu 24 tane minik çörek.
No, it's two dozen cupcakes with melted mini-candy bars in the middle.
- Ünlü keklerin!
- [Betty] Ooh, your famous cupcakes!
Kekler için teşekkür ederim.
Thank you again for those cupcakes.
Büyükanne Suarez'in Kekleri!
Grandma Suarez's Cupcakes!
Roosevelt Lokantası'na birkaç kek götürdüm!
I took some cupcakes to the Roosevelt Diner!
- Benim keklerimi mi?
- My cupcakes?
Babamın keklerini satacağım!
So... I'm selling Dad's cupcakes!
Ona kek götür!
Take him some cupcakes!
- Kekleri kendim yaparım.
- I will make the cupcakes myself.
Kek bile yapamıyorum!
I can't even make a freaking batch of cupcakes!
Dr. Cox, alçı yarın çıkıyor.
So, Dr Cox, the cast comes off tomorrow. Any last-minute shots you want to take at me? You have diabetes and you can't eat cupcakes.
Frou Frou çörekçisinin kendi otoparkı olması lazım.
Frou Frou Cupcakes needs their own parking lot.
Evet, patlayan keklerim yüzünden kapatmak zorunda kaldık.
Yeah, we got shut down'cause of my exploding cupcakes.
- Ve bende özel keklerimden yapacağım.
- And I'll make my special cupcakes.
Elke'nin çekimi var, kızlarla ben çörek yiyeceğiz.
We'll Get A Shot Of Elke, The Girls And Me Eating Cupcakes.
Top keklerini unutma!
And, don't forget your cupcakes!
Top kekleri unuttu.
She forgot the cupcakes.
İstersen top keklerini Henry'nin evine götüreyim, bu akşam yıldızların altında yesinler, biz de ruhen orada oluruz.
Hey, what if I bring your cupcakes over to Henry's, and then they can eat them under the stars tonight, and, like, we'll be there in spirit.
Top kek mi?
Cupcakes?
- Ben de top kek yapacağım!
- And I'm making the cupcakes!
Artık sana top kek yapmam gerekmiyor.
You don't need me making cupcakes anymore.
Babacığım, top keklere her zaman ihtiyacım olacak.
Papi, there will never be a day when I don't need cupcakes.
Aslında şu anda o top keklere hayır demezdim.
Actually, I could really use one of those cupcakes right about now.
Sanırım, bunlar hayatımda gördüğüm en büyük çörekler.
I think those are the biggest cupcakes I've ever seen.
Neler oluyor çocuklar, çörekler hoşunuza gitmedi mi?
What's the matter, guys, don't like the cupcakes?
Çünkü farklı şeyler denemek istiyorum.
'Cause I want it to look authentic next to my eighth note cupcakes.
Minik kek alır mısın?
I might bring you a little something. Cupcakes? Oh.
Kekleriniz çok güzelmiş ama Lorenzo karbonhidrat yiyemiyor.
You have, uh, beautiful cupcakes, but Lorenzo, he, uh, eating the no carbs.
Senin gibi fiziği olan birisi elbette ki kek yemiyordur.
A man with your physique clearly does not eat cupcakes.
Seni çöreklerden daha çok seviyorum.
I love you more than cupcakes.
Steve ortalamayı bana çöreklerle öğretti.
Steve taught me averages with cupcakes.
Kek kokuyor.
I smell cupcakes.
Ne yani bu kadar zenginsin ama kek mi kokuyorsun?
Are you so rich that you smell like cupcakes?
Roger'ın karısı kek yapar..
Roger's wife bakes cupcakes...
Burada keklerin kokusu için otururduk.
We sit here to smell the cupcakes.
Şimdi top kek zamanıymış.
It's all cupcakes now.
O zaman top kek yap.
So make cupcakes.