Damas tradutor Inglês
87 parallel translation
Ve onun orada öylece Çin daması oynuyor olması midemde tuhaf bir hisse sebep oluyordu....... sanki hiç bir şey olmayacakmış gibi.
And it made me feel a little queer in the belly... to have her sitting right there in the room, playing Chinese checkers... as if nothing were going to happen.
Bu bir tür Çin damasımı?
Is that some kind of Chinese chequers?
- Çin damasımı?
- Chinese chequers?
Geçen 13 yıldır her pazar akşamı hep Çin daması oynadık.
Every Sunday evening for the past 13 years we have always played Chinese checkers.
Biz Çin daması oynardık, - ve sonra biraz çay yapardı.
We played a game of Chinese checkers, and then she made some tea.
Bu gece de sizlere heyecan verici sesli Kuzey Amerikalıyı takdim etme zevkini yaşıyoruz,
Damas y caballeros... again tonight we have the great pleasure of presenting the North American with that exciting voice...
Ateşin karşısında çiftli solitaire ve Çin daması oynardık. Solitaire mi?
We'd sit in front of the fire and play double solitaire and Chinese chequers.
Çin damasına ne dersiniz?
how about chinese checkers?
Çin damasından hepimiz bıktık.
we're tired of chinese checkers.
Çin mahallesine gidip Çin daması oynar mıydın?
You want to go to Chinatown and play Chinese checkers?
Kimse kımıdamasın.
Not a soul will move!
- Çin daması ya da bir hizmetçi mi efendim? - Hayır hayır.
- Chinese checkers or domestic, sir?
Bayanlar ve baylar, bayanlar ve baylar ( ispanyolca )
Ladies and gentlemen, damas y caballeros,
Abbe de Damas, bana sık sık bir kaçağa yardım için hayatınızı nasıl tehlikeye attığınızı ve zavallı bir prense iyi bir öğüt verdiğinizi anlatırdı.
Abbé de Damas often told me of how you risked your life to help a fugitive and of the good advice you gave an unfortunate prince.
Çin damasının arkasında.
He's behind the Chinese chequers.
Çin daması.
Chinese checkers.
Ben hikâyemi bitirene kadar sen yanıma gelmiş olursun bile Birim J'de oturur Çin Daması oynarız.
By the time I'm finished you'll be sitting right next to me in Unit J playing par-fucking-cheesi.
Neden gidip Çin daması falan oynamıyor ki? Kahretsin.
Why don't he go play some Chinese checkers or something?
Çin daması gibi, biliyor musun?
You know, like mahjong?
Misket daması oynayalım.
Let's play marble checkers.
Harika. Çin daması oynayalım.
Yeah, let's play Chinese checkers.
Bu kadar çok bölünürken nasıl Çin daması oynayabilirim ki?
How can a man play Chinese checkers with all these interruptions?
Gel... Dünya Altın Konseyi ve D'damas altını.
Come... world Gold Council and D'damas Gold... presents you the most sensational music album...
Çin daması benim tutkum.
Mahjong is my passion.
O zaman Çin daması salonu aç!
So open a mahjong parlor!
Umarım Çin damasında kaybedenleri içeri alıyorlardır!
Hope they Let mahjong losers in!
Çin Daması Salonu
MAJONG PARLOR
Çin daması mı oynuyorsunuz?
Playing mahjong?
Çin daması nasıldı?
How was mahjong?
Çin damasında harcayacak daha çok parası olur.
Gives him more to spend on mahjong.
Bir daha yaşlılar merkezine bırakmak Monopol ya da Çin daması oynamak, parmak güreştirmek ve Tanrı şahidimdir sırtına merhem sürmek zorunda kalmayacaksın.
Chinese checkers, thumb wrestling, and my hand to God, you never have to apply ointment to his naked back again.
Chad istersen sana Çin daması oynamayı öğretebilirim.
Hey, Chad, I can teach you to play Chinese checkers if you want.
Kutlamalar başlamak üzere. Eğer Isotots'lar kazanırsa lütfen havaya silah atarak kutlamayalım.
Damas y caballeros, if the Isotots win, please do not fire your guns in the air.
68 yaşındaki Çin daması oynadığı arkadaşıyla görüşmek istemiyormuş.
She was trying to stop seeing her 86-year-old mahjong partner.
Damas fazla iyi.
Damas is too sweet.
Kaç, Damas.
Run, Damas!
Cinayetle suçlanıyorsun.
Damas Viguier, you stand accused of their murder.
Hayır Damas, sinekleri postalayan sensin.
No, Damas, you send them.
Damas Viguier diye birisi aslında yok.
Damas Viguier doesn't exist.
Arnoud Damas Heller-Deville. 1985 doğumlu.
Arnaud Damas Heller-Deville, born in'85.
Her şey Damas'ın başının altından çıktı. Hiç şüphe yok.
No doubt about it, it is Damas.
Castillon'a yakın olabilmek için o meydanı seçti.
Damas chose your square to be near Castillon, the leader.
Damas'ı yanına aldığından beri bunu planlıyorlarmış.
They'd been preparing it since she took in Damas.
Damas olmadığını söylüyor.
Damas says she didn't.
Damas'la Marie ayrı ayrı büyümüşler. Bir araya geleli de çok olmamış.
Damas and Marie only met recently.
Damas ile ikimiz çok yakındık.
Damas and I were so close.
O yapmış olsa kurbanlara kömür sürmezdi.
Damas wouldn't have smeared charcoal.
Vebanın kara ölüm olmadığını halk arasındaki bir yanlış anlaşma olduğunu herkesten iyi biliyor.
The Black Death means nothing to Damas. He knows that it is a false image, a folk legend.
Damas ile ilgili.
It's about Damas.
Hangi gezegende yaşıyorsun sen Damas?
What planet are you on, poor Damas?
Damas ne kadar ceza alır?
What will Damas get?