English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Inglês / [ D ] / Dead

Dead tradutor Inglês

145,109 parallel translation
- Bu istasyon çoktan ölmüş.
This station is dead already.
Ölü merkezin yükselişine geçti.
It went over that rise, dead center.
Ölen kocamın lehine borcu olan bir arkadaşım.
A friend who owed my dead husband a favor.
Ölü gitti.
It went dead.
Tüm evrende iki kişi vardı. Protomolekül projenizi koruyabilecek kimseler, Ve şimdi Krshunov öldü.
There were two men in the entire universe who could protect your protomolecule project, and now Korshunov is dead.
Şu anda o kapıyı açarlarsa hepimiz öldük.
If they open that door right now, all of us are dead.
O şey ölene kadar hiçbir yere gitmiyoruz.
We're not going anywhere till that thing is dead.
Ama bence şehir ölmüş bitmiş.
But to me, the city's dead and gone.
Doğranmış sosisler, yumurta, biraz soğan ekmek, tereyağı, tuz ve karabiber, domates sosu.
Chops, sausages, google eggs, a bit of onion, and bread and butter, salt and pepper, dead horse.
Barbara öldüğünüzü düşünmüştü.
Baby Barbara thought you were dead.
Benim babam ben 12 yaşındayken bizi terk ettiğinden beri benim için ölü.
Now, mine's been dead to me since the moment he walked out when I was 12 years old.
Thayer'ı kapana kıstırdığım hâlde neden zerre gerilmedi?
Why did I have Thayer dead to rights, and he wasn't even nervous?
"Fear the Walking Dead" de önceki bölümlerde...
Previously on AMC's "Fear the Walking Dead"...
Martha ve Russel öldüler, değil mi?
Martha and Russell are dead now, aren't they?
Bu yaşıyor olacak, ölü değil.
It's gonna be living, not dead.
Hayır, eğer biri öldüyse, o ölmüştür anladın mı?
Nah, if someone is dead, they're dead, you know?
Hepimiz öldüğünü düşündük.
We all had you for dead.
Demek istediğim, yaşamak ne kadar kötü olursa olsun,... ölmek daha kötü, ve onlar bize karşılar.
I mean, no matter how bad the living might be, dead are worse, so us against them.
Şuan öldüğünü biliyorsun, değil mi?
You know you're dead now, right?
O Alicia'yı ölüme terk etti.
She left Alicia for dead.
Ölmüşler.
They're dead.
Hepsi ölmüş.
They're all dead.
Russell yangında öldü, McCarthy öldü.
Russell lost in the fire, McCarthy dead now.
Onu bu kadar korkarken görmemiştim. Ölüler dirildiğinde bile.
I've never seen him scared, not even when the dead rose.
Burayı terkeden herkes benim için ölmüştür.
Anyone who leaves is dead to me.
Şimdi ikisi öldü ve... diğeri de benim için ölü.
Now two are dead and... one is dead to me.
Öldüler.
They're dead.
Burada birçok ölü dolaşıyor.
Lots of dead wander around out here.
Fear The Walking Dead'de daha önce...
Previously on amc's "fear the walking dead"...
Trimboller öldü.
The trimbols are dead.
Russell öldü.
Russell's dead.
Vernon Trimbol de öldü.
Vernon trimbol's dead, too.
O günler geride kaldı.
Those days are dead.
O orospu çocuğuyla anlaşmak yerine ölmeyi tercih ederim.
I'd rather be dead than meet with that son of a bitch.
Hepsi büyük planın bir parçası... ölüler uyanmadan önceki büyük planın.
It's all part of a grand plan... One that's been taking place before the dead walked.
- Ölmemiş olman güzel.
It's good you're not dead.
Bir şekilde, ölülerden daha kötü durumdalar.
Somehow, they're worse than the dead.
Ölüleri gömüyor.
He's burying the dead.
Çölde seni yanarken bulduğumda... seni az daha ölüme terk edecektim.
When I found you burned up in the desert, I almost passed you for dead.
Dünya öldü.
The world is dead.
Fotoğraflarda ölmüş olan insanların göz kapaklarına sahte göz çizilmişti.
Where the dead were photographed With the eyelids of the eyes painted.
Birde ölüye ait olan bir eşya lazım.
It takes some of the dead's belongings.
Onlar... "ölü."
They are... "dead."
Gelin teslim edildiğinde, Öldü kabul edilirdi.
When the bride was delivered, she was considered dead.
Ölülere giydirlen bir sembol gibi.
It was a symbol... that covered the dead.
Ben ölüyüm.
I am dead.
Akbabaların ceset etrafında dolanmasından bahsetmişken Caroline'ın bu akşam randevusu var.
Speaking of vultures circling a dead body, Caroline's got a date tonight.
O öldü!
He's dead!
Eğer o ölürse, rehinenin, kaçıranlar için pek de bir önemi kalmaz.
And a hostage isn't worth much to a hostage taker if she's dead.
Elimizde ölü bir kız olmak üzere olduğunu düşününce pekala da az bir para bu.
Well, that's cheap considering we're about to have a dead girl on our hands.
Belki hepimiz öldük ve burası öbür taraf.
Maybe we're all dead and this is the afterlife.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]