Deception tradutor Inglês
1,090 parallel translation
Bok'tan ciddi bir aldatmaca hissediyorum.
I sense considerable deception on Bok's part.
Bu hileye neden cüret ediyorsunuz?
Why do you attempt this deception?
Hile, insanların hep başvurduğu bir yol.
Deception is the way of the human.
Kandırma ya da yalan olmadan bırakacağız.
We'll leave it, without deception or lies.
Sağduyuya olan inatçı bağlılığınız aldanmanıza sebep oluyor.
Your stubborn faith in... in common sense... that allows his deception.
"Bütün mücadele aldatmaya dayalıdır." Sun Tzu.
"All warfare is based on deception." Sun Tzu.
Aldatılmanın her aşamasına ve her türüne şahit olmak için fırsatım vardı.
I've had the opportunity to be witness to every kind and degree of deception.
- "Kendini kandırma."
- Self-deception. - Good.
Hepsi kandırmaca.
All deception.
Sizi temin ederim, sizi aldatmaya niyetim yoktu.
I assure you, I intended no deception.
Bu aldatma anlamına gelir.
That implies deception.
Yani sahtekarlığa karşı dikkatli olmamı mı söylüyorsun.
A deception? You're saying beware of deceptions.
Bilmiyorsun, ama seni aldatıyorlar.
You don't know it, but you got a deception here.
Söylentiye göre alış veriş listesi, zeki adam Russel tarafından Ruslara geçirilmek için hazırlanan bir yanıltmacaymış. Söylentiyi çıkaran da o.
Rumour has it that the shopping list was really a brilliant deception, planted on the Russians by our clever Russell, who also started the rumour.
Will, onda hiç aldatmaca hissetmedim.
Will, I didn't sense any deception from her.
Benimle arkadaşlığında bu oyunun bir parçası mıydı?
Your friendship with me was part of the deception, was it not?
Hilen beni incitti kardeşim.
Your deception offends me, Brother.
Bu daha çok bir aldatmaca denemesi olabilir.
It is more likely that this is an attempt at deception.
Şüpheciliğine katılıyorum, ama bu bir kandırmacaysa, Romulanlar bu işi çok iyi beceriyor demektir.
I join in your skepticism, but if it is a deception the Romulans are certainly making a good show of it.
Alman dilinde karsilasacaginiz en ilginc ozelliklerden biri... baska hicbir dilde "aldatma" yi anlatan, bu kadar cok terim bulamazsiniz.
What's amazing is that in the German language... you find, more than any other, phrases to express deception.
Evlilik aldatma ile eş anlamlı mı yani?
Is marriage synonymous with deception?
Numara yapılmasını ve aldatmaca istemiyorum.
I don't want any pretending... or deception of any kind.
Ama herhangi bir yalan hissedemedim.
But I sensed no deception.
"Bütün mücadele aldatmaya dayalıdır." Sun Tzu.
"All warfare's based on deception."
Bütün bu aldatmaca beni büyük bir sıkıntıya soktu, ama başka çıkış yolu bulamıyordum.
The whole deception distressed me greatly, but I could see no other course to take.
Bay Gibson senin masumiyetine inanıyor ancak senin çok büyük bir tehlike içinde olduğunu sana söylememek zalimlik olacaktır.
Mr. Gibson is convinced of your innocence but it would be a cruel deception to pretend that you're not in very great danger.
Şüphe etmemizi gerektiren bir aldatmaca var
Where there is a want of it, we must suspect deception.
Sanırım, aldatılmış bir insan gibi çıldırmıştı.
I think she was mad with a deep power of deception which insane people may have.
Bir hile ya da herhangi başka bir şey algılamak neredeyse imkansız.
It was virtually impossible to sense any deception. Or anything else.
Belki de bu yanıltmacanın kurbanısınız.
Perhaps you are a victim of this deception.
Yanıltmaca mı?
Deception?
Onda, korku ya da yanıltma algılamadım.
I perceive no fear or deception from him.
Söylesenize Kaptan, bu dalavere ortaya çıkıp, kendisi gururla Romulan gemisinin köprüsünde dururken, onu tekrar yakalamak için hiç çaba gösterdiniz mi?
Tell me, Captain, when the deception was revealed and she stood proudly on the bridge of a Romulan ship, did you make any effort to retrieve her?
- Bu aldatmaca hoşuna gitti mi?
- You found our deception pleasing?
- Bunu bir aldatmaca olarak göreceklerdir.
- They'd see that as a deception.
Beni öldürmek için yapılacak hamlenin yaklaştığını biliyorduk o yüzden bu düzmeceyi hazırladık.
We discovered the attempt on my life was coming, so we arranged this little deception.
Sana saçma gelse bile sınavı geçmen senin için daha iyi olacaktır.
My father died a long time ago. I let her raise me under this deception.
Bu bir kandırmaca olabilir.
It may be a deception.
Neden bir sürü dümen çevirdiniz?
Why the deception?
Niye yalan söylediniz?
Why this deception?
Açgözlülük, kandırmaca, gücünü kötüye kullanma.
Greed, deception, abuse of power.
Yoldaş, büyük proleter duruma daha iyi hizmet edebilmek için sık sık yalancılığımla ilgili pratikler yapıyorum.
Comrade, in order to better serve the great proletarian state I practice my deception as often as possible.
Bu benim tek aldatmacam.
That was my only deception.
Hilekarlık beklerler, bu yüzden daima bunu bulurlar.
They expect deception, so they always find it.
Deception Adası'ndaki Chinstrap penguenleri sessiz ve hareketsizce duruyorlar.
On Deception Island, Chinstrap penguins stand silent and motionless.
Şöyle diyorsun - adamı aldatmak için -
So you say - a little bit of deception -
Korunmak için yukarıya kadar uzanan bir başka hileye izin vermez.
To protect itself, it won't allow another deception that goes all the way to the top.
Ama bize söz vermelisin Joe amca, artık sahtekarlık, oyun ve yalan yok.
But you gotta promise us, Uncle Joe, no more deception, no more games, no more lies.
Ve böylece dahice dalavarenizi gerçekleştirmeye koyuldunuz aldatmacanızın çetrefilli ağlarını işlediğiniz cinayeti evin masum sakinlerinden biri siz orada değilken işlemiş gibi gösterecek şekilde ördünüz.
And so you embark on your ingenious subterfuge weaving the intricate web of deception that will make the murder which you have committed appear to have been perpetrated by an innocent member of the household, ... while you yourself were absent.
Ama görüyorum ki ben sihrin hakimi olurken... sen de aldatmacanın hakimi oluyorsun İskoçyalı.
But it seems that while I'm the master of illusion, you are turning out to be the master of deception, Highlander.
Bunun için sizden özür dilerim, fakat kendimi korumam gerekiyor.
I'm sorry for my deception, but it was necessary to protect myself.