Defeat tradutor Inglês
4,954 parallel translation
Şimdi her şey çok daha açık. Onu yenebilecek tek kişi sensin.
I mean, it's clear now, more than ever, you are the only one who can defeat her.
Onu yenebileceğini de.
that you can defeat her.
Zaferimize gölge düşürme.
Don't snatch defeat from the jaws of victory. I'm just saying...
Geçenlerde kaybettiğim dostumun yerine seve seve yenilgi alır, utanç da duyardım.
I'd happily take defeat and shame over the grief of losing a friend recently.
Bu yaratığı yok etmek istiyorsan bana güvenmek zorundasın.
If you wish to defeat this evil, you must trust me.
Mağlubiyet suratıydı.
That was the face of defeat.
O zamana kadar her anımızı Moloch ve Atlıları yenmek için bir yol arayarak geçireceğiz.
And until then, we spend every waking moment looking for a way to defeat Moloch and the Horsemen.
Moloch'u yenmek için silah bulmalıyız.
We must find a weapon to defeat Moloch.
Sadece bu kaza yüzünden, Prensimiz tutuklanır ve bir asker olur.
As the result of defeat, our Crown Prince was taken hostage by Qing.
Güneşin ilk ışıkları ritüel sunağını aydınlatmadan önce panzehiri elde etmek için son bir muhafızı mağlup etmen gerekecek.
Before the morning sun hits the ritual altar, you must defeat one final guardian to claim the antidote.
Japonları bu gemiyle yenmek zorundayım!
I must defeat them with that ship...!
Derler ki bir kişi görevini yaparsa binleri bozguna uğratır.
If one man does his duty he can defeat thousands.
Teröristler bugün hayali fikirlerini açıklayarak küçük bir zafer kazandılar. Ama kimseyi mağlup edemediler.
The terrorists won a small victory by getting their delusional rant to air, but they did not defeat anyone.
- Benim amacım, Carrie, kötülüğü yenmektir.
My motive, Carrie, is to defeat evil.
Ama eğer evden kaçarsan yenilgiyi kabul etmiş olacağımı söyledi.
But she said if I run away from home.. .. then I'll accept my defeat.
Eğer yüzüme karşı Dinesh'i cidden benden daha çekici bulduğunu söylersen ancak o zaman mağlubiyeti kabul edeceğim.
If you can tell me to my face that you seriously find Dinesh more attractive than me, then and only then will I concede defeat.
Yasak Sanatlar'ı asla yenemezsiniz.
You will never defeat The Forbidden Arts.
- Görüşürüz. Niyetini çok iyi biliyorum, Ron ve seni yeneceğim.
I know what you're doing, Ron, and I will defeat you.
Yalnızca güçlü bir ışık büyüsü kullanıcısı onu yenebilir.
Only the purveyor of the strongest light magic can defeat her.
Kehanete göre beni yenebilecek tek kişi senmişsin.
According to the prophecy, you're the only one that can defeat me.
Seni yenmek mi?
Defeat you?
Köpekbalıklarının saldırısından kaçma yolu.
Way to snatch defeat from the jaws of victory.
Hâlâ eski Ron Swanson'sın ve seni yeneceğim.
You're still the same old Ron Swanson, and I will defeat you.
Öyle ki, yenilgiden yatağıma sığınacaksın!
I will defeat you right into my pants.
Onu yenebilmemiz için zombinin zayıf noktası olması gerekiyor.
'Cause the zombie needs a weak spot that we can use to defeat it.
Bayanlar ve baylar İspanya şampiyonunda muhteşem bir oyun izledikten sonra, İsraillinin onu yenip yenemeyeceğini merak içinde takip ediyoruz.
Ladies and gentlemen, following an impressive game by the Spanish champion will the Israeli defeat her?
Eğer silahlarımızın sihirli ve çok güçlü olduklarını hayal edersek, Leatherhead'i yok edebiliriz.
If we imagine our weapons are magical and allpowerful, we can defeat leatherhead.
- Siz ahmaklar beni yenebileceğinizi mi sandınız?
- You fools really believe you can defeat me?
"Efsaneye göre, Ho Chan'i yenebilecek tek şey gizemli bir hançermiş."
- "According to legend, the only thing that can defeat ho chan is the mystic dagger."
Bu 5 harften öyle bir kelime yaratıp 9 puan kazanmalıyım ki yenilgimi bir zafere çevireyim.
With these five remaining tiles, I have to craft a word scoring nine points. Then I turn defeat into victory.
Pekâlâ, yenilgiyi kabul ediyorum, çünkü seni seviyorum.
Okay, I'll admit defeat. Thanks. Because I love you.
Mağlubiyeti hazmedemeyen yenilmez bir şampiyon.
A reigning champion unable to cope with defeat.
O yüzden sıra sende, oyna ve hezimetin acı tadını hisset.
Now just take your turn and feel the bitter sting of defeat.
Bu yenilgiyi tersine çevirme oranı 50'ye 1, Ra's'ın lehine.
The odds of you reversing this defeat are 50 to 1, in Ra's'favor.
Söylediğim gibi seni "teke tekte" yenemem.
Like I said, I can't defeat you "one on one."
Garrett'ı yenmek için görmekten fazlasına ihtiyacımız var.
We'll need more than eyes to defeat Garrett.
Ve yakında düşmanın yenilgisine şahit olacaksınız.
And soon we'll witness the enemy's defeat.
Sen intikam istiyorsun ve ben onu gelecek seçimlerde yenmek istiyorum.
You want revenge and I want to defeat him in the next election.
Seni öldürmeden zorla kabul mü ettireyim?
Force you to admit defeat without killing you?
Welfin yenilgiyi kabullendiği için mi acaba?
Is it because Welfin admitted defeat?
Mutlak mağlubiyetten korunmak için teslim bile olabilirler.
They might surrender to spare themselves certain defeat.
Dünyanın büyük kısmı savaşın bitişini kutlarken Almanya'nın derinliklerinde bazıları yenilgiyi kabullenmeyi reddediyordu.
While most of the world celebrates the end of the fighting, some deep in the heart of Germany refuse to accept defeat.
Sönke Neitzel, Tarihçi... - Hitler'in hayat anlayışına göre sadece ölüm ya da yaşam vardı. Kazanmak ya da tam anlamıyla kaybetmek.
In Hitler's worldview, it was always, um, dead or alive, win or total defeat.
Bunu, bu ölüm aracını buraya Rose getirtti, haberim olmaksızın, bana gözdağı vermek ve beni mağlup etmek için.
Rose brought it here, this instrument of death, without my knowledge, to challenge and defeat me.
Ve bu amacımıza ters değil mi?
And doesn't that sort of defeat the purpose?
Öfke, nefret ve intikam arzusu, ayrıca yenilginin acısı.
Are your anger, hatred, desire for revenge. The pain of defeat.
Gebermedi gitti yahu.
Can't defeat them. You dimwit.
Diğer savaşçıları bul ve kötüleri yok et!
Find your allies and defeat the villains!
Beni yen ve beraberinde getirdiği kazanç ve memnuniyetle birlikte kumandanlığa terfi edileceksin.
Defeat me, and you are promoted to a command post with all its residual income and pleasures.
Zaferlerin en büyüğüne götürür veya mutlak yenilgiye uğratır.
by testing the bonds that are the strongest of all. They can lead to the greatest of victories, or to your ultimate defeat.
Burada yaşayan insanlar hakkında şarkılar söylemek bir süreliğine komik olabilir.
Sir Meatball concedes defeat.